Deprem gibi doğal afetlerde gıdaya ve temiz suya ulaşımın zorlaşabildiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Topay, bunlar tedarik edilinceye dek geçen zamanda kanser hastalarının açlık ve susuzluk süresinin uzayarak metabolik olarak olumsuz etkiler oluşmasına neden olabileceğini kaydetti. Deprem bölgesinde yaşayan kanser hastalarının, bağışıklık sistemlerini güçlü tutmak için sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı izlenmesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Esra Topay, bu hastaların vücut ağırlıklarını, kas kütlelerini koruyabilmesinin tedavi süreci boyunca önem taşıdığının altını çizdi.
Deprem gibi olağandışı durumlarda, uzun açlıklar sonrasında bedende olumsuz etkiler gözlemlenebileceğini dile getiren Dyt. Topay, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya afet koşullarında kanser hastalarında doğru beslenme ve önemi hakkında bilgi verdi.
Dyt. Topay: Deprem bölgesinde yaşayan kanser hastaları, bağışıklık sistemlerini güçlü tutmak için sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı izlemelidir. Öncelikle yeterli sıvı alımına dikkat edilmeli, yeterli su tüketildiğinden emin olunmalıdır. Bunun haricinde her birey için beslenme noktasında farklılıklar olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak genel olarak değinecek olursak, yeterli enerji ve protein alımı oldukça önemlidir.
Prof. Dr. Nilgün Altuntaş: Anne sütü afet sonrası hastalıklara karşı koruyucudur
Şartlar el verdiğince pastörize süt ve süt ürünleri, meyve ve sebzeler, tam tahıllar, kurubaklagillere yer verilmelidir. Yumurta, iyi pişmiş et ve tavuk yemekleri de protein ihtiyacının karşılanması açısından önemlidir. Hastaların hali hazırda kullandığı beslenme destek ürünleri varsa temin edilmesi ve reçetelenen miktarca tüketmesini önermekteyiz.
Dyt. Topay: Kemoterapi alırken bağışıklık düşebiliyor, bu nedenle özellikle hassas davranılması gereken bir dönem diyebiliriz. Temiz suya ulaşmak burada enfeksiyon riski nedeniyle çok önemli bir noktada. İyi pişmemiş etler ve yumurta, açıldıktan sonra bekleyen süt ve süt ürünleri, temiz su ile yıkanmamış çiğ sebzeler enfeksiyon açısından risklidir. Bunlara özellikle