MetMAb artı erlotinib kombinasyonu sağkalımı önemli oranda arttırdı

Kategori: Farmasötik / İlaçlar Print

Akciğer kanserli hastaların yaşam süresini iki katına çıkaran formül; MetMAb+Eerlotinib

Roche, daha önce tedavi görmüş ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserli (KHDAK) hastalarda kişiye özel tedavi olan MetMAb ile yapılan randomize, çok merkezli, çift kör bir Faz II çalışmanın nihai sonuçlarını açıkladı. MetMAb, birçok kanserde başarısız sonuçla ilişkilendirilen bir protein (veya reseptör) olan Met’i hedeflemesi tasarlanmış, tek kollu, araştırma süreci devam eden bir antikordur. Çalışmada, yardımcı tanı testiyle tümörlerindeki Met düzeylerinin yüksek olduğu belirlenen kişilerin MetMAb artı erlotinib aldıklarında, tek başına erlotinib kullananlara kıyasla, hastalıkları kötüleşmeden yaşadıkları sürenin (progresyonsuz sağkalım, [PFS]) iki katına çıktığı gösterilmiştir.

Roche’tan yapılan yazılı açıklamaya göre, çalışmanın diğer sonlanım noktası genel sağkalım (OS) olarak değerlendirilmiş ve çalışma MetMAb artı erlotinibin ileri evre KHDAK’nin bu formu olan kişilerde tek başına erlotinibe kıyasla yaşam sürelerini üç katına çıkardığını göstermiştir. MetMAb’ın erlotinib ile kombinasyonunda, herhangi bir beklenmedik güvenlilik sinyali ortaya çıkmamış ve erlotinibin güvenlilik profili solid tümörleri olan kişilerde bu ilaçla yapılan önceki çalışmalarla tutarlı bulunmuştur.

Çalışmanın sonuçları ile ilgili olarak Roche Global Ürün Geliştirme Başkanı ve Sağlık Direktörü Dr. Hal Barron, şu bilgileri verdi: “MetMAb’ın benzersiz tasarımı ve yardımcı tanı testinin geliştirilmesi, kanserin büyümesini destekliyor olabilecek özel bir yolağı hedeflememize olanak tanıdı. Bu sonuçlar akciğer kanserli hastalar için potansiyel bir kişiye özel tedavi olarak MetMAb’ın daha derinlemesine araştırılmasını desteklemektedir ve biz de bu yılın sonlarında bir Faz III çalışma başlatmayı planlıyoruz.”

Faz II MetMAb çalışmasında, önceden tedavi görmüş KHDAK‘li hastaların tümörlerinde Roche’un Doku Tanı Şirketi Ventana Medical Systems tarafından geliştirilen immünohistokimya (IHC) testi kullanılarak Met proteini düzeyleri analiz edilmiştir. Met protein düzeyleri yüksek olan tümörler Met tanısı pozitif olarak sınıflandırılmıştır, Met protein düzeyleri düşük olanlar ise Met tanısı negatif olarak sınıflandırılmıştır.

• Hem yüksek hem de düşük Met düzeylerini içeren tüm hasta grubunda MetMAb ile erlotinibin birlikte kullanılması tek başına erlotinibe kıyasla hastalıkları kötüleşmeden yaşadıkları sürede istatistiksel olarak anlamlı bir artış sergilememiştir (HR=1.09, p=0.687, medyan PFS: 2.6 aya kıyasla 2.2 ay).
• Met düzeyi yüksek tümörleri olan kişilerde, MetMAb artı erlotinib alanlarda tek başına erlotinib alanlara kıyasla hastalıkları kötüleşmeden yaşadıkları süre (PFS) iki katına çıkmıştır ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (HR=0.53, p=0.04). Medyan PFS iyileşerek 1.5 aydan 2.9 aya çıkmıştır.
• Met düzeyi yüksek tümörleri olan kişilerde, erlotinibe MetMAb eklenmesi tek başına erlotinibe kıyasla genel sağkalımda (OS) da istatistiksel olarak anlamlı bir iyileşme sağlamıştır (HR 0.37, p=0.002). Medyan OS süresi üç kat artışla 3.8 aydan 12.6 aya çıkmıştır.
• En yaygın yan etkiler (Met tanısı durumundan bağımsız olarak, herhangi bir alt grup veya çalışma kolunda ≥ %15) şunlardır: döküntü, ishal, bitkinlik, iştahta azalma, bulantı, nefes darlığı, öksürük, akne benzeri döküntü, enfeksiyonlar, deri kuruluğu, anemi (kansızlık), kusma, ateş, ağrı, göğüs ağrısı, sırt ağrısı ve periferik ödem (eller ve ayakların şişmesi).
• Bu yan etkiler arasında sadece periferik ödem tek başına erlotinibe kıyasla kombinasyon grubunda daha yüksek oranda (%10’dan fazla) görülmüştür (%7.5’e kıyasla %23.2).

Met düzeyi yüksek tümörleri olanlar şeklinde sınıflandırılan kişilerde PFS ve OS sürelerinde iyileşme görülmüş olsa da, Met düzeyli düşük olan kişilere MetMAb artı erlotinib verildiğinde tek başına erlotinibe kıyasla daha kötü sonuçlar alınmıştır (PFS: HR=1.82, p=0.050, medyan PFS 2.7 ay’a kıyasla 1.4 ay; OS: HR=1.78, p=0.158, medyan OS: 15.3 ay’a kıyasla 8.1 ay). Bu sonuç, yeni bir ilaçtan faydalanabilecek olan kişilerin yanı sıra faydalanamayabilecek olanları da ayırt etmek açısından, deneysel ilaçların etkililiğini değerlendirmede yardımcı bir tanı testinin önemini vurgulamaktadır. OAM4558g çalışmasının tam sonuçları, Nashville, Tennessee’deki Sarah Cannon Araştırma Enstitüsünde yapılan Akciğer Kanseri Araştırmasının sorumlu araştırmacı ve program direktörü olan Dr. David R. Spigel tarafından Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin (ASCO) 5 Haziran 2011 tarihindeki 47. Yıllık Toplantısında sözlü özet oturumunda sunulacaktır.

MetMAb Faz II çalışma tasarımı hakkında
OAM4558g, daha önce tedavi görmüş ileri evre KHDAK olan kişilerde MetMAb artı erlotinibin plasebo (etkin madde içermeyen, boş ilaç) artı erlotinib ile karşılaştırıldığı global randomize, çift kör bir Faz II çalışmadır. Mart 2009 ile Ağustos 2010 tarihleri arasında yüz otuz yedi hasta iki kol arasında eşit olarak dağılmıştır. Plasebo artı erlotinib kolunda uygun bulunan hastaların hastalıklarının kötüleşmesinden sonra MetMAb almasına izin verilmiştir. Hastaların tümörleri araştırma süreci devam eden yardımcı tanı testinin sonuçlarına bağlı olarak Met tanısı pozitif (yüksek Met) veya Met tanısı negatif (düşük Met) olarak sınıflandırılmıştır. Yüksek Met kolunda ve tüm hasta grubunda çalışmanın birincil sonlanım noktası PFS’dir. Diğer sonlanım noktaları OS ve güvenlilik profilidir.

Met Yolağı hakkında
Birçok kanser, hücrelerin anormal büyümesi, çoğalması ve sağ kalmasından kaynaklanır. Bu faktörler, hücrelerin dışından içine reseptörler aracılığıyla bilgi aktaran sinyal yolakları tarafından kontrol edilir. Met, bazı hücrelerin yüzeyinde bulunan, hepatosit büyüme faktörü (HGF) adı verilen bir protein tarafından aktive edilen bir reseptördür. HGF/Met yolağından geçen sinyaller anormalleşerek sağlıklı hücrelerin kanserojen hale gelmesine neden olabilir. HGF’nin Met’e bağlanması önlenerek kanserojen hücrelerin büyüme, çoğalma, sağ kalma ve yayılma kabiliyeti engellenir.

MetMAb Hakkında
MetMAb, spesifik olarak hücre yüzeyinde Met reseptörüne bağlanıp HGF aracılı sinyalleri engelleyerek kanser hücrelerindeki Met sinyallerini durdurmak üzere tasarlanmış benzersiz, monovalent (tek kollu), monoklonal bir antikordur. Araştırılması devam eden MetMAb şu anda sadece klinik araştırmalarda kullanılmaktadır.

Erlotinib Hakkında
Erlotinib, ileri evre veya metastatik KHDAK’nin tedavisinde günde bir kez ağız yoluyla verilen, kemoterapi olmayan bir tedavidir. Kanserlerin büyümesi ve gelişmesinde rol oynayan bir protein olan epidermal büyüme faktörü reseptörünü (EGFR) güçlü bir şekilde inhibe ettiği kanıtlanmıştır. Erlotinib, Astellas global şirketler grubunun bir üyesi olan OSI Pharmaceuticals, LLC’nin tescilli ticari markasıdır

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla