Hematolojik kanserlerin tedavisine yönelik çok hızlı gelişmeler yaşandığını belirten Dünya Aferez Birliği Başkanı ve LÖSEMA Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, lenfomada yenilikçi yaklaşımlarla yapılan tedavilerin büyük bir aşama olduğunu, tedavi için yeni çözümlerin geliştirildiğini kaydetti.
15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık günü dolayısıyla AOÇ Gazi Park’ta “Lenfoma için pedalla” etkinliği düzenlendi. Tedavi edilebilir kanserler arasında bulunan lenfomaya ilişkin bilinçlendirme ve farkındalık amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, “Lenfoma, lenf sisteminin kanseridir. Tedavisi mümkün olduğundan erken teşhis önemlidir. Günün sloganı olarak ‘farkında ol, risk alma’ diyoruz” açıklamasını yaptı.
Dünya Lenfoma Farkındalık Günü’nün 2024 teması hakkında da bilgi veren Altuntaş, “Bu yılın teması; ‘Lenfoma ile yaşamak, hastaların birçok soru, endişe veya şüphe ile belirsizlik içinde yaşamasına veya bu duyguyu hissetmesine neden olabilir. Lenfoma sonrası zorlu duygularla başa çıkmayı öğrenmek, aileniz ve arkadaşlarınızla daha yakın ilişkiler kurmanıza, kendinizle daha derin bir bağ kurmanıza ve anda yaşamaya daha iyi hazırlanmanıza yardımcı olabilir’ şeklinde belirlendi” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: CAR-T Hücre tedavisi hematolojik kanserlerde umut vaat ediyor
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, etkinlik çerçevesinde Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya yaptığı açıklamada, lenfomanın görülme sıklığında artış eğilimi gözlendiğini, kanserden korunmanın tedavi kadar önemli olduğunu belirtti. Diğer yandan yenilikçi tedavilerin yeni imkanlar sağladığını vurguladı.
Türkiye’de ve dünyadaki çalışmaların lenfomanın yüksek tansiyon, şeker vb. gibi kontrol edilebilen kronik bir hastalığa dönüşmesini hedeflediğini ifade eden Prof. Dr. Altuntaş, akıllı ilaçlarla sağlanan başarılar olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Pek çok hastalıkta olduğu gibi lenfomada da immünolojik ve genetik çalışmalar umut verici düzeyde devam ediyor. Genel hastalıktan ziyade hasta bazlı tedaviler gündemde yer almaya başladı. Artık bireyselleştirilmiş tedavi çağındayız. Hastanın ve hastalığının immünolojik ve genetik açıdan fotoğrafını çekip, ona göre tedavi planlama şansımız var.
Bu bağlamda lenfomada yeni tedaviler umut veriyor. Hedefe yönelik tedaviler günümüzde yalnızca ‘monoklonal antikorlar’ ile sınırlı değil. Monoklonal antikor olmayan birtakım başka ilaçlar ve moleküller de geliştirildi. Bunlar, ‘hedefe yönelik ilaçlar’ olarak adlandırılıyor. Hedefe yönelik moleküller; kanserli hücrelerde olan, sağlıklı hücrelerde ise bulunmayan birtakım mekanizmaları bozmaktadır. Bu nedenle ilaçlar hastaya verildiğinde kanser hücresi çok yoğun bir şekilde, sağlıklı hücreler ise minimal düzeyde etkileniyor. Hedefe yönelik tedavilerde kullanılan ilaçların yan etkileri hiçbir zaman klasik kemoterapi ilaçlarının yan etkileri ile aynı değil.”
Bispesifik antikor tedavisinin lenfomada yeni bir tedavi seçeneği olarak ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Altuntaş, umut verici gelişmeler yaşandığını kaydetti. Prof. Dr. Altuntaş, “Kök Hücre Transplantasyon uygulaması, CAR T hücre tedavisi sonrası nüks Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma hastalarında önemli bir seçenek olmaya devam ediyor ancak diğer tedaviler de sonuçları iyileştirmede umut vaat ediyor. CAR T hücre tedavisinden sonra nüks etmiş hastalıkta bispesifik antikor tedavisi önemli bir seçenek olabilir” diye konuştu.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Yenilikçi tedaviler kansere karşı başarı oranlarını artırıyor
Lenfomada FDA onayı olan CAR-T hücre ve bispesifik antikor tedavisi sonuçlarının geriye dönük olarak karşılaştırıldığını anlatan Altuntaş, “Bispesifik antikor tedavisi daha önce CART hücre alsın veya almasın etkin olduğu gözlenmiştir. CAR-T sonrası geç nüks olan hastalarda yanıtlar daha iyi gözükmektedir” bilgisini verdi.
Lenfomanın aynı tip hastalığa sahip hastalar arasında bile belirgin farklılıkların görüldüğü heterojen bir grup hastalık niteliği taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, B hücre tipi, T hücre tipi ve bunların kendi içinde çok farklı seyreden alt tipleri olduğunu, tedavilerin de bu nedenle bireysel yapılması gerektiğini ve hem hastalığın hem tedavinin hem de iyileşme sürecinin kişiye özgü olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Altuntaş, düzenli aralıklarla ve yeterli dozda ilaç alımının yaşamı uzattığının altını çizerek, “Lenfoma tedavisinde yaşam süresi için en önemli göstergelerden biri, ilk aylarda aldığı ilaçların toplam dozudur. Bu bağlamda uygun aralıklarda (iki, üç hafta) yeterli dozda (önerilen doz) ilaç almak gereklidir. Bu nedenle iki veya üç hafta aralıklarla verilen tedavi sürelerini tıbbi zorunluluk olmadıkça geciktirmemeye gayret edilmelidir” dedi.
CAR-T Hücre Tedavisinin çığır açıcı bir yöntem olarak gelişimini sürdürdüğünü kaydeden Prof. Altuntaş, gündemde olan bu yaklaşıma yönelik şu bilgileri verdi: “Normalde T hücreleri enfeksiyonla savaşan bağışıklık hücreleridir. Hastanın kendi T hücreleri kanından toplanır. Toplanan bu T hücreleri, kanser hücrelerini tanıyıp yok edebilmek üzere laboratuvarda modifiye edilir. Yüksek seviyede anti-kanser aktivitesi gösteren CAR olarak bilinen özel kanser hedefleme reseptörleri ile donatılır.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Yapay zeka lenfoma tedavi ve yönetiminde çığır açacak
Oluşturulan bu yeni hücreye CAR (kimerik antijen reseptörleri)-T hücre denir. Laboratuvarda modifiye edilen T hücreleri yine laboratuvar ortamında çoğaltılır ve uygun şartlarda hastaya damardan verilir. CAR T-hücre tedavisi bir tür gen veya hücre tedavisi ya da adoptif hücre transfer tedavisi olarak da adlandırılır. CAR-T hücre tedavisi, B-hücreli lenfomalarda %64-86 arasında yanıt oranları umut vaat etmektedir. Kansere karşı çığır açan yöntem olarak görülmektedir. Bu bağlamda Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından kullanımına izin verilmiştir.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?