“Geleceğin E hali 2024” Kongresi İstanbul’da yoğun bir katılım ve ilgiyle tamamlandı. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında; gıda takviyeleri ve ilaçların insan sağlığına etkisi, koruyucu hekimlik, bilinçsiz gıda takviyeleri kullanımındaki tehlikeler, ilaçların internet siteleri, sosyal medya ve eczane dışında satışının yol açabildiği sağlık sorunları, farmasötik bakım uygulamaları gibi konular masaya yatırıldı.Geleceğin E hali 2024 Kongresi, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlendi. 24-25-26 Ekim 2024 tarihlerinde “Sürdürülebilir Proaktif Eczacılık” ana temasıyla düzenlenen kongrede 3 gün boyunca; 3 salonda eş zamanlı yapılan 60 panel ve uydu sempozyumda 116 ulusal ve uluslararası alanında söz sahibi konuşmacı ve oturum başkanı görev aldı.
Kongre kapsamında yapılan basın toplantısında gıda takviyeleri ve ilaçların insan sağlığına etkisi, koruyucu hekimlik, bilinçsiz gıda takviyeleri kullanımındaki tehlikeler, ilaçların internet siteleri, sosyal medya ve marketten satışının yol açabildiği sağlık sorunları, hastaların ilaca erişim sorunları, farmasötik bakım uygulamalarının halk sağlığına ve ekonomiye sağladığı faydalar, evde ve sağlık tesislerinde ilaç imhasındaki hatalar ve çözüm önerileri gibi önemli başlıklar ele alındı.
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule Dilek Yağcı Tüysüz, “Kongre düzenleme ve bilimsel kurulumuzun hazırladığı bilimsel programda halk sağlığını önde tutan, bilimsel gelişmeler ve ilgi çekici konu başlıkları değerli bilim insanları ile sunuldu. Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran’ın bilimsel kurul başkanlığında, Prof. Dr. Serhat Ünal ve Prof. Dr. Mesut Sancar’ın danışmanlığında gerçekleşen bu büyük organizasyonun eczacılarımıza, eczacılık öğrencilerimize ve sağlık sektörümüze büyük katkı sağladığına inanıyoruz” dedi.
Farmasötik bakımın, hastanın yaşam kalitesini artırmaya dönük, ilaç tedavisinin sorumlulukla verilmesini amaçlayan bir hizmet olduğunu belirten Ecz. Şule Dilek Yağcı Tüysüz, şu bilgileri paylaştı: “Biz eczacıların hastaların kullandığı ilaçlarla ilgili sorunları saptamak, ilaç etkileşimleri ve yan etkileri ile ilgili potansiyel sorunları çözmek ve hastanın tedaviye uyumunu sağlayarak yaşam kalitesini artırmak görevimizdir. Dernek olarak bizler, kurulduğumuz günden beri mesleğimizin sürdürülebilirliğini sağlamak, toplum sağlığını korumak adına proaktif eczacılar olarak sürekli meslek içi eğitimleri almaktayız.
Bu sayede hastalarımızın tedavi süreçlerinde hekimleriyle birlikte tedavilerini düzenlerken ilacı doğru kullanmak, polifarmasiye (gereksiz çoklu ilaç kullanma) girmelerini engellemek, olası yan etkilerini ortadan kaldırmak için geçmişten gelen bilgilerimizi günümüz modern teknolojileri ile birleştirerek hastalarımıza aktarmaya çalışıyoruz. Farmasötik bakım uygulamaları, halk sağlığı üzerinde olduğu kadar ülke ekonomisi için de ciddi kazanç sağlamaktadır.”
“Farmasötik bakım hizmetlerinin bir ayağının, yukarıda da değindiğimiz gibi hastanın ilaçlarını doğru ve düzenli bir şekilde kullanmasını sağlamak ve böylece hedeflenen tedavi sonuçlarına ulaşmaktır.” diyen Ecz. Tüysüz, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle beceri gerektiren bazı ilaç dozaj formlarının ve tedavinin izlenmesine yardımcı cihazların hastalar tarafından eksik kullanılması, hastanın o tedaviden fayda görmesine engel olabilmektedir. Biz de toplumda yaygın görülen bu sorunun tüm dünyada olduğu gibi eczanelerde verilecek kapsamlı hasta eğitimi ile çözülebileceğini bildiğimiz için eczacılarımızın ve öğrencilerimizin görsel ve uygulamalı olarak katılabilecekleri bir alan oluşturmak istedik.
