Gençler sosyal medya kullanmayı seviyor ve kopamıyor ama dijital dünyanın gençlere verebileceği zararlarla ilgili haberler de ebeveynleri fazlasıyla kaygılandırıyor. Bilimsel araştırmalar ise sosyal medyanın gençleri nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyor ve henüz bir sonuca ulaşmış değil… Sosyal medyanın uzun süre kullanımının gençlerin ruh sağlığını etkilediğine dair sağlam bir araştırma sonucu yok. Elbette olası zararları da var. Ancak bunların ne olduğunu, kim için, nasıl ve hangi koşullarda ortaya çıktığını tam olarak bilmiyoruz. Doç. Dr. Selda Koydemir, gençlerin sosyal medya kullanımı ile ilgili ebeveynlerin olası riskleri azaltmak adına neler yapabileceğine dair önerilerde bulunuyor:
Gençler internet ve sosyal medya sayesinde dünyanın pek çok yerinde onları dinlemek isteyen, ne söylediklerini merak eden milyonlarca insana ulaşabiliyor. Bu sayede dünyada bir fark yaratabileceklerini düşünüyor ve kendilerini değerli hissediyorlar. Ayrıca sosyal medya platformları arkadaşlarıyla rahat, kolay bir iletişim kurmalarını, ortak ilgi alanları olan akranlar bulmalarını ve pek çok kişiden sosyal destek almalarını sağlarken ait olma duygusu geliştirmelerine de yardımcı oluyor.
Bu sebeple artık teknofobik yaklaşımlardan vazgeçmeli ve onu kötülemekten uzaklaşmalı, dijital dünyanın hepimizin yaşamındaki önemli yerini kabul etmeliyiz. Ebeveynlere düşen, çocuklarını sosyal medyada kendi başlarına bırakmakla, uygun seviyede kontrol sağlamak arasında denge kurmaya çalışmak olmalıdır. Sosyal medya kullanımını yasaklamak veya telefon ya da tablet gibi araçlardan men etmek hiçbir zaman çözüm değil… Ebeveyn olarak çocuklarınızı, sosyal medyanın iyi taraflarını kullanmaları için teşvik etmeye, yaşamlarına daha fazla değer katabilmeleri için sosyal medyadan nasıl faydalanacaklarını öğretmeye çalışarak işe başlayabilirsiniz.
Dijital dünyanın etkilerini düşünüp tartışırken gençlerin çoğunun, dijital yaşamdaki deneyimleri yüzünden değiştiği ya da olumsuz davranışlar sergilediğine inanıyoruz. Aslında gençler, gerçek dünyadaki pek çok davranış kalıbını dijital dünyaya aktarıyor. Örneğin, okulda sıklıkla agresif davranışlar sergiliyor ve/veya zorbalık yapıyorsa, bunları dijital ortama taşıması ve orada da benzer davranışlar sergilemesi olağan…
Bu durumda öncelikle gençlerin gerçek yaşamdaki duygu durumlarının ve davranışlarının bir değerlendirmesini yapmak ve ona göre adım atmak önem taşıyor. Bunun için öncelikle onunla empati kurmaya çalışabilir, ona sosyal destek verebilir, ona model olabilir, gerektiğinde bir uzmandan (psikolojik danışman, psikoterapist gibi) yardım alabilirsiniz.
Araştırmalara göre çocuklarının sosyal medya yaşamlarına daha çok katılan ve onlarla bu konuda dürüst bir iletişimde olan ebeveynlerin çocukları, sosyal medyada olumsuz bir deneyim yaşamaları halinde bundan daha az etkileniyor. Çocukların sosyal medya hesaplarını gizlice incelemek yerine onlarla açık ve dürüst bir iletişim kurmalı; onlara sosyal medya kullanımında belirli seviyede bir özerklik vermeli, ancak hangi davranışların risk içerdiğini konuşmalı; sosyal medya kullanımları ile ilgili kaygılarınızı paylaşmalısınız.
Gençlerin akranlarının mükemmele yakın hale getirilmiş fotoğraflarına bakıp yaptıkları karşılaştırmalar yetersizlik hissini tetikleyebilir ve kendileri ile ilgili olumsuz duygu ve düşünceler geliştirmelerine yol açabilir ya da sosyal medyadaki paylaşımlarının sürekli olarak kaç beğeni aldığını takip etmek, bunu takıntı haline getirmek ve kendilerine verdikleri değeri bunun üstünden geliştirmek onlara zarar verebilir.
Bunun yanında sosyal medyanın en önemli zararları arasında nefret konuşmaları ve siber zorbalık ön sıralarda yer alıyor. Burada ebeveynlere düşen şey, çocuklarını bu tarz ortamlar ve diyaloglar için hazırlamaktır. Şayet çocuğunuzun sosyal medya kullanımından sonra olumsuz duygular hissettiğini fark ederseniz, onunla konuşmaya ve onu anlamaya çalışın. Onu sosyal medyadan uzaklaştırmak için değil, ona yardım etmek için orada olduğunuz mesajını verin.
Sosyal medya, bazı gençler için daha avantajlı olabilirken (örneğin nispeten utangaç olanlar için sosyal ağlarını genişletmek, yeni sosyal beceriler kazanmak), bazıları için daha fazla risk taşıyabiliyor (örneğin duygusal ve davranışsal sorunlar yaşayan gençler için). Bu sebeple çocuğunuzu pek çok yönüyle iyi gözleyip tanımanız, zaten size sosyal medya davranışları ve ondan nasıl etkilenebileceği ile ilgili epey bilgi verecektir. Elbette çocuğunuzun gerçekten çok olgun olması ya da psikolojik sıkıntılar yaşamaması, onun sosyal medyayı kendisine zarar vermeyecek şekilde kullanmasını garantilemiyor, ancak bazı riskleri azalttığı da bir gerçek…
Sosyal medya bağımlılığı alkol ve uyuşturucudan çok daha kötü
Sosyal medyanın günümüzün en önemli iletişim aracı olduğunu düşünürsek, çocuklarınızın isteklerini, motivasyonlarını ve davranışlarını anlamak, sosyal medyada neler yaşayabiliyor olduklarına dair fikir sahibi olmak için siz de adım atabilirsiniz. Kendiniz kullanmıyorsanız bile sosyal medya platformları hakkında bilgi edinin ve nasıl işlediklerine göz atın. Burada kullanılan özgün dili de öğrenmeye çalışabilir, böylece olup biteni daha kolay takip edebilirsiniz. Onları nelerin iyi hissettirdiğini, hangi platformu neden kullandıklarını öğrenmek hem size bilgi verecek, hem de onlarla iletişiminizi kolaylaştıracaktır.
Gençlerin başkalarına zarar vermemesi ve kendilerini olası zararlardan koruyabilmeleri, büyüyüp gelişebilmeleri için adalet, insaniyet, eşitlik, saygı gibi temel erdemleri; kendilerinden demografik, sosyo-kültürel veya kişilik özellikleri açısından farklı insanlara saygı göstermeyi öğretin. Evde çeşitli fikir tartışmaları yapın, saldırı olmadan da tartışılabileceğini gösterin. Herkesin erişebileceği profillerini hazırlarken ve paylaşmadan önce gerçekten kendileriyle ilgili o bilgileri koymak isteyip istemediklerini sorun. Profillerinin ve paylaşımlarının onları uzun yıllar takip edeceğini hatırlatın.
Çocuğunuza bu davranışların yanında sosyal medya kullanımıyla ilgili de iyi bir örnek olmaya çalışın. Şayet kendiniz saatlerce sosyal medya kullanıyor ve çocuğunuzdan sosyal medyada az vakit geçirmesini istiyorsanız, o zaman bu davranışı değiştirmeleri için pek de iyi bir örnek teşkil etmiyorsunuz demektir. Sonuç olarak her kuşağın, bizim büyüdüğümüz dünyadan farklı bir dünyaya doğduğunu kabul etmeli, mevcut teknolojilerden onları mahrum etmemeli, elimizden geldiğince yasaklar koymamalıyız. Yapmamız gereken, onlara, doğabilecek riskleri azaltacak eğitimi vermek, açık iletişimi sürdürmek, dijital ortamda haklarını ve güvenliklerini korumak için adımlar atmaktır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?