Kurban Bayramı’nda yoğun bir şekilde tüketilen kımızı et en kaliteli protein kaynaklarından biri. Ayrıca yağ, demir, çinko ve B grubu vitaminleri açısından da zengin bir besin. Bu nedenle günlük beslenmede vücudun ihtiyacını karşılayacak miktarda kırmızı et tüketmek çok önemli. Ancak kırmızı et sindirimi oldukça zor bir besin. Aşırı tüketimi sindirimi güçleştireceği için özellikle mideyle ilgili problemi olan kişilerin et tüketiminde aşırıya kaçmamalar gerekiyor. Daha da kötüsü, ette bulunan doymuş yağlar kolesterol ve trigliserid gibi kan yağlarının artmasına ve bunun sonucunda da kalp damar hastalıklarının oluşmasına sebep olabiliyor.
Bu nedenle özellikle diyabet, tansiyon, obezite, kalp damar ve benzeri kronik hastalığı olanlar et tüketim miktarına dikkat etmeliler. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal sağlık problemleriyle karşılaşmamak için haftada 2’den fazla kırmızı et tüketilmemesi gerektiğine işaret ederek, “Ayrıca haftalık kırmızı et tüketim miktarı 500 gramı geçmemeli” diyor.
Kalkar kalkmaz ilk 1 saat içinde kahvaltı etmeli, eğer mide probleminiz yoksa sindiriminizi kolaylaştırmak için güne 1 bardak ılık limonlu suyla başlamalısınız. Kurban Bayramı’nda gün boyunca özellikle kırmızı et ve hayvansal ürünler fazla tüketiliyor. Bu yüzden hem mide hem bağırsak sağlığını korumak için kahvaltıda hayvansal kaynaklı besinler yerine meyve, sebze, ceviz, badem gibi bitkisel kaynaklar ve tam buğday, çavdar ekmeği veya yulaf gibi kaliteli karbonhidratlar bulundurmaya özen gösterin.
Kesilen eti buzdolabında +4 derecede, büyük parçalar halinde, bir gün beklettikten sonra tüketin. Etin dinlendirilmeden tüketilmesi hem sert ve lezzetsiz bir et olmasına hem de sindirim sisteminizi zorlamanıza neden olacaktır. Eğer eti uzun süre bekletecekseniz mutlaka derin dondurucuda bir defada tüketilebileceğiniz şekilde ayırarak saklayın.
Kurban Bayramı süresince tüketeceğiniz etin miktarının yanı sıra pişirme tekniğine de dikkat edin. Eti kızartma ve kavurma yerine, ızgara veya fırınlanmış olarak tüketmeniz daha doğru olacaktır. Ayrıca etin yağsız kısmını tercih etmelisiniz. Etle yaptığınız yemeklere ilave yağ eklemeyerek etin kendi yağıyla pişmesini sağlamalısınız. Mangalda pişiriyorsanız eğer etin kömürleşmemesine, iç kısmının çiğ kalmamasına da dikkat edin.
Posa içeriği olmadığı için et kabızlığa yol açabiliyor. Bu nedenle etin yanında posa içeriği yüksek olan sebze, meyve, kepekli ekmek gibi gıdaları tüketmeniz çok önemli. Sebze ve meyvelerdeki C vitamini etin içerisindeki demirin vücutta kullanılabilirliğini arttırıyor. Bu yüzden etin yanında bolca limonlu yeşil salata yemeyi ihmal etmeyin.
Bayram süresince her gün kırmızı et tüketimi söz konusu olabiliyor. Ancak fazla miktarda tüketilen kırmızı etin özellikle mide ve bağırsak kanserlerine sebep olduğu biliniyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal kırmızı etin lif içeriği düşük olduğu için kabızlık ve hazımsızlık gibi sindirim problemlerine de neden olabileceğine işaret ederek, “Bu nedenle günlük kırmızı et tüketim miktarı en fazla 70 gram olmalı. Bu miktar da, örneğin 2 köfte büyüklüğünde ete denk geliyor” diyor.
Bayramda da yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat etmeli, her besin grubundan tüketmeye devam etmelisiniz. Yüksek protein ağırlıklı beslenme hem sindirim sistemi bozukluklarına, hem de halsizlik ve yorgunluğa sebep olabiliyor. Dolayısıyla etin yanı sıra beslenmenizde süt, ekmek, sebze ve meyve grubuna da yer vermeye özen gösterin.
Sakatat denilen ciğer, işkembe vb bölgeler, hayvanın en toksik bölgelerini oluşturuyor. Bu yüzden tüketildiğinde özellikle karaciğer ve böbreklerde yük oluşturabiliyor. Bunun dışında yüksek yağ ve ürik asit içermeleri nedeniyle kalp damar hastalığı ve gut hastalığınız varsa sakatat tüketiminden kaçınmalısınız.
Uzun süreli açlıklar, kan şekeri düştüğü için öğünlerde aşırı miktarda besin tüketimine neden oluyor. Bu nedenle öğünler arasında 3-4 saatten fazla aç kalmamaya dikkat edin. Öğünlerde aşırı miktarda besin tüketiminin önüne geçmek için az ve sık beslenmeli; mümkünse ara öğün yapmalısınız.
Kolay pişen kolay sindiriliyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal bir besin ne kadar kolay pişiyorsa vücut tarafından da o kadar hızlı sindirildiğini belirterek şu bilgileri veriyor: “Güneşin batışıyla beraber insanoğlunun metabolizmasının yavaşladığı bilinen bir gerçek. Etin sindirimi, sebzelerin sindirimine göre bir hayli zor. Bu yüzden metabolizmanın yavaşladığı saatlerde bir de sindirimi zor bir besin tüketmek ertesi gün yorgun kalkmanıza neden olabiliyor”
Yapılan ziyaretler sırasında ikram edilen hamurlu tatlılardan tadımlık tüketmeli, tercih etme şansınız varsa sütlü veya meyveli tatlılar yemelisiniz. Hamurlu ve şerbetli tatlıların glisemik indeksi yüksek oluyor. Yani kan şekerini ani bir şekilde yükselterek vücuttan ani insülin salınımına yol açıyorlar. Yüksek insülin seviyesi ise özellikle karın bölgesi yağlanmasıyla ilişkilendiriliyor. Bunun yanı sıra insülin seviyelerinin bu denli ani artışı, kan şekerinin birden düşmesiyle sonuçlanıyor. Bu nedenle de bir sonraki öğünde oluşan açlıktan dolayı farkında olmadan fazla porsiyonlarda besin tüketilebiliyor.
Sindirim için en önemli faktörlerden biri, su. Hazımsızlık veya kabızlık sorunu yaşamamak için kilo başına 30 ml su içmeyi ihmal etmeyin. Örneğin 70 kilo olan bir kişinin 2100 ml, yani yaklaşık 2 litre su içmesi gerekiyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?