Kongre süresince ‘Eczane Pharmetic’ içinde yer alan Farmasötik Bakım Uygulama Odasında 5 farklı oturum halinde eczanelerimizde sıkça karşılaştığımız inhalerler, insülinler gibi uygulama becerisi gerektiren müstahzarların kullanımı ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler paylaşıldı; kan şekeri ve kan basıncı ölçümü konusunda en güncel bilgiler verildi ve uygulamaları gösterildi. Ülkemizde eczacılık uygulamalarına örnek olmasını ümit ettiğimiz farmasötik bakım atölyesi ile eczanelerimizde farmasötik bakım odalarının yaygınlaşmasını ve eczacılarımız tarafından hastalara verilen farmasötik bakım hizmetinin daha görünür olmasını hedefliyoruz.”
PGED Onursal Başkanı Ecz. Armağan Ener, eczacılık mesleğinin çağın gereksinimlerine uyum sağlama zorunluluğuna dikkat çekti. Dijital devrim sürecinde, eczacıların kendilerini bu değişime hazırlamaları ve danışman eczacı kimliklerini geliştirerek güven duygusunu korumaları gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bu büyük organizasyonun, eczacılarımıza, eczacılık öğrencilerimize ve tüm sağlık sektörümüze büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Katılımları için teşekkür ediyoruz. Ayrıca hazırlanan doyurucu ve bilimsel programlara katkı sağlayan Türkiye’nin önde gelen tıp uzmanlık derneklerine, değerli hocalarımıza, akademisyenlerimize, sektörümüzün değerli temsilcilerine ve bu organizasyona bir yılı aşkın süredir emek veren katkı sağlayan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.”
PGED Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Pelin Tuba Fotan Ersoy, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış, gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanımının halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çekti. Ecz. Ersoy, “Akılcı olmayan ilaç kullanımı, hastaların tedaviye uyumunun azalmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına, advers olay görülme sıklığının artmasına ve tedavi maliyetlerinin yükselmesine neden oluyor. Sağlık profesyoneli olmayan kişilerin önerdiği, arkadaş veya komşu tavsiyesi ile ilaç kullanımı çok yaygındır.
Bu durum, toplum sağlığı için ciddi riskler oluşturmakta ve sağlık okuryazarlığının düşük olduğunu göstermektedir. Her gün yanlış ilaç kullanımı, doktor kontrolü olmadan yapılan tedaviler ve merdiven altı medikal estetik uygulamalar sonucu birçok vatandaşımızın hayatını kaybettiğine dair haberler okumaktayız. Bir diğer tehlike ise son günlerde kamuoyunun gündeminde olan ve halk arasında ‘atom’ veya ‘vitamin eklenmiş serum’ ismiyle bilinen sarı serumlardır. Bu serumlar mucizevi vaatlerle pazarlanmakta, özellikle pandemi dönemiyle birlikte artan evde serum uygulamaları sosyal medyanın da etkisiyle giderek yaygınlaşmaktadır. Yalnızca hekim tarafından, gerekli görüldüğünde uygulanmalıdır.”
Ecz. Ersoy: “Koruyucu sağlık anlayışında eczacıların büyük bir rolü olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Eczacılar, fitoterapi konusunda tek eğitimli grup olarak, internet ve diğer satış kanalları üzerinden alınan gıda takviyeleri, zayıflama ilaçları ve bitkisel karışımların böbrek ve karaciğer hasarlarından ölüme varan sonuçlarını önlemeye çalışmaktadır. Bu konuda en yakın sağlık danışmanınız eczacılar, en yakın sağlık alanı ise eczanelerdir. Özellikle internetten satılan, ‘merdiven altı üretilen’ kozmetik ve bakım ürünlerinin zararları konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
Ecz. Pelin Tuba Fotan Ersoy, zayıflama hapları gibi sahte ilaçlar toplum sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, şunları söyledi: “Bu sahte ilaçlar, hiçbir yasal denetimden geçmeden piyasaya sürülmekte ve ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Türkiye’de bitkisel ilaçların sunumunda eczanelerin yetkili ve sorumlu olduğu belirtilmiştir ancak mevcut mevzuattaki boşluklar, halka yapılan sunumların ciddi sağlık riskleri oluşturmasına neden olmaktadır. Pandemi ile birlikte artan internet satışları, danışanlarımızın online satın alma davranışlarını da etkilemiştir. Halkımızın bu kanalla ilgili isteklerini, lisanslı web siteleri aracılığıyla ve Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği denetiminde karşılamak gerekmektedir.”
