Dr. Kürşat Salgar, “Özellikle kış aylarında yaşanabilen kronik yorgunluktan ozon terapisi ile kurtulabilirsiniz. Ozonun başlıca 3 etkisi vardır. Yara iyileşmesi, doku onarımı, dokunun diri kalması gibi yerel iyileşme faktörlerini uyarır. Her şeyden önemlisi ise hücrenin enerji santralinde oksijen azlığından ötürü üretilemeyen ATP sayısını, yani vücudun enerjisinin temel moleküllerinin sayısını, normale çevirir” diyor ve şu bilgileri veriyor:
Ozon tedavisi nedir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Faydaları ve zararları
Kapalı ortamlarda yaşayan insanlar düşük oksijenle yaşarlar. Kronik yorgunluğun nedenlerinden biri de budur. Yani kötü yakıtla çalışıyoruz. Ozon, siz evde otururken kapınızın çalınması ve bir adamın elinde bir çanta dolusu para ile içeriye girip masanızın üzerine bırakması kadar bedene iyi gelir. Bedeni derleyip toparlar ve onarır. Oksijen azlığının hücrelerdeki serbest radikallerin salınmasına yol açar. Bu serbest radikallerin de birer top mermisi gibi hücrelerin duvarlarını, DNA’larını parçaladığını ve hücrelerde yıkıma yol açar. Ozon terapisiyle serbest radikaller yakalanır ve hücrenin yaşlanması normalleşir.
İyileşmeyen yaralar, diyabetik ayaklar, dolaşım bozuklukları, kronik yorgunluklar, bağışıklık sisteminin bozulduğu durumlar, herpes, zona, hepatit gibi virüs hastalıklarının ağır seyrettiği durumlarda da ozon terapisinin etkili olduğuna dikkat çeken Dr. Kürşat Salgar, “Ozon bir insanın kendine yapabileceği en büyük yatırımdır. Tabii ki bir mucize değildir. Bilimsel bir temeli olan, yaklaşık 100-150 yıldır üzerinde çalışılan tamamlayıcı bir tıp bölümüdür” diyor. Tedavinin 21 yaş üzerindeki kişilere uygulanabildiğini söyleyen Salgar, hastanın enerjisini, kognitif faaliyetlerini ve bilişsel düzeyini olumlu etkilediği için ileri yaşlarda ozon terapisinin daha yararlı olacağını belirtiyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?