Baba olma ihtimalini düşüren sperm azlığının bu haliyle de kalmayacağını belirten Doç. Dr. Hakan Özveri; önümüzdeki 50 yıl içinde sperm hücresinin tamamen ortadan kalkacağına ilişkin bilimsel çalışmalar olduğuna dikkat çekiyor. Peki, bu durum neden kaynaklanıyor? Bilinmeyen etkenler olsa da bilimsel olarak ispat edilmiş çeşitli nedenler var. Çevresel kirlilik, kimyasal atık artışı, sağlıksız gıdalar gibi nedenler yaygınlaştıkça sperm sayısının düşme oranı da artıyor.
Erkeklerde kısırlık nedenleri ve kısırlığın en önemli belirtileri
Sperm üretiminden sorumlu olan, Y kromozomu. Ancak bazı erkeklerde, Y kromozomu üzerinde eksiklikler (gen kayıpları) olabiliyor. Hal böyle olunca, üremeyi sağlayan genler de siliniyor. Silinen genler, sperm üretim düzeneğinin bozulması anlamına geliyor. Kromozomal delesyon yani silinme denilen bu durum sonucunda baba olamamayı kader olmaktan çıkaran güç ise, gelişen tıbbi yöntemler. Kromozomal delesyonun bazı tiplerinde, özel bazı biyopsi yöntemleriyle testisten hücre aranarak, kenarda köşede kalmış 3-5 sperm bulunabiliyor. Bulunan spermin tüp bebek yöntemleriyle yumurtayı döllemesi ve embriyo oluşması sağlanıyor.
Testisler, vücudun dışındaki bir torbanın içindeler. Nedeni ise, vücut sıcaklığının sperm yapımını olumsuz etkilemesi. Ancak bazı durumlarda, testisler torbaya inmiyor; kasıkta, karın ve batın içinde kalabiliyor. Testislerin uzun süre vücut içinde kalması, maruz kaldığı sıcaklık nedeniyle sperm üretememesine yol açabiliyor. İnmemiş testis olarak adlandırılan bu durumun bebeğin ilk yılında fark edilip çözülmesi çok önemli. Çünkü aksi durumda, sperm üretimi bozulabiliyor.
Hormonlar üreme üzerinde çok etkili. Doğru zamanda ve yeteri kadar üretilmesi gerekiyor. Hipofizden salgılanan üreme hormonlarında ortaya çıkan yetersizlik; sperm üretimini bozduğu için üremede zorluk, canlı hücre azalması, sperm hareketlerinde azalma görülebiliyor.
Varis, damarlarda ortaya çıkan bir sorun. Testisteki toplardamarların varisleşerek varikosel olarak adlandırılan hastalığa dönüşmesi de üremeyi olumsuz etkileyen nedenlerden biri. Erkek yumurtasında ısı artışı, testise zarar verebilecek atık maddelerin uzaklaştırılamaması nedeniyle testiste ısı ve basınç hareketine yol açıyor.
Bu durumun sonuçlarından biri de; sperm hareketliliğinin azalması. Hareketliliği azalan spermlerin dölleme oranı da düşürüyor. İyi haber; her varikosel, her durumda sperm üretimini bozmuyor. Üstelik bu sorun günümüzde kolayca tedavi edilebiliyor. Günübirlik ve mikro-cerrahi yöntemlerle, büyük oranda tedavisi mümkün hale geliyor.
Testisler normal sperm üretebilse de bazı erkeklerde, bu spermleri taşıyan kanallarda tıkanıklıklar görülüyor. Bu tıkanıklıklar, günümüzde cerrahi yöntemlerle açılabiliyor.
Günümüzün en yaygın sorunlarından biri olan sigara bağımlığı, sperm sayısını düşüren önemli etkenlerden biri. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı da spermi bozan etkenlerden biri. 3 ay bırakılsa bile, sperm sayısında çok belirgin bir artış olabiliyor.
Mide ülseri, gastrit tedavisinde uzun süre kullanılan ilaçlar ya da depresyon tedavisi ilaçları da spermi azaltan etkenlerin arasında sayılıyor. Ancak miktarın azaltılması, farklı ilaç seçeneklerinin değerlendirilmesiyle olumsuz etkiler düzeltilebiliyor. Vücut geliştirme amaçlı kullanılan steroid hormon türevi ilaçlar ya da maddeler de kontrolsüz bir şekilde kullanıldığında sperm gelişimini tamamen durdurabiliyor.
Özellikle tüp bebek yaptırma döneminde bazı çiftler, ana fikri “doğal ürün kullanarak çocuk sahibi olabilirsiniz” şeklinde mesaj veren reklamlardan etkilenerek bu ürünleri kullanmak istiyorlar, hatta kullanıyorlar da… Ancak gerek internetten gerekse eş dost tavsiyesiyle alınan bu ürünler, doktora danışılmadan kullanıldığında, yarardan çok zarar getirebiliyor. Sperm üretimi de bu sorunlardan biri olarak karşılarına çıkabiliyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?