PGED Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, şu bilgileri verdi: “Proaktif eczacılık, çevresel etkileri minimize ederek doğal kaynakların korunmasını hedeflemektedir. Yenilenebilir enerji kullanımı, atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamaları ile eczane ve ilaç üretim süreçlerinde doğaya saygılı yaklaşımlar benimsenir. Bu yaklaşımlar, hastaların ilaç kullanımını optimize etmeyi ve sağlıklarını proaktif bir şekilde yönetmeyi amaçlar. Sürdürülebilir eczacılık uygulamaları sayesinde çevresel kirlilik azalır ve doğal kaynaklar korunur. İlacın üretiminden çevreye zarar vermeden imhasına kadar her aşamasından eczacı sorumludur. Atık ilaçlar uygun koşullarda saklanmayan ve çeşitli nedenlerle halk sağlığına uygun olmayan ilaçlardır. Atık ilacın çevreye karışması, uygun olarak bertaraf edilmemesi ciddi çevre kirliliğine ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Daha yaşanılabilir bir dünya ve sürdürülebilir bir çevre ve yaşam için biz eczacılar göreve hazırız.”
PGED YK Üyesi Ecz. Nurdan Gürgen, şu bilgileri verdi:“Biz eczacılar, toplum sağlığına hizmet eden birinci basamak sağlık kuruluşu olan eczanelerimizin başında her zaman, her koşulda halkın ilaca erişimini sağlamaya devam ediyoruz. Ülkemizin her köşesinde ilaç ve eczacılık hizmetlerinin sürdürülmesi, toplumun doğru, etkin ve güvenilir ilaca erişimi ve toplum sağlığının korunması için özveriyle çalışıyoruz. Birinci basamak sağlık hizmet danışmanı ve halka en yakın sağlık hizmeti sunan eczacılar olarak açık bir şekilde ifade ettiğimiz taleplerimize karşılık bulamıyoruz. Hastalarımızın ilaca erişim hakkının önündeki engellerin bir an önce kaldırılması için artık kalıcı önlemlerin alınması gerekmektedir.”
Ecz. Gürgen ayrıca, “Maliyetlerinin karşılanmadığı gerekçesiyle çok sayıda ilaç firması ürettiği ve ithal ettiği ilaçları ya hiç getirmemekte ya da çok az miktarda piyasaya vermektedir. Halkın ilaca erişiminde büyük sorunlara neden olan İlaç Fiyat Kararnamesi yeniden düzenlenmelidir. Euro kuru nedeniyle ortaya çıkan ilaç yokluklarının önüne geçilmelidir. Eczacılar, bulunamayan ilaçlar nedeniyle özellikle nöbetlerde çok zor zamanlar geçirmektedir ve hastalarla karşı karşıya gelmektedir. İlaç yokluğunun sebebi eczacılar değildir. Hastaların ödediği katılım ve fark ücretleri her geçen gün artmaktadır. Örneğin 100 liralık bir ilacın yüzde 50-80’ine kadar varan farklar hasta tarafından ödenmektedir. Sağlık ve ilaç, tasarruf yapılabilecek bir alan değildir. Kamu eczacılarının özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Plansız şekilde, ardı ardına açılan eczacılık fakülteleri nedeniyle ortaya çıkan istihdam problemlerine son verilmelidir” dedi.
Ecz. Nurdan Gürgen, şiddetin birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da toplum huzurunu tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmekte olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, sağlık hizmet sunumunun tüm aşamalarında yaşanır hale gelmiştir. Eczaneler de bunlardan biridir. Son yıllarda gündüz mesai saatlerinin yanı sıra gece nöbetleri sırasında, Türkiye’nin farklı illerindeki eczanelere yönelik sözlü ve fiziki şiddetin yanı sıra gasp suçu kapsamında değerlendirilen saldırı olaylarında artış gözlenmektedir. Biz eczacılar, korumak, iyileştirmek ve yaşatmak için kesintisiz ve nitelikli sağlık-ilaç hizmeti sunarken, her an şiddete uğrayabileceğimiz endişesi ile yaşamak istemiyoruz. Koruyucu, önleyici ve caydırıcı hukuki düzenlemeler vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir.”
Takviye edici gıdalar ile ilgili konuşan Geleceğin E hali 2024 Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran da “Takviye edici gıdalar uykusuzluk için, ağrı için, unutkanlık olmaması için veya kilo vermek için veriliyor. Fakat bunlar kullanmanız gereken ilacın yerine geçmez. İlacın yanına, hekim ya da eczacı danışmanın gözetiminde kullanılmalıdır. İnternet üzerinden gıda takviyesi, ilaç ya da vitamin satın almayın. Aksi takdirde karaciğer ve böbrek gibi organlara zarar gelebilir, kullanılan diğer ilaçlar var ise olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Bu yüzden gıda takviyeleri ve vitamin gibi ürünler doktor veya eczacı danışman olmadan kullanılmamalıdır” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?