Kanser tedavisinde bireyselleştirilmiş kişiye özgü yaklaşımlar giderek daha fazla ön plana çıkıyor. Halen pek çok kanser türünde genetik alt tiplere özgü uygulanan tedaviler başarı oranlarını önemli oranda arttırıyor. Her hastanın genetik profiline göre en etkili tedaviyi seçmek yakın zamanda mümkün olacak. Genentech ve Stanford Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, 20 farklı kanser türünde 776 genomik değişikliğin sağkalım sonuçlarını önemli oranda etkilediği tespit edildi. ABD’de 80 bine yakın kanser hastasından elde edilen geniş çaplı verilerle yapılan çalışmada hangi tedavi tiplerinin hangi genetik özellikteki hastalarda daha etkili olduğunu saptandı. Elde edilen bu genetik şablonla artık mevcut tedavi yöntemleri daha doğru ve etkili şekilde kullanılabilecek, buda tedavi başarısını önemli oranda arttıracak.
Nature Communications’da yayımlanan çalışma, Flatiron Health-Foundation Medicine tarafından sağlanan ve Amerika genelinde 280 kanser kliniğinden toplanan bir veri tabanına dayanıyor. İncelemede akciğer, meme, kolon, pankreas, prostat, baş-boyun kanseri, lösemi ve lenfoma gibi yaygın görülen kanserler yanında nadir kansertürleri de yer alıyor. Araştırmacılar, 95 genin en az bir kanser türünde sağkalım ile anlamlı bir şekilde ilişkili olduğunu belirledi. Özellikle TP53, CDKN2A ve CDKN2B mutasyonları, birçok kanser türünde daha kötü sağkalım sonuçlarıyla ilişkilendirildi.
Klinik Testleri Süren Mikro Robotlar Kanser Tedavisine Yeni Bir Boyut Kazandırabilir
Araştırma ekibi, akciğer kanserinde immünoterapi yanıtını tahmin edebilecek bir yapay zeka yaklaşımı geliştirdi. Bu model, genetik mutasyonları ve hastaların tedavi yanıtlarını analiz ederek, tedaviye olan yanıtın daha iyi tahmin edilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, 776 genetik değişikliğin belirli tedavilerle sağkalıma etkileri detaylı bir şekilde incelenerek hangi tedavilerin hangi hastalarda daha etkili olduğuna dair bir şablon hazırlandı.
Araştırma, büyük ölçekli klinik-genomik verilerin kanser tedavisinde nasıl kullanılabileceğine dair önemli bir yol haritası sunuyor. Elektronik sağlık kayıtlarından elde edilen gerçek dünya verileri, yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde, klinik deneme uygunluk kriterlerinin iyileştirilmesinde ve tedavi sonuçlarının daha hassas bir şekilde değerlendirilmesinde kullanılacak.
Kanser tedavisinde belirli mutasyonların tedavi sonuçlarını ciddi şekilde değiştirebildiğini söyleyen araştırmanın baş yazarı Stanford Üniversitesi’nden Dr. Ruishan Liu, şu değerlendirmede bulundu: “Bu tür büyük ölçekli veri analizleri, kanser tedavilerinde daha hassas ve bireyselleştirilmiş yaklaşımlar geliştirmemize olanak tanıyor. Bu çalışma sadece bir başlangıç, genomik bilgi ve yeni analiz modelleri onkolojide çok önemli hale gelecek.”
Beyin Tümörleri Biyolojik Saatle Uyumlu Yayılıyor: Tedavi Saati Bile Kritik Öneme Sahip
Çalışmadan elde edilen bulgular ile hastalarda yapılacak genetik testlerin ardından en etkili tedavi yaklaşımı seçilecek. Böylece hangi hastada hangi tedavi yaklaşımının daha etkili olacağı önceden tahmin edilebilecek. Araştırmacılar, ayrıca akciğer kanseri için oldukça başarılı bir immünoterapi tahmin modeli oluşturdular.
Kanser tedavisinde genetik bilginin önemini vurgulayan yeni bir araştırma, 20 farklı kanser türünde sağkalımı etkileyen 776 genomik değişiklik tespit etti. Genentech ve Stanford Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen çalışma, 78.287 hastadan alınan genetik profiller ile tedavi ve sağkalım verilerini birleştirerek, belirli immünoterapiler, kemoterapiler ve hedefe yönelik tedavilere yanıt veren biyobelirteçleri ortaya koydu.
Araştırma, TP53, CDKN2A ve CDKN2B gibi bazı gen mutasyonlarının çoğu kanser türünde kötü prognozla ilişkili olduğunu doğruladı. Ayrıca, akciğer kanseri için immünoterapi yanıtını tahmin eden bir makine öğrenimi modeli geliştirdi.
SERD Imlunestrant: Meme Kanserine Karşı Çok Etkili Yeni Nesil Bir Tedavi Seçeneği
Çalışma, gerçek dünya klinik verilerinin kanser tedavisinde nasıl kullanılabileceğine dair önemli bir örnek sunuyor. Elde edilen bulgular, genetik verilerle bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarını optimize etme potansiyeli taşıyor. Bu sonuçlar, onkoloji araştırmalarında biyobelirteçlerin ve genetik profil analizinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, bu tür büyük veri analizlerinin gelecekte daha hassas ve etkili tedavi stratejileri geliştirmek için kullanılabileceğini belirtiyor.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Characterizing mutation-treatment effects using clinico-genomics data of 78,287 patients with 20 types of cancers, Nature Communications (2024), DOI: 10.1038/s41467-024-55251-5YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?