Sonuçları Plos One dergisinde yayımlanan bir makale ile paylaşılan araştırmada, en az dört gebelik geçirmiş olan kadınların 8-OHdG (DNA’da oluşan oksidatif hasar biyogöstergesi) düzeyinin %20 civarında yüksek olduğu, Cu-Zn SOD (vücudun birincil anti-oksidatif savunmasını sağlayan bir enzim) düzeyinin %60 civarında yüksek olduğu saptandı. Dolayısıyla döllenmeyi izleyen süreçlerin, kadın bedeninde yükselen bir oksidatif gerilim yarattığı belirlendi. Oksidatif gerilimin yaşlanma sürecinin en önemli etkenlerinden biri olduğu biliniyor.
Gebelik ile erken yaşlanma arasındaki bu biyolojik bağlantı daha önce çeşitli hayvan türleri için saptanmış, fakat insanlar için bu denli belirgin bir şekilde açığa çıkarılmamıştı. Prof.Richard Bribiescas konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Tüm organizmalar gibi insanların da, sınırlı enerji kaynakları dolayısıyla üreme ve annenin hayatta kalması arasında bazı tavizler vermesi gerekiyor. Bu çalışma insan bedeninin üreme için vermek durumunda kaldığı tavizleri ilk kez net bir şekilde ortaya çıkardı”
Kaynaklar: Bilim Fili
Yale Üniversitesi, “Study links childbearing to accelerated aging”
Plos One, “Evidence for the Cost of Reproduction in Humans: High Lifetime Reproductive Effort Is Associated with Greater Oxidative Stress in Post-Menopausal Women
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?