Vücutta kanser hücreleri de dahil olmak üzere tüm hücrelerin şeker ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak şekerin sebep olduğu aşırı kilolar, özellikle de bel çevresindeki aşırı yağlanma, kanseri tetikleyebilir. Vücutta yakıldığından fazla alınan şeker, kişiyi şişmanlatabilir ve şişmanlık kanser gibi önemli hastalıklara yakalanma riskini artırır. Buna karşın vücudumuzdaki hücrelerin normal fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için şekere de ihtiyaç vardır. Kişi beslenmesinde şekeri dengeli bir şekilde kullanmalı, bu ihtiyacı sebze ve meyvelerden karşılamaya özen göstermelidir.
Fazla şeker tüketimi, kanser riskini artırarak insan sağlığını bozuyor
Amerikan Kalp Vakfı, kadınların günde 6 tatlı kaşığından (25 gram), erkeklerin ise 9 tatlı kaşığından (37 gram) daha fazla şeker tüketmemelerini önermektedir. Bunların kalori değerleri yaklaşık olarak 100 – 150 kaloriye denk gelmektedir. Türkiye’de genellikle günde 15-20 tatlı kaşığı yani önerilen miktarın 2 katından daha fazlası tüketilmektedir. Bu, yılda 250 bardak şeker alımı anlamına gelmektedir. Bütün bu şekerlerin yakılamadığı düşünüldüğünde, günde fazladan 500 kalori alımı olduğu görülmektedir.
Şeker tüketiminin sınırlandırılması konusunda bilinçli olmak büyük önem taşımaktadır. Öncelikle ambalajlı ürünlerin içeriklerinin doğru bir şekilde okunması önemlidir. Şekerin fruktoz, laktoz, sükroz, maltoz, glukoz ve dekstroz gibi değişik formları bulunmaktadır. Bu ibarelerin bulunduğu ürünlerde dikkatli olunması ve miktarlarına bakılması gerekir.
Pekmez ve bal gibi doğal şekerler, tatlandırıcı özelliklerinin yanı sıra antioksidan yönünden de zengindir. Ancak kalori miktarları yapay şekerlerle aynıdır. Dolayısıyla, günlük alınan şeker yine tavsiye edilen sınırlar içerisinde kalmalıdır.
Bazı bilimsel çalışmalarda tatlandırıcıların kansere sebep olduğu gösterilse de, genel olarak bu yargının doğruluğu tam olarak ispatlanabilmiş değildir. Ancak yapay tatlandırıcılardan mümkün olduğunca uzak durulması doğal ürünlerin tercih edilmesi önerilmektedir.
Şeker tüketiminin azaltılması, bel çevresi yağlanmasının da önüne geçmektedir. Bu durum da kanserde risk faktörlerinden birinin elenmesi anlamına gelmektedir. Çocukluk çağından itibaren bu konuda toplumsal bir bilinç oluşturulması, kanserle mücadelede önemli bir adım anlamına gelmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?