Artık cinayet boyutuna ulaşan sağlık çalışanlarına ve özellikle de hekimlere yönelik şiddet konusunun ele alınabilecek bir çok yönü var. Ancak meselenin psikolojik şiddet biçimi olarak haksız şikayet boyutu, SABİM hattı bağlamında son günlerde daha çok tartışılır oldu.
Gerçekten de Sağlık Bakanlığı uygulamaları ile şikayet hakkının, özellikle de telefon vasıtasıyla, herhangi bir sorumluluk üstlenmeksizin kolayca kullanabilmesine imkan sağlanması, şikayet edilen hekimlerin ağır mağduriyetine sebep oluyor. Dahası, bu uygulamalar kimi yönleri ile halen yürürlükte olan kanunlara da açıkça aykırılık teşkil ediyor.
Üniversiteler dışında çalışan kamu hekimlerine yönelik şikayetlerin yapılış usulünün hukuki çerçevesi 4483 sayılı Kanunda düzenlenmiş durumda. Bu Kanunun 2004 yılında değişen yeni hükmüne göre, kamu hekimleri aleyhinde yapılacak şikayetlerin öncelikle soyut ve genel nitelikte olmaması gerekiyor. Bir diğer ifade ile şikayet eden kişi mutlaka somut bir olaya ilişkin şikayette bulunmalıdır. Yine aynı kanuni düzenlemeye göre şikayetçi iddialarını ciddi bulgu ve belgelere dayandırmalıdır. Ayrıca kamu hekimleri aleyhinde sunulan şikayet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması zorunludur.
Bu kurala göre telefonla şikayet yapılamaz. Şikayet yazılı yapılmalıdır. Bu husus son derece önemlidir. Kanun koyucu, vatandaşa hak arama özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olan şikayet hakkını tanımıştır. Ancak gene kanun koyucu, bu hakkın rasgele kullanmasına da izin vermemiştir. Bu düzenlemeye göre soyut, havadan sudan sebeplerle şikayette bulunulamaz. Şikayet dilekçeleri somut bir iddiaya dayandırılmalıdır. Bu özellikleri taşımayan dilekçeler işleme konulamaz. Oldukça katı görünen bu düzenleme 2004 yılında Anayasa Mahkemesine de götürüldü. Ancak Anayasa Mahkemesi bu uygulamayı Anayasaya aykırı bulmadı.
Hukuk düzeni herkese meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle şikayet hakkı tanımaktadır. Elbette hak arama özgürlüğü mutlak bir haktır. Bu bakımdan kişiler hekimler aleyhinde de şikayette bulunabilirler. Ancak bu hak da diğerleri gibi meşruiyet sınırları aşılarak kullanılamaz. Sırf şikayet edileni tedirgin etmek, hukuka uygun bir uygulamayı bilerek ya da bilmeyerek haksız bir uygulama gibi göstererek kişileri soruşturmaya maruz bırakmak, onu meslektaşları ya da idari merciler nezdinde küçük düşürmek amacıyla yapılan şikayetler haksız şikayettir. Haksız şikayet de bir tür haksız fiildir. Haksız şikayet yoluyla başkalarının kişilik haklarını ihlal edenler şüphesiz eylemlerinin karşılığı hukuki yaptırımlara tutulmayı da göze almalıdır.
Bu yönüyle öncelikle SABİM’in bir şikayet hattı olarak kullanılması hukuka aykırıdır. Zira kişiler şikayet hakkını yazılı olarak, adı ve soyadını gene adresini göstermek ve ciddi bulgu ve belgelere dayanarak kullanabilir. Bu usule uymayan şikayet dilekçeleri ancak istisnai durumlarda işleme konabilir. Mutad olarak bu tür dilekçelerin işleme konulması mümkün değildir.
Gene bu usule uyulmuş olsa bile şikayet hakkını kötüye kullanarak hekimleri taciz ve tedirgin etmek, küçük düşürmek veya benzeri amaçlarla yapılan şikayetler yine haksız şikayet olarak nitelendirilir. Bu tür şikayet sahiplerine karşı ilgililerin tazminat talep etme hakları bulunmaktadır.
Sonuç olarak hekimlere yönelik sadece fiziksel şiddetin değil psikolojik şiddetin de önüne geçilmesi gerekmektedir. Haksız şikayetlerin ise bir psikolojik şiddet türü olduğu hususu ise tartışmasızdır.
İletişim mail: bilgi@erkingocmen.av.tr
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?