“Erken ergenlik tanısı koyabilmek için bazı testlerin yapılması gerekiyor. Hormonlarına bakıyoruz, gerekirse uyarı testi dediğimiz bir takım hormonal uyarı testleri yapıyoruz, kemik yaşına bakıyoruz, ultrasonla rahim ve yumurtalıklarına bakıyoruz. Eğer bunların sonucu erken ergenliği düşündürmüyorsa hastayı belirli aralıklarla takibe alıyoruz. Meme gelişiminden sonra adet görene kadar belli bir süre geçmesi lazım. Çok hızlı gelişmesi de bir sorundur. Normal şartlarda meme gelişimi başladıktan 2,5 – 3 yıl sonra adet görme başlıyor. Adet yaşının minimum 12 olması gerekiyor diyebiliriz. Erken adet görme de erken ergenlik göstergesidir. Erken ergenliğin yanı sıra bir de hızlanmış ergenlik olarak adlandırdığımız bir durum var. Burada da meme gelişiminin hemen ardından ya da kısa bir süre sonrasında adet görmeye başlanıyor. Ailelerin çocuklardaki gelişimi çok dikkatle izlemeleri gerekiyor. Geç kalındığında tedavi versek bile bir faydası olamıyor. Burada kemik yaşı da önem taşıyor. Erkeklerde de testis boyutları ölçülüyor. 2,5 cm ya da özel ölçüm aletiyle ölçtüğümüzde 4 cc üzerine çıktığı zaman ergenliğe girdiğini kabul ediyoruz. Testisin 20 – 25 cc’ye kadar çıkması gereken bir zaman var, bu da 3 – 4 yıl gibi bir süredir. Erkeklerde eğer ergenlik saptanırsa altından mutlaka bir hastalık çıkabiliyor. Ancak kızlarda %85’inde nedenini bilemiyoruz. Genetik ve çevresel faktörler, beslenme, katkı maddeli yiyecekler, aşırı kilo alma vb. bunların hepsi erken ergenliği tetikleyen şeyler.”
Çocuklarımızda ergenlik erken başlamıyor ama tutumlar erken değişiyor!
Erken ergenliğin %80 – 85’inin tam olarak nedeninin bilinmediğini söyleyen Doç. Dr. Mehmet Boyraz, “Beslenme en önemli faktörlerden birisidir. Yediklerimizde bulunan katkı maddeleri, kullanılan tarım ilaçları, kullandığımız plastik ürünler ve içerdikleri maddeler en önemli etkenler diyebiliriz. Mümkün olduğunca doğal beslenmek, kilolu olmamak, spor yapmak erken ergenliği önlemede birer faktördür. %10-15’inin nedeni beyin tümörleri, böbrek üstü bezi tümörleri olabilir. Bunlar çok çok nadir görülmektedir. Boyumuzun kaderini belirleyen kemik yaşımız ve anne – baba boyudur. Kendi yaşımıza göre kemik yaşımız ileriyse boy bir noktadan sonra daha uzamaz. Kemik yaşının ilerlemesine sebep, erken ergenliktir. Östrojen ve testosteron hormonları ilerlemeye sebep oluyor. Tedavide bunun önüne geçmeye çalışıyoruz.” diyerek tahmini boy ölçüsünün formülünü veriyor:
“Kemik yaşına göre çocukların ilerideki boylarını hesaplayabiliyoruz. Buna öngörülen boy diyoruz. Örneğin, çocuk 10 yaşında, kemik yaşı 12 ise bunun olması gereken boyu hesaplayabiliyoruz. Kemik yaşı ne kadar ileriyse ilerleyen zamandaki boy kazancı o kadar düşük oluyor. O yüzden kemik yaşı direkt boyla ilişkilidir. Anne ve babanın boy ortalaması da boyu belirleyen bir diğer faktördür. Erkeklerde anne ve babanın boyunu toplayıp 13 ekleyip ikiye bölüyoruz, kızlarda da 13 çıkartıp ikiye bölüyoruz. Bu bize hedef boyumuzu veriyor.”
Erken ergenliğin en önemli etkisi, ileriki yaşlarda oluşacak boy kısalığı ve psikolojik faktörler olarak vurgulanıyor. Çok küçük yaşta, çocuksuyken adet görmeye başlayan kız çocuğunun psikolojisinin bozulabildiğini anlatan Doç. Dr. Mehmet Boyraz, “Aileler ve çocuk bir anda panikleyebiliyor. Erken ergenlik konusunda anne ve babaların çok dikkatli olmaları ve hızlıca doktora başvurmaları özellikle boy kısalığı açısından çok önemlidir. Çünkü geç kalındığı takdirde boy uzaması için yapabileceğimiz hiçbir şey kalmıyor. Ergenlik, 8 yaşından önce başlamışsa, meme gelişimi ve kıllanma varsa, yaptığımız testler uygun çıkıyorsa ve kemik yaşı çok ilerlememişse bu hasta tedaviye uygun ideal hastadır. Kemik yaşı, kendi yaşını 6 ay veya 1 yıldan fazla geçmemesi gerekiyor. Tedavideki amacımız çocuğun kemiklerini ilerletmemektir. Bu tedaviyle ortalama 5-6 cm boy kazancımız olabiliyor. Kemik yaşının 10 yaşı geçmemesi gerekiyor. Tedaviye gelecek olursak, GnRH hormonunu baskılayan bir hormon veriyoruz. GnRH analoğu dediğimiz ilaç iğne şeklinde, kas içine 28 günde bir hastanın yaşı 12’ye gelene kadar yapılmaktadır. Aylık tedavileri tercih ediyoruz. Hastaları üç ayda bir kontrol ediyoruz. İğneden sonra hormon testleri yaparak ilacın işe yarayıp yaramadığını kontrol ediyoruz. Bu tedaviden sonra memede küçülme ve yok olma, kıllanmada durma, kemik yaşının ilerlemesinde durma gözlemliyoruz. Boy da yine olması gereken şekilde, yılda 5-6 cm şeklinde uzuyor. Boyun da çok hızlı ilerlemesini istemiyoruz çünkü kemiklerin de hızlı gelişmesi anlamına geliyor. Tedavide amaç çocukları normal fizyolojiye getirmektir.”
Tedavinin 11,5 – 12 yaşına kadar devam ettiğini söyleyen Doç. Dr. Boyraz, tedavi bittikten sonra en geç bir yıl içinde hormonların normal seviyelerine geldiğini belirtiyor ve “Dünyada 20 yıldır bu tedaviler kullanılıyor. Çocuklarda çoğu zaman iyi tolere edilen ilaçlar, yan etkisi hemen hemen yok. SGK bu tedaviyi karşılıyor, bunun için bir rapor gerekiyor. Tedaviyi uyguladığımız çocukların %90’ında olumlu sonuçlar alıyoruz. Aileler mutlaka çocuklarınızı kontrol ve takip edin. Eğer erken bir gelişim görüyorsanız mutlaka uzmana başvurun. Yaz tatili çocukların büyüme ve gelişmesi için çok güzel dönemlerdir. Çocuklarınızı mümkün olduğunca doğal besleyin, sağlıklı alışkanlıklar edinmesine, spor yapmasına olanak sağlayın.” tavsiyelerinde bulunuyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?