Yapay zeka kanserin bölgesel dağılımını analiz ederek tedaviye yön verecek

Yazan Hatice Pala Kaya
2 Mart 2025   |    13 Mart 2025    |   Kategori: Onkoloji, Üye Yazıları, Yapay Zeka Print

Kanserin erken teşhis ve tedavisinde yapay zekanın rolünün giderek arttığını söyleyen Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, ülkelere ve bölgelere özgü kanser riski sorununu belirlemek için yapay zekanın kullanılabileceğini belirtti. 8. Hematolojik Nadir Hastalıklar Kongresi kapsamında yapılan basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Altuntaş, şu açıklamayı yaptı: “Yapay zeka, büyük veri setlerini analiz etme kapasitesine sahip. Bu nedenle özellikle bölge, ülke, cinsiyet, yaş gibi faktörleri daha hızlı ve net analiz ederek, kanserin önlenmesinden, erken teşhisinden hatta tedavinin yönlendirilmesine kadar birçok aşamada önemli rol oynayacak.”

Kanserin bölgesel olarak farklı sıklıklarda görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Altuntaş, yapay zekanın bu farklılıkları analiz etme ve daha sağlıklı veriler sunma konusunda önemli bir potansiyel taşıdığını belirterek “Bazı bölgelerde bazı nadir kanser türleri daha sık görülüyor. Yapay zeka, bu sıklıkları daha net bir şekilde analiz ederek bizlere daha kesin bilgi sağlayacak. Bu bilgiler, sağlık profesyonellerini ve karar vericileri daha etkin bir şekilde yönlendirerek, karar verme aşamasında bize rehberlik edecek” dedi.

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Yapay zeka lenfoma tedavi ve yönetiminde çığır açacak

Kanserde yapay zeka çağı başladı

Yapay zekanın sadece hekimler ve akademik yapılar için değil, toplumun tüm bireyleri için önemli bir teknoloji olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Altuntaş, “Kanser yönetiminde yapay zeka çağı başladı. Yapay zeka, erken teşhis, tedavi, psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon süreçlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet verecek.

Bu süreçte chatbot’lar, hastaları yönlendirecek ve psikolojik destek sunacak. Bu nedenle akademisyenler, hekimler ve sağlık profesyonelleri olarak bu yeni teknolojilere adapte olmak çok önemli. Ancak en az bizim kadar toplumun da bu çağın gereksinimlerine hazır ve hazırlıklı olması gerekiyor” dedi.

Kongrenin bu yıl ki teması: Yenilikçi tedaviler ve gelecek vizyonu

Hematolojik Nadir Hastalıklar Kongresi’nin 8.’si “Yenilikçi Tedaviler ve Gelecek Vizyonu” temasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nde gerçekleştirildi. Hematolojik kanserler ve nadir görülen hematolojik hastalıklar alanındaki son gelişmelerin ele alındığı kongre, önemli bir bilimsel platform oluşturdu. Hematolojik Nadir Hastalıklar Derneği’nin ev sahipliğini yaptığı kongreye, yaklaşık 400 bilim insanı katıldı ve hematoloji ile nadir hastalıklar alanında 50’nin üzerinde bilimsel oturum yapıldı.

Yapay zeka kanser tanı ve tedavisinin kaderini değiştirebilir mi?

Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında, Hematolojik Nadir Hastalıklar Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, Kongre Başkanı Prof. Dr. Serdal Korkmaz, Genel Sekreteri Doç. Dr. Bahar Uncu Ulu, Araştırma Sekreteri Prof. Dr. Abdulkadir Baştürk açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Serdal Korkmaz:

İyi huylu hematolojik hastalıkların tedavisinde önemli ilerlemeler var

Hematolojik onkoloji alanında önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Serdal Korkmaz, özellikle lenfoma, myeloma ve lösemi gibi lenf bezi, kan ve kemik iliği kanserlerinde hedef tedavilerin ve immünoterapi çalışmalarının arttığını belirtti.Ayrıca, iyi huylu hematolojik hastalıklara yönelik de çok ciddi çalışmalar ve gelecek tedavilerin gündemde olduğunu açıklayan Prof. Dr. Korkmaz, “Bu yıl kongrede iyi huylu hematolojik hastalıklara biraz daha fazla geniş yer verdik. Türkiye’de birçok hematolog maalesef daha çok kötü huylu hematolojik kanserlerle ilgileniyor. Biz de iyi huylu hematolojik hastalıkların göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Dünya bazında baktığımızda talasemi, orak hücre anemisi, PNH, TTP, edinilmiş hemofili ve Gaucher hastalığı gibi hastalıklar için pek çok çalışma yapılıyor. Sadece sık görülen hematolojik kanserler değil ama en az kanser kadar önemli olan iyi huylu hematolojik hastalıklar alanında da çok önemli gelişmeler oluyor” dedi.

Yeni nesil ‘akıllı moleküller’ kanser tedavisinde yan etkileri azaltıyor

Kanserin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Serdal Korkmaz, şunları söyledi: “Çoğu kanser hastalarını artık ağızdan alınan haplarla, yüksek başarı oranları ile tedavi etmekteyiz. Tıptaki gelişmeler sayesinde dünya artık kan, kemik iliği ve lenf bezi kanserlerinde akıllı-hedefli tedaviler ile daha uzun ve hastalıksız bir yaşam üzerine yönlenmiş durumda. Daha etkin ve daha güvenli olabilen hedefe yönelik ilaçlar veya ‘akıllı moleküller’ dediğimiz yeni nesil ilaçlarla yan etkiler azalırken, etkinlik bir o kadar artıyor. Geleneksel kemoterapilerin yerini bu yenilikçi tedavilerin aldığını yakın zamanda şahit olacağız.

Yapay zeka alanındaki yeni gelişmeler tıpta devrim yaratabilir

Örneğin; bu tedavilerin ilk örneği olan Kronik Myeloid Lösemide çığır açan hedefli tedaviler sayesinde, bu hastalar kendi yaş grubunda sağlıklı bireylerle aynı sağ kalımı elde edebildi. İlaç geliştirme çalışmalarının hızla devam etmesi sonucu artık kansere karşı bağışıklık hücrelerinin genetik mühendislikle eğitildiği ‘CAR-T hücresel tedavileri’ ya da bağışıklık hücreleriyle kanser hücrelerinin hedefleyip öldüren ‘çift hedefli antikor tedavileri’ sayesinde kanser hücrelerini tamamen yok edebilme kapasitesine sahip tedaviler geliştirilmiştir. Gelecek için ümit vaat eden gelişmeler yaşanıyor. Önümüzdeki süreçlerde hedefe yönelik akıllı ilaçların yaygınlaşması ile kanser tedavisinde başarı oranı daha da artacaktır.”

Prof. Dr. Abdulkadir Baştürk:

Türkiye hematolojik kanser tedavisinde çok iyi bir konumda

Hematopoietik kök hücre nakli konusunda bilgi veren Prof. Dr. Abdulkadir Baştürk ise, kan, kemik ve lenf bezi kanserlerinin tedavisinde oldukça önemli bir yere sahip olan hematopoietik kök hücre naklinin, Türkiye’de yıllık altı bine ulaşarak, Batı ülkelerinin seviyesine ulaştığını belirtti. Türkiye’nin dünya genelinde hematolojik kanser tedavisinde çok iyi bir konumda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baştürk, minimal kalıntı hastalık takibinin yapılabilmesi ve kalıntı hastalığın yok edilmesinde yenilikçi tedavi uygulamalarının nakil sonuçlarını iyileştirdiğini vurguladı.

Prof. Dr. Baştürk “Yoğunluğu azaltılmış tedavi rejimleri ve Graft versus host hastalığı adını verdiğimiz komplikasyonlara yönelik önleyici ve tedavi yaklaşımlarının olmasıyla uyumlu vericisi olmayan ve daha ileri yaş hasta gruplarında dahi, komplikasyonlar daha iyi kontrol edilerek bu nakiller gerçekleştirilebilmektedir” dedi.

Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay iş birliğinde yürütülen Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) projesiyle kök hücre verici bulma konusunda Türkiye’de gelinen noktanın önemine de dikkat çeken Prof. Dr. Baştürk, “TÜRKÖK sayesinde binlerce hematolojik kanserli hasta yaşama tutundu ve bağışçılardan toplanan hücrelerin en az %10’unu yurtdışında yüzlerce hastaya umut oldu” diye konuştu.

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: CAR-T hematolojik kanserlerde önemli bir tedavi seçeneği

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş:

Erken faz çalışmaları yaygınlaştırılmalı

Dernek Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, çağın hastalığı olarak nitelendirilen kanserin tüm dünyada kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu, ancak son 10 yılda kanser gelişim süreci hakkında ciddi bir bilgi birikimine sahip olduklarını vurgulayarak, “Hematolojik kanserlerin yönetimi konusunda kesinlikle gelişmiş dünya ülkelerini yakaladık ve gelecek planlarımızda Türk bilimsel araştırmalarını daha üst basamaklara taşımak ve inovatif yapıya kavuşturmak en önemli hedefimiz” dedi.

Gerek hematolojik kanserlerin tanısı gerekse de tedavisi için Türkiye’nin her türlü bilimsel teknik ve donanıma sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. Altuntaş, şöyle devam etti: “Türk bilim insanları olarak bazı klinik çalışmaları artık tüm ülke çapında yürütme olanağına sahibiz. Klinik çalışmalar artık ülke genelinde etkin, verimli, yaygın, sürdürülebilir ve Avrupa Birliği kalite ölçütlerinde yapılır hale gelmiştir. Ancak erken faz çalışmalar dediğimiz Faz I ve II çalışmalarının yaygınlaştırılması ve artırılmasının da bir ihtiyaç olduğu açıktır. Bu bağlamda klinik araştırma kültürü geliştirilmeli ve desteklenmelidir.Toplumdaki “Kobay” anlayışı değişmelidir. Kanser alanında son yıllardaki yaşam süresi ve yaşam kalitesindeki inanılmaz gelişmeler bu klinik çalışmalar sayesinde olmaktadır. Bugün kanser tedavi edilebilir bir hastalık ise bu klinik çalışmalar sayesindedir. Bu nedenle ülkemizde klinik çalışmaların yaygınlaşması ve daha çok hastanın yenilikçi tedavilere ulaşması için başta hasta, hekim, akademisyen, akademik kurum ve kuruluşlar ve sağlık otoritelerine büyük görev düştüğü gibi toplum ve basına da önemli görevler düşmektedir.”

Sağlık turizminin amiral gemisi kök hücre nakilleridir

Kök hücre nakillerinde Türkiye’nin çok kısa zamanda çok önemli mesafeler kat ettiğini belirten Altuntaş, “Artık sağlık turizminin amiral gemisi kök hücre nakilleridir” dedi.

Lösemi nedir, neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavi yöntemleri

AR-GE konusuna da değinen Prof. Dr. Altuntaş, “Ülkemizde öncelikle CAR-T hücre tedavisi, tümör aşısı, genetik ve hücresel tedaviler alanlarında klinik araştırma alt yapı ve kültürünün yaygınlaşması ihtiyacımız bulunuyor. Bundan bir sonraki basamak olan hücresel immünolojik ve genetik tedavi geliştirme başta olmak üzere AR-GE faaliyetlerini ülke olarak iyi ve doğru koordine edebilirsek, belki de kanser alanında yeni moleküllerin keşfini yapanlar Türk bilim insanları olacaktır. Böylelikle tıp alanında da ithal eden değil, ihraç eden ülke konumuna gelmemiz mümkün olabilecek. Yüksek teknoloji üreten bir Türkiye hayal değil” diye konuştu.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla