Gebelik diyabeti olan anne adayları genellikle insülin tedavisinden korkar ve bebeklerinde de şeker hastalığı ortaya çıkacağı endişesi taşır. Kan şekerlerini normale döndürerek, bebekte gebelik döneminde veya doğum sonrası ilk günlerde ortaya çıkması muhtemel durumların önüne geçilmesi açısından insülin tedavisi oldukça başarılıdır. Bu nedenle, insülin tedavisi önerilen anne adaylarının bu tedaviyi korkmadan kabul etmeleri ve uygulamaları önemlidir.
İçindekiler
Vücudumuz, yediğimiz karbonhidratlı besinleri glukoz adını verdiğimiz şekere dönüştürür. Şeker, vücudumuzun tüm aktivite gerektiren eylemlerinde (nefes alma, yürüme, koşma, okuma, uyuma gibi) kullandığı enerji kaynağıdır. Diyabet (şeker hastalığı), vücudunuzun şekeri enerji olarak kullanmasını güçleştirir. Diyabetli kişiler, şeker yüksekliği sorunuyla karşı karşıyadır, ancak hücrelerinde enerji açlığı mevcuttur.
Gebelik diyabeti (hamilelik şekeri) nedir? Testi ve tedavisi
Normalde, şekeri kan damarlarımızdan alıp hücrelerimize taşımak için pankreas bezinde üretilen insülin hormonuna ihtiyaç vardır. Diyabetli kişilerde pankreas tarafından ya yeterli insülin üretilmez ya da üretilen insülin etki gösteremez. İnsülin üretilemiyorsa tip 1 diyabet, insülin etki göstermiyorsa ise tip 2 diyabet söz konusudur. Her iki durumda da kan glukozu (şekeri) yükselir. Bu duruma hiperglisemi adı verilir. Hiperglisemi iyi tedavi edilmediğinde büyük ve küçük kan damarlarını bozarak göz, böbrek ve sinir dokusunda tahribata yol açar; kalp krizi ve inmeye (felç) neden olabilir.
Günümüzde gebeliğin iyi planlanması (yani kan şekerinin kontrol altında olması) ve modern gebelik takip yöntemleri sayesinde, diyabetli kadınlar da sağlıklı bir bebeğe sahip olabilir. Sadece biraz daha özverili olmaları gerekebilir.
Daha önceden diyabeti olan kadın gebe kaldığında pregestasyonel diyabet söz konusudur. Gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet), daha önceden diyabeti bulunmayan bir kadında, gebelik sırasında ortaya çıkan ve bebeğin doğumu ile birlikte genellikle ortadan kaybolan, geçici bir diyabet şeklidir.
Gebelik diyabeti;
Karbonhidrat nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve zararları
Gebelik şekeri tanısı konan anne adaylarının yarısında risk faktörlerinden hiçbiri bulunmaz. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmasa bile tüm anne adayları 24-28. gebelik haftalarında, diyabet gelişme riskinin en yüksek olduğu dönemde şeker hastalığı tarama testine (oral glukoz tolerans testine) tabi tutulur.
Kan şekerinin uzun süreli kontrolünü gösteren HbA1c (A1C) testinin normal aralıkta olması, eğer normal değilse normale değere gelinceye kadar (en az 2 ay süreyle) gebelikten kaçınılması gerekir. Gebelik, diyabetli anne adayında mevcut bazı sorunları ağırlaştırabilir. Ayrıca bu sorunlar, anne karnındaki bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Bundan dolayı, gebe kalmadan önce göz dibi muayenesi ile idrarda mikroalbuminüri ve kanda kreatinin gibi böbrek testlerinin yaptırılması, ayrıca kalp damar sağlığı yönünden gerekli muayenelerden geçilmesi uygun olur. Gebelik öncesinde tiroid fonksiyon testlerinin de değerlendirilmesi önemlidir.
Kreatinin nedir, neye yarar? Yüksekliği ve düşüklüğü neye yol açar?
Gebelik sırasında vücutta önemli fiziksel ve hormonal değişimler olur. Bir yandan hormon seviyelerinin değişmesi, diğer yandan karındaki bebeğin büyümesi nedeniyle insülin ihtiyacı değişir ve dikkat edilmezse, kan şekeri kontrolü bozulabilir. Gebelik öncesinde tip 1 (insüline bağımlı) diyabeti olan hastanın, varsa insülin tedavisinin yoğunlaştırılması ve sık aralıklı insülin tedavisi programına alınması için doktoruna başvurması gerekir.
Günümüzde tip 2 (insüline bağımlı olmayan) diyabet giderek daha genç yaşlarda ortaya çıkar ve bu arada doğurganlık çağındaki kadınlarda da görülebilir. Tip 2 diyabeti varsa ve bebek sahibi olma planlanıyorsa, ağızdan alınan haplar kesilerek insülin tedavisine geçilmesi gerekir. Çünkü ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçların, gebelik sırasında güvenle kullanılabileceğine dair yeterli kanıt yoktur.
Anne adayları genellikle insülin tedavisinden korkar ve bebeklerinde de şeker hastalığı ortaya çıkacağı endişesi taşır. Kan şekerlerini normale döndürerek, bebekte gebelik döneminde veya doğum sonrası ilk günlerde ortaya çıkması muhtemel durumların önüne geçilmesi açısından insülin tedavisi oldukça başarılıdır. Bu nedenle, insülin tedavisi önerilen anne adaylarının bu tedaviyi korkmadan kabul etmeleri önemlidir.
Gebelikte diyabet! Yarattığı riskler, belirtileri ve tedavisi…
Gebelik süresince iyi bir kan şekeri kontrolünü sürdürebilmek için, insülin dozlarının sık sık ayarlanması gerekir. Gebeliğin özellikle ilk üç ayında görülen bulantı ve kusmalar, karbonhidratlı gıdaların alınımını zorlaştıracağından insülin ihtiyacı bu dönemde azalabilir. Önlem alınmazsa ani kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) nöbetlerine maruz kalınabilir. Gebeliğin ikinci üç ayından itibaren insülin ihtiyacı artmaya başlar ve doğum öncesinde en üst seviyeye ulaşır.
Gebelik sırasında hastanın hem diyabetiyle ilgilenen doktorunu hem de jinekoloğunu sık sık görmesi gerekir. Böyle davranılması hem annenin kendisinin hem de bebeğinin sağlığını koruması bakımından çok önemlidir.
Gebelik sırasında oluşabilecek komplikasyonlar yönünden göz, böbrek gibi kontroller doktorun önerdiği aralıklarla tekrarlanmalıdır. Gebeliğin ikinci yarısında tiroid fonksiyonlarının da kontrol edilmesinde fayda vardır. Gebelik boyunca, toplam kilo alımı 10-13 kilogramı aşmamalıdır.
İdeal açlık kan şekeri düzeyi 60-90mg/dl, tokluk kan şekeri düzeyi ise 120-130 mg/dl’dir. Kan şekeri düzeyleri açlık (ayrıca öğün öncesi), öğün sonrası tokluk (özellikle 1 saat) ve insülin kullananlarda gece 03.00 ölçümleri yapılmalıdır.
Anne tip 1 diyabetli ise, çocuğunun tip 1 diyabetli olma riski yüzde 2 kadardır. Hem anne hem de baba tip 1 diyabetli ise bu risk yüzde 30’a kadar yükselir. Buna karşılık, annenin tip 2 diyabeti varsa, çocuğun tip 2 diyabetli olma riski yüzde 25 kadardır. Hem anne hem de baba tip 2 diyabetli ise bu risk yüzde 50’ye kadar yükselir.
Sağlıklı beslenmenin temelini, her tür besin grubunu içeren karışık bir beslenme programı oluşturmaktadır. Beslenme, açlığın bastırılması veya karın doyurmak değildir. Öncelikle diyabette uygulayacağınız diyet, sağlıklı olmak isteyen herkesin uyması gereken beslenme kurallarıdır. Burada en önemli görev size düşüyor.
İnsülin nedir, ne işe yarar? Yüksekliği, direnci ve tedavisi
Diyabetinizi sizinle yaşayacak arkadaş gibi görünüz. Onunla iyi geçinebilmek için diyabeti öğrenmek, yemek yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek, günlük yiyecek değişimlerini öğrenmek ve belirtilere uygun acil önlemleri almak durumundasınız.
Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız değişiklikler; sizinle birlikte ailenizi ve çevrenizdekileri de sağlıklı beslenme konusunda harekete geçirecektir. Unutmayınız ki her diyabetli bireyin diyeti kendisine özeldir. Beslenme programınızı hazırlamak için mutlaka bir diyet uzmanına danışmalısınız.
Bir araba için benzin ne ise, sizin için de enerji odur. Günlük enerjinizin %45-55 kadarını karbonhidratlardan, %25-30’unu yağlardan ve geri kalanını da proteinlerden karşılamalısınız. Diyabetle birlikte vücudunuzun ürettiği insülin miktarı azalabileceği ya da insülin kullanımında yetersizlik oluşabileceğinden beslenme şekliniz ve yemek saatleriniz ayrı bir önem kazanır. Sizin için en uygun olan besini, gerekli miktarlarda ve doğru zamanda yemeniz ve beslenmenizi ilaç veya insülin tedavinizle bütünleştirmeniz gerekir. Vücudumuz için gerekli besin öğelerini temin etmek için her besin grubundan belirli oranlarda almak ve yiyeceklerimizi bir arada yemek önemlidir.
Bu kural sizin için de geçerlidir. Vitamin ve minerallerin yeterince alınması, ancak karışık beslenme ile mümkündür. Ev halkı ile aynı tencereden yemek yemek, kendiniz için farklı yemek pişirmemek, size kendinizi iyi hissettirecek ve beslenme programına uyumunuzu kolaylaştıracaktır. Beslenme programınızı düzenli egzersizlerle desteklemeniz, kan şekeri ve yağlarınızı kontrol etmeniz için tek anahtardır. Bu anahtarı doğru kullanmak sizin elinizdedir. Bu desteği diyabet ekibinizden sağlamalısınız!
Karbonhidrat içeren yiyecekler kan şekeri düzeyini etkiler. Ancak besinlerdeki karbonhidratların kan şekeri düzeyine etkileri farklıdır. Kan şekeri düzeyinde ani oynamalara yol açmadıkları için posa içeren, karmaşık (kompleks) karbonhidratları, basit karbonhidratlara göre daha fazla tercih etmelisiniz.
Kompleks karbonhidrat içeren besinler (kuru baklagiller, sebze, meyve, bulgur, yulaf ve tam buğday unundan yapılmış gıdalar), basit karbonhidrat içeren besinlere (şeker, şekerleme, lokum, reçel, marmelat, bal, tatlılar, hazır meyve suları ve kurutulmuş meyveler) oranla, kan şekerini daha az yükseltirler. Basit karbonhidratlar ise daha hızlı kana karışmakta ve kan şekerinde aşırı yükselmeye neden olmaktadır.
Şeker ve şekerli gıdalar, rafine unlu ve yağlı hamur tatlıları veya hamur işleri, diyabetik tatlandırıcılarla yapılmış bile olsalar, hem kilonuzu artırır; hem de kan şekerinizde ani oynamalara neden olurlar. Dikkat!
Kuru baklagiller, özellikle kabuklu meyveler, tüm sebzeler, yulaf, tam buğday unu ile yapılmış gıdalar ve bulgur.
Beyaz ekmek yerine tam buğday unundan yapılmış ekmek veya unlu gıdalar, çavdar veya kepekli ekmek; pirinç yerine bulgur; meyve suyu yerine meyve, günde 2 porsiyon sebze yemeği, öğünlerde bol salata ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Posalı yiyecekler ile birlikte günde 6-8 bardak sıvı alınması tokluğunuzu artırır.
Yiyecekler, içerdikleri karbonhidrat, protein ve yağ miktarlarına göre gruplandırılır. Her bir grubu oluşturan yiyecek türlerinin karbonhidrat, protein ve yağ içeriği, kendi grubunda yer alan diğer yiyecekler ile aşağı yukarı aynıdır. Siz bir grup içindeki yiyecekleri değiştirerek belirlenen miktarlarda yediğinizde, alacağınız besin öğeleri değişmez. Bu değişimler, sizin beslenme programınızdan sıkılmanızı önler, değişiklik sağlar ve programa uyumunuzu kolaylaştırır.
Diyabet (şeker hastalığı) nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Şeker de dahil olmak üzere, hiç bir yiyecek yasak değildir, ancak bazılarını ölçülü yemeniz gerekebilir. Yiyecek değişimlerini iyi öğrenmiş ve kan şekeri kontrolü sağlanmış bir diyabetli, kısıtlı miktarda (günde 25 gramı aşmayacak ölçüde) şeker de kullanabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?