Evde hemodiyaliz hizmetinin hastaların riskini azaltması yanında, yaşam kalitesini artırma ve yaşam sürelerini uzatmada da etkili olduğu bildirildi. Türk Nefroloji Derneği öncülüğünde, Ankara’da ev hemodiyalizinde 1 ve 1000’inci hasta buluşması gerçekleştirildi. Türkiye’de, hemodiyaliz hizmetinin evde verilmesi yönünde yaygın bir hizmet sunumu gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Alaattin Yıldız, Türkiye’nin bu hizmette Avrupa’da ikinci sırada, Dünyada ise beşinci sırada olduğunu vurguladı. Kronik böbrek yetersizliğinde önemli bir tedavi olan hemodiyalizden 70 bin dolayında hastanın yararlandığını hatırlatan Prof. Dr. Alaattin Yıldız, son 10 yılda bu hizmetin evde verilmesi olan “ev hemodiyalizinde” de önemli gelişmeler sağlandığına işaret etti.
Toplantıda Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Alaattin Yıldız, Ankara Şehir Hastanesi Nefroloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Fatih Dede, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Ok, Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tekin konuşmacı olarak yer aldı.
Toplantıda ileri dönem böbrek yetmezliği olan 4 milyon kişinin organ yetersizliği, organ nakline engel durumlar nedeniyle hemodiyalizle hayatta kalabildiği bildirildi. Türkiye’nin de gelişmiş ülkeler gibi ev hemodiyalizi uygulayan ülkelerden olduğu, yararlanan hasta sayısı açısından Mart 2020 itibariyle Avrupa’da İngiltere’nin ardından ikinci sırada, dünyada ise ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’dan sonra 5. Sırada olduğu kaydedildi.
Prof. Dr. Alaattin Yıldız: Pandemi nedeniyle böbrek nakillerinde dramatik bir azalma oldu
Prof. Dr. Yıldız, ev hemodiyalizinin daha uzun süre diyaliz yapma ve böylece daha fazla miktarda üremik toksinlerden vücudun arındırılması, biriken suyun yeterli miktarda uzaklaştırılmasına imkan sağladığını vurgulayarak, “Ev gibi sıcak bir ortamda, kalbi yormadan yapılan uzun diyaliz işlemiyle hastaların hem yaşam kaliteleri artabilmekte hem de beklenen yaşam süresi uzatılabilmektedir. Hastaların kendilerini klinik olarak çok iyi hissetmeleri ve çalışma hayatına devam edebilmeleri mümkün olabilmektedir” dedi.
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tekin de hemodiyalizin böbrek hastaları için kritik önemine işaret ederek, “23 bin civarında böbrek nakli için bekleyen hastamız var. Bu hastaların hepsi diyalize girmek zorundalar. Bizim verdiğimiz sağlık hizmetinin en iyi alternatifi olarak ev hemodiyalizi görüldüğü için buna mutlaka ağırlık vermemiz lazım. Eş zamanlı olarak organ bağışını ve ev hemodiyalizini artırmamız gerekiyor. Biz de bakanlık olarak bu konunun destekçisi olduğumuzu göstermek için buradayız. Devlet olarak bu tür aktivitelerin ve hizmetlerin sonuna kadar arkasındayız.” diye konuştu.
Böbrek yetmezliği nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Ankara Şehir Hastanesi Nefroloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Fatih Dede ise salgın döneminde evde hemodiyaliz hizmeti verilmesinin hastalar açısından ciddi avantajlar sağladığını kaydetti. Kronik böbrek hastaları ile organ nakli hastalarının kullandıkları ilaçlar nedeniyle bağışıklık sisteminin baskı altında olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Fatih Dede, evde hemodiyalizin bu riski azaltmadaki en önemli araçlardan biri olduğunu vurguladı.
Salgın döneminde covid nedeniyle hayatını kaybeden hemodiyaliz alan hasta olmadığını bildiren Prof. Dr. Dede, şu bilgileri verdi: “Bu nedenle, Covid bulaşma ve yoğun bakım ihtiyacı gelişimi açısından yüksek riskli grupta yer almaktadırlar. Ülkemizdeki hemodiyaliz hastalarının çoğunluğu haftada 3 kez olmak üzere, bir merkezde diyalize girmektedir. Çoğu hasta bu merkezlere toplu taşıma ile ulaşmaktadır.
Diyaliz merkezlerinin özellikle kamu bünyesinde olanları, diğer ayakta tedavi veren ve yatan hastaların da olduğu birimlere komşu fiziki yapıdadır. Bu nedenle yakın temas ve bulaş açısından merkezde diyaliz daha yüksek riskli görünmektedir. Ev diyalizi uygulamasının hasta sağlığı, yaşam kalitesi ve ülke ekonomisi için oldukça yararlı olacağını ve zaman içerisinde yaygınlaşması gerektiğini düşünüyorum.”
Prof. Dr. Dede, salgın ortamında hemodiyaliz hastalarına yönelik yapılan çalışma konusunda da “Covid sıklığı merkezde diyalize giren hastalarda farklı ülkelerde %25-35 arasında iken; evde hemodiyaliz ve periton diyalizi olan gruplarda daha düşük sıklıktadır. Ölüm oranları da keza diyaliz hastalarında tüm dünyada ve ülkemizde %30’lar civarında olup, evde tedavi olan grupta bu oranlar daha düşüktür. Ankara Şehir Hastanesi evde hemodiyaliz hastalarında Covid tanısı olan hasta sıklığı %18 olup; Covid nedeniyle kaybedilen hastamızın olmaması çok sevindirici bir durumdur” dedi.
Prof. Dr. Ercan Ok ise Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın işbirliğiyle gelişmiş ülkelerde verilen bir hizmetin Türkiye’de de sunulduğunu, giderlerin tamamının devletçe karşılanarak hastalara mali yük getirilmediğini vurguladı.
Prof. Dr. Ercan Ok: Ev hemodiyalizi yaparak ağır işlerde çalışabilen böbrek hastaları var!
Ev hemodiyalizinin güvenli şekilde uygulandığını kaydeden Prof. Dr. Ok, “Evde hemodiyaliz yapılabilmesi için hastaya veya evdeki bir hasta yakınına eğitim verilebildiği gibi, evde hemşire tarafından da uygulanabilmektedir. Eve bir diyaliz makinesi ve küçük bir arıtma sistemi kurulmakta, tüm güvenlik önlemleri alınmakta, gerekli malzemeler düzenli aralıklarla hastanın evine götürülmektedir. Bu tedaviye erişebilmek için hastalar hiçbir ödeme yapmamakta, masrafların tümü devlet tarafından karşılanmaktadır” bilgisini verdi.
Hastaların hemodiyaliz tedavisini genellikle gece uykuda iken sekiz saat süreyle yaptığına, böylece bu işlemin zararlı atıklardan temizlenmeyi ciddi olarak artırdığına ve hasta konforunun sağlandığına vurgu yapan Prof. Dr. Ercan Ok, “Halsizlik, tansiyon düşmesi veya aşırı yükselmesi, sıvı birikimine bağlı nefes darlığı ve kalp sorunları, kansızlık, iştahsızlık, kemik hastalığı, damar kireçlenmesi gibi sık görülen sorunlar ortadan kalkmakta, zihinsel işlevlerden üreme işlevlerine dek tüm vücut işlevlerinde önemli düzelmeler olmaktadır. Diyet kısıtlamaları hafiflemekte, bir çok ilacın kullanımına artık gerek kalmamaktadır” diye konuştu.
Toplantıda, böbrek yetmezliği hastalarının deneyimlerine örnekler de sunuldu. Söz alan hastalardan Cemal Emir, “Ev hemodiyalizine geçtiğim zaman hayatımda çok şey değişti. Öncelikle cilt rengim çok daha canlı bir renk oldu. Yeniden başlayan hayatımda 45 dakika bisiklete biniyorum. İşime artık daha çok zaman ayırıyorum. İlk diyalize başladığımda doğru düzgün işe gidemiyordum. İşe gidemediğim için de maddi açıdan zarar ediyordum. Diyalize sabah gidiyordum öğlen eve geldiğimde merdivenlerden çıkarken beklemek zorunda kalıyordum. Tansiyonum düşüyordu ve aşırı şekilde yorgunluk oluyordu. Ama şimdi sabah işe gidiyorum, akşam eve geliyorum ve bu benim işimi etkilemiyor. Kendime güvenim geldi, şu an sakin bir insanım ve huzurlu bir hayatım var. Pazartesi günü olduğunda koşarak diyalize girmek istiyorum, insan diyalize girmek ister mi? Ev çok konforlu, çok rahat, çok huzurlu, istediğinizi yiyebiliyorsunuz, daha rahat davranabiliyorsunuz ve daha sıcak bir ortam. Bunlar bir insan için çok değerli şeyler” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?