Doğumda veya doğumdan sonra en geç bir yıl içinde testisler skrotuma (yumurtalık torbasına) iner. Testislerin her ikisinin veya bir tanesinin skrotuma inmemesi, kriptorşizm olarak adlandırılır. Bu vakalarda karın içinde yukarıda kalan testisler daha yüksek ısılara maruz kaldıkları için sperm üretimi bozulur. Çift taraflı inmemiş testis vakalarında azospermi (menide hiç spermin olmaması) görülebilir. İnmemiş testis vakalarında ileride testis tümörü gelişme ihtimali de fazladır. Testisler 1-2 yaşları arasında cerrahi ile yumurtalık torbasına indirilirse, ileride üreme sağlığı olumsuz etkilenmez. Erken tedavi edilmemiş vakalarda, yardımcı üreme teknikleri ile çocuk sahibi olunabilir.
Testis tümörü nedeni ile tedavi gören erkeklerde infertilite sık görülür. Kemoterapi için kullanılan ilaçlar ve radyoterapi, sperm üretimini olumsuz etkiler. Bu vakalardan tedavi öncesinde alınan sperm örnekleri dondurularak saklanır.
Testislerde meydana gelen yaralanmalar, infertilite ile sonuçlanabilir. Travma sonrası testislerde bulunan sertoli hücreleri, kan dolaşımına karışarak anti-sperm antikorlarının oluşmasına ve bu da kısırlığa yol açar.
Varikosel, skrotumda (yumurtalık torbası) ve testislerin etrafında oluşan varisli damarlardır. Genişlemiş damarlar erkeklerin yüzde 15’inde görülür. Her varikoseli olan erkek infertil değildir fakat infertilite nedeni ile değerlendirilen erkeklerin yaklaşık üçte birinde varikosel vardır. Spermatik damarların kapakçıklarının olmaması veya çalışmaması nedeni ile kan geriye doğru kaçarak göllenir. Bu, vakaların yüzde 90’ında sol tarafta görülür. Varikosel; kan akımının yavaşlamasına bağlı olarak skrotumda ısı artışına neden olarak, sol böbrek üstü bezinden gelen ters yöndeki kan akımı testislerin yüksek düzeyde toksik atıklara maruz kalmasına neden olarak, üreme hormonlarının dengesinin bozulmasına neden olarak infertiliteye yol açar. Varikoselden şüphelenildiğinde Doppler Ultrasonografi incelemesi ile tanı kesinleştirilir.
Üreme organlarındaki enfeksiyonlar infertiliteye yol açabilir. Gonore (bel soğukluğu), tüberküloz ve bazı bakteriyel enfeksiyonlar sırasında meydana gelen iltihabi reaksiyonlar üreme kanallarında tıkanıklıklara yol açar. Bakteriyel enfeksiyonlar sperm hareketini bozarak ve gelişmekte olan sperm hücrelerine zarar vererek kısırlığa neden olabilir. Kabakulak özellikle geç yaşta geçirildiğinde testis tutulumu görülür ve kalıcı hasar oluşur. Cinsel temas yolu ile bulaşan ve oldukça yaygın olarak görülen klamidya, mikoplazma ve üreoplazma enfeksiyonları da sperm kalitesini bozarak infertiliteye neden olabilir. Bu enfeksiyonların erken tanı ve tedavisi önemlidir.
Yüksek ateşli hastalıklar üreme sağlığını olumsuz etkiler. Yüksek ateş birkaç saat içinde sperm hücrelerine zarar verir. Yüksek ateşli hastalık geçiren bir erkekte yaklaşık üç-dört hafta sonra sperm sayısında ve normal yapıdaki spermlerin oranında azalma görülür. Böbrek ve karaciğer hastalığı olan erkeklerde üreme hormonları azalır. Böbrek hastalarında impotans, cinsel isteksizlik, sperm üretiminde azalma görülür. Özellikle sık diyalize giren hastalarda hormonal dengesizlik ve sperm üretiminde azalmaya rastlanır. Bazı alerjik reaksiyonlardan sonra da sperm kalitesinde bozulma görülmektedir.
Üreme kanallarında meydan gelen tıkanıklıklar spermin dışarı çıkışını engeller. Enfeksiyonlar, yaralanmalar, cerrahi işlemler; kanallarda tıkanıklıklara neden olabilir. Bazı erkeklerde ise kanallar doğuştan yoktur. Her iki tarafta da tam tıkanıklığın olduğu durumlarda menide hiç sperm bulunmaz.
Ejakülasyon (boşalma) sırasında meninin mesaneye doğru geriye akmasıdır. Bu vakalarda boşalma sırasında bazen çok az meni dışarı akar bazen hiç akmaz. Bu durum diyabet (şeker hastalığı), multiple skleroz, mesane boynu yaralanmaları ve prostat ameliyatları sonrasında veya hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu vakalardan alınan idrar örneklerinden spermler ayrıştırılarak aşılama yapılabilir.
Omurilik zedelenmeleri; ejakülasyonun olmamasına, ereksiyon (sertleşme) problemlerine, cinsel ilişkinin gerçekleşememesine ve sperm üretiminin azalmasına neden olur. Bu vakalarda elektrik uyarı ile ejakülasyon gerçekleştirilebilir.
Cinsiyet kromozomlarındaki birçok bozukluk infertiliteye neden olur. Bu vakaların birçoğunda testisler ve sperm üretimi olumsuz etkilenmiştir. Cinsiyet kromozomlarını etkilemeyen genetik bozukluklar da infertiliteye neden olabilir. Bazı kas hastalıklarında, orak hücreli anemide, Akdeniz anemisinde ve mesaneye ait bozukluklarda infertilite sık görülür. İnfertilitenin eşlik ettiği diğer bir hastalık olan kistik fibroz vakalarında ise meni miktarı ve sperm sayısı azdır. Bu vakalarda sperm kanalları gelişmemiştir.
Çevresel faktörler ve yaşam tarzı üreme sağlığını şu şekilde etkiler:
Sigara sperm sayısını, hareketini ve yapısını olumsuz etkiler. Sigara içen erkeklerin eşlerinde düşük ihtimalinin arttığı belirlenmiştir.
Alkol, sperm üretiminin bozulmasına neden olur. Kronik alkolizm vakalarında testisler küçülür, testosteron üretimi bozulur.
Uyuşturucu maddeler sperm kalitesini ve üretimini olumsuz etkiler. Bu maddeler hormonal dengesizliklere de yol açar.
Antibiyotiklerin birçoğu, parazit ilaçları, depresyon, mide ülseri, hipertansiyon ve alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçların, erkek üreme sağlığını olumsuz etkilediği gösterilmiştir.
Kemoterapi ve kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, sperm üretimine zarar verir. Bu ilaçların bir kısmının etkisi kalıcı olabilir. Kemoterapi öncesinde bu hastalardan ileride kullanılmak üzere sperm örnekleri alınarak dondurulabilir.
Testislerde sperm üreten hücreler radyasyona çok duyarlıdır. Radyoterapi gören hastalarda sperm üretimi üç-beş yıl içinde tekrar başlayabilir.
Yüksek ısı, sauna ve sıcak su banyoları sperm üretimini olumsuz etkiler.
Üreme hormonlarının üretimi ve salınması hipotolamus, hipofiz bezi ve testisler tarafından kontrol edilir. Hipofiz bezinden LH (Luteinize edici hormon) ve FSH (Folikül stimüle edici hormon) salgılanır. Bu hormonların salınımını hipotalamustan salınan GNRH adı verilen hormon kontrol eder. Testislerde testosteron üretilir ve testosteron genital organlar dışındaki dokularda androjenlere (erkeklik hormonu) ve östrojenlere (kadınlık hormonu) dönüştürülür. Hipogonadotropik Hipogonadizm, Kalman Sendromu, İzole LH eksikliği, Hiperprolaktinemi veya Postpubertal Gonadotropin eksikliği de erkek kısırlığına neden olabilir.
Hazırlayan: Ferti-Jin Tüp Bebek ve Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?