Malpraktis İddiası ile ikame edilen Tazminat Davaları’nda, Malpraktis-Komplikasyon Ayırımı ve Komplikasyon Yönetimi’nin Adli Tıp Kurumu Raporları’nda yer alış şekli ile, Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi’nin Komplikasyon Yönetimi’ne ve de anılan ATK. Raporları’na yaklaşımını, Emsal ve Güncel Kararlar ile değerlendirdiğimiz Adli Tıp Kurumu Raporları’nda ve Yargı tay Kararları’nda ‘Komplikasyon Yönetimi’ başlıklı Yazı’mız yoğun ilgi görmüştü. Bu Yazı ile de; Estetik Ameliyatlar ile ilgili Davalar’ın çözüm ve görüm yeri olan Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi Kararları’nda; “KOMPLİKASYON ve YÖNETİMİ” ile ilgili Güncel Karar Özetleri’ni sunmaktayız.
… Taraflar arasında Sözleşme’nin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 Sayı’lı TBK.’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen Eser Sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya Estetik Müdahaleler’de bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle Hekim ile Hasta arasında tedaviye ilişkin Sözleşme’den farklı olduğu ve Eser Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Raporları’nda ve Yargıtay Kararları’nda ‘Komplikasyon Yönetimi’
Eser Sözleşmesi’ni düzenleyen TBK.’nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin (hekimin) edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin (hastanın) edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser Sözleşmesi’nin niteliği gereği yüklenici (hekim); sonucu garanti etmektedir. Davacı, daha düzgün ve dik durması için göğüslerine slikon taktırmak şeklinde estetik gayeyle davalıya başvurmuş olduğuna göre, Estetik Ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki Eser Sözleşmesi’nin konusu olduğu açıktır. Burada Sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici (hekim), eseri iş sahibinin (hastanın) yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır. Diğer yandan; yüklenicinin (hekimin) borçları TBK.’nın 471. maddesinde düzenlenmiş olup, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.” denilmiş olup; yüklenici olan Hekim’in de bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere edimini sadakat ve özenle ifa etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenicinin (hekimin) özen borcundan doğan sorumluluğunda, benzer alanlardaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin (hekimin) göstermesi gereken mesleki ve teknik kuralların esas alınacağı da açıklanmıştır. Yine, Eser Sözleşmesi’nin niteliği gereği yüklenici (hekim), sonucu garanti etmiş sayılmalıdır. [i]
… Taraflar arasındaki Sözleşme’nin, Eser Sözleşmesi niteliğinde olduğu ve davacı yanın gerek burun gerekse yüz germe ve yağ dokusu alınması ile ilgili isteminin davalı doktor tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi niteliğinde olduğu gözetildiğinde; Hekim’in eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu yönündeki görüş yeterli olmayıp, ayrıca davacının isteklerinin karşılanıp karşılanmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen yüz germe ve karından yağ dokusu alma ile ilgili olarak; Hekim’in edimini yerine getirip getirmediği ya da komplikasyon olup olmadığı ve komplikasyon konusunda aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılıp yapılmadığı hususları tartışılıp değerlendirilmelidir. [ii]
Doğum ile ilgili Malpraktis Davaları’nda NST ve ÇKS Kayıtları’nın önemi
… Bilirkişi Raporu’nda, komplikasyon olduğundan bahsedilse dahi, komplikasyon yönetiminin de doğru yapılması zorunludur. Somut olayda; davacıya estetik yönden garanti verilmiş ve ancak tam olarak yerine getirilmemiştir. Davalılar illiyet bağının kesen bir Savunma’da bulunmadıkları gibi, davacının kusurunu da kanıtlayamamışlardır. [iii]
… Davalı taraf Cevap Dilekçesi’nde Hasta’da gelişen bu durumun komplikasyon olduğunu savunmuşsa da, Anestezi Bilgi Formu’nda babanın imzası bulunmakla birlikte, ne gibi komplikasyonlar gelişebileceği ayrıntılı bir şekilde belirtilmemiş, sadece genel cümlelerle kabul beyanı alınmıştır. Yine davalı taraf, küçüğün Otizm hastası olduğunu bildirmiş olup, gerek komplikasyon yönteminin doğru yapılıp yapılmadığı, gerekse aydınlatma konusunda, alınan Raporlar yeterli olmayıp; Mahkeme’ce bu Bilirkişi Raporları’na dayanılarak karar verilmesi hatalı olmuştur. [iv]
… Davacıya yapılan estetik müdahalenin sonucu itibariyle davacı işsahibi (hasta) yararına sonuç vermediği gibi, 1. operasyon öncesi Onam’da Aydınlatma Yükümlülüğü’nün yeterince yerine getirilmediği ve kayıtların tam olarak tutulmadığı, Eser Sözleşmesi niteliği gereğince yüklenicinin (hekimin) edimini tam olarak yerine getirdiğinden söz edilemeyeceği ve kusurlu bulunduğu, komplikasyon konusunda aydınlatılmanın yetersiz olduğu gibi, komplikasyon yönetiminin de yeterli olmadığı dosya kapsamı ile anlaşıldığından, Adli Tıp Kurumu’nun yeterli gerekçe içermeyen Raporu’na dayanılması hatalı olmuştur. [v]
… Adli Tıp Kurumu’nun Raporu’nda bahsi geçen sonucun bir komplikasyon olduğu bildirilmesine karşın, komplikasyon oluştuktan sonra komplikasyon yönetimi konusunda Hastane ve Doktor’un üzerine düşen görevi yerine getirip getirmediği konusunda da bir değerlendirme yapılmamıştır. [vi]
Malpraktis iddialarında sadece sigorta şirketi’ne dava açılabilir…
… Davacıya yapılan estetik müdahalenin sonucu itibariyle işsahibi (hasta) yararına sonuç vermediği gibi, 1. operasyon öncesi Aydınlatma Yükümlülüğü’nün yeterince yerine getirilmediği ve kayıtların tam olarak tutulmadığı, Eser Sözleşmesi niteliği gereğince yüklenicinin (hekimin) edimini tam olarak yerine getirdiğinden söz edilemeyeceği ve kusurlu bulunduğu, komplikasyon konusunda aydınlatılmanın yetersiz olduğu gibi, komplikasyon yönetiminin de yeterli olmadığı dosya kapsamı ile anlaşıldığından, yeterli gerekçe içermeyen Bilirkişi Raporları’na dayanılması hatalı olmuştur. [vii]
… Davacı, davalı tarafından yapılan protezin hatalı olduğunu ileri sürerek Manevi Tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkeme’nin hükme dayanak yaptığı Bilirkişi Raporu; davalının kusurlu olup olmadığı konusunda yeterli açıklıkta olmadığı gibi, yapılması gereken işlerle, yapılan işlemlerin neler olduğu hususunda açık olmayıp, denetime de elverişli değildir. Bu haliyle Rapor’un hükme esas alınması doğru olmamıştır. [viii]
Av. Arb. Ümit Erdem
[i] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2018/182 E., 2019/930 K., 04.03.2019 T.
[ii] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2018/5312 E., 2019/139 K., 14.01.2019 T.
[iii] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2018/4953 E., 2018/4526 K., 19.11.2018 T.
[iv] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2017/2329 E., 2019/2441 K., 22.05.2019 T.
[v] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2018/3534 E., 2018/4434 K., 13.11.2018 T.
[vi] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2018/2524 E., 2018/2644 K., 21.06.2018 T.
[vii] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2018/4621 E., 2018/4686 K., 26.11.2018 T.
[viii] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi, 2017/692 E., 2017/3401 K., 12.10.2017 T.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?