Ultrasonografi ile ilgili merak edilenler
Anne adaylarının kafasını en çok kurcalayan konulardan biri hamilelik takibi sırasında yapılan ultrasonografinin ne kadar güvenli olduğu. ART Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Senai Aksoy hamilelikte ultrasonografi hakkında en önemli soruları yanıtladı:
Ultrasonografi fetusun değerlendirilmesinde güvenli ve etkili bir yöntem olarak kabul edilir. Günümüzde kullanılan gerçek zamanlı ultrasonografi cihazları, hareket halindeki fetusun görüntülerini monitör ekranına yansıtmakta ve fetusu incelemeye olanak tanımaktadırlar. Bu görüntüleri elde edebilmek için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılmaktadır. Fetal kalp atımları ya da bebeğin hareketleri gibi hareketli görüntüler monitörden izlenir. Benzer şekilde görüntülerin incelenmesi ile fetusta bulunan anormallikler saptanabilir. Yine fetusa ait ölçümler yapılarak gelişimi değerlendirilebilir.
Hamilelikte ultrasonografinin ana kullanım amaçları nelerdir?
Erken dönemde gebeliğin tanısı ve değerlendirilmesi: Gebelik kesesi transvajinal ultrasonografi ile 4.5 hafta gibi çok erken bir dönemde saptanabilir.
Düşük tehdidi: Erken gebelikte kanama ortaya çıktığında fetusun canlı olup olmadığı ultrasonografi ile değerlendirilir. Fetal kalp atımları 5,5-6. haftadan itibaren gelişmiş ultrasonografi cihazları ile saptanabilir. Bebeğin anne karnında öldüğü ‘missed abortus’ ya da hiç gelişmediği boş kese gibi durumların tanısı da ultrasonografi ile konur. Yine benzer şekilde dış gebelik veya mol gebelik tanısında da ultrasonografi son derece önemli bir rol oynar.
Gebelik kesesinin ve fetal büyüklüğün değerlendirilmesi: Fetusun belirli uzunluklarının ölçümü gebeliğin yaşını yansıtır. Bu özelllikle erken gebelikte daha belirgindir. Son adet tarihini hatırlamayan hastalarda fetal ölçümler gebeliğin kaç haftalık olduğu konusunda önemli bilgiler verir. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ise fetusa ait bacak, kafa ve karın çevresi ölçümleri hem bebeğin ağırlığı hem de gelişimi ile ilgili değerli ipuçları verir.
Plasentanın yerinin saptanması: Obstetrik ultrasonografi plasenta previa ve benzeri plasental anomalilerin saptanmasında en etkili yöntemdir.
Çoğul gebelikler: Çoğul gebeliğin tanısı ultrasonografi ile konur. Ayrıca bebeklerin pozisyonları, fetustan fetusa transfüzyon sendromu gibi hastalıkların varlığı ile plasenta ve amniyon keselerinin sayısı da ultrsonografide saptanır.
Amniyon sıvısı hastalıkları: Amniyon sıvısının fazla ya da az olduğu durumlar da ultrasonografi ile saptanır. Her iki durumda da fetus anomali açısından dikatli bir şekilde değerlendirilmelidir.
Fetal anomaliler (Detaylı Ultrasonografi): Fetusa ait pekçok anomali 20 hafta civarında yapılacak olan detaylı ultrasonografi ile saptanabilir. İkinci düzey ya da malformasyon ultrasonografisi olarak da adlandırılan bu incelemede bebeğe ait olabilecek hidrosefali, spina bifida gibi majör anomalilerin yanısıra, diyafram fıtığı, oniki parmak barsağında darlık gibi iç organları etkileyen anomaliler de saptanabilir. Ayrıca daha gelişmiş cihazlar yardımıyla yarık damak, yarık dudak, doğumsal kalp anomalileri ve Down sendromu varlığı tespit edilebilir. Bunlara ek olarak amniyosentez, koryon villus biopsisi, göbek kordonundan kan örneği alınması ve anne karnındaki bebeğe uygulanan benzeri girişimler de yine ultrason eşiliğinde yapılır.
Diğer uygulamalar: Ultrasonografi bebeğe ait şu durumların saptanmasında da tek araçtır:
-Anne karnında kaybedilen bebeğin saptanması
-Bebeğin rahim içinde duruş pozisyonunun saptanması
-Bebeğin iyilik halinin saptanması (biyofizik profil)
Hamilelikte Ultrason Takvimi
Hamile bir kadının tüm hamileliği boyunca kaç kere ultrasonografi incelemesine girmesi gerektiği konusunda katı kurallar yoktur. Herhangi bir anormallik saptandığında ya da normal olmayan bir durumdan şüphelenildiğinde ultrason incelemesi yapılabilir. Herşeyin normal olduğu durumlarda ise adet gecikmesinden 1-2 hafta sonra gebelik varlığının saptanması ve bu gebeliğin rahim içinde yerleşmiş normal bir gebelik olduğunun gösterilmesi için ultrason incelemesi yapılır. Bunun dışında her rutin kontrolde ultrasonografi yapılabileceği gibi sadece 18-20 haftalarda anomali saptanması açısından ikinci düzey inceleme (detaylı ultrason) ve 34. haftada da bebeğin büyüklüğü ve pozisyonunu saptamak için ikinci bir inceleme yapılmasını öneren ekoller de mevcuttur.
Ülkemizde genelde her rutin kontrolde ultrason yapma eğilimi mevcuttur ve bu uygulama yanlış değildir. Ultrasonografinin uygulamaya girdiği dönemden günümüze kadar yapılan pek çok kontrollü çalışmada gelişmekte olan fetus üzerinde herhangi bir olumsuz etkisinin olduğu gösterilmemiştir.
Transvajinal ultrasonografi nedir ve ne zaman kullanılır?
Özel olarak tasarlanmış problar yardımıyla ultrasonografi vajinal yoldan yapılabilir. Bu yöntem pelvik organların değerlendirilmesinde çok daha kaliteli görüntü sağlar ve dolayısıyla çok daha etkilidir. Özellikle hamile olmayan ya da hamileliğinin çok erken döneminde olan kadınlarda transvajinal ultrasonografi tercih edilmelidir.
Doppler Ultrason Nedir?
Bebeğe ait kan damarlarındaki kan akım şekillerinin değerlendirilmesine olanak tanıyan Doppler Ultrasonografi incelemesi bebeğin iyilik hali hakkında oldukça yararlı bilgiler verir. “Color flow mapping” adı verilen teknoloji ise kan akımının monitör üzerinde renkler ile temsil edilen şekilde görülmesini sağlar. Bu yöntemde atardamar ve toplardamarlarda akan kan farklı renkler ile temsil edilir.
3 Boyutlu Ultrason Nedir? Geleneksel ultrasonografinin yerine kullanılabilir mi?
3 boyutlu ultrasonografinin önemi bebeğe ait bazı anomalilerin çok daha kolaylıkla saptanabilmesidir. Ayrıca anne baba adaylarının bebeklerini daha doğmadan görmeleri aralarındaki psikolojik bağın daha güçlü olmasında yardımcı rol oynar.
3 boyutlu ultrasonografi hala yeni bir teknoloji sayılabilir ve hakkında daha fazla çalışmaya gerek vardır. Günümüzde kabul edilen gerçek, üç boyutlu ultrasonografinin geleneksel ultrasonografiyi ortadan kaldıramayacağı ve bunun doppler incelemesi gibi yardımcı bir teknik olduğudur.
Ultrasonografinin bebeğe bir zararı var mıdır?
Ultrasonografide röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından gelişmekte olan fetus üzerinde toksik etkiye sahip değildir.
Laboratuvar ortamında uzun süreli ultrason dalgalarına maruz kalınmasının dokularda hafif bir ısınmaya yol açabileceği gösterilmiş olsa da yapılan çok sayıda klinik çalışmada ultrasonografinin insanlar ve hayvanlar üzerinde zararlı etkisinin olduğu gösterilememiştir. Hamilelikte ultrason uygulamaları ile ilgili en büyük risk, özellikle yeterli tecrübeye sahip olmayan kişiler tarafından yapılan incelemelerde bazı fetal anomalilerin gözden kaçırılması riskidir. Bu riski en aza indirmek için tüm gebelik boyunca en az bir incelemenin başka bir hekim tarafından yapılması yaygın ve etkili bir uygulamadır. Merkezimizde de 19-21. haftalarda yapılan detaylı ultrason, perinatoloji eğitimi almış bir hekim tarafından yapılmaktadır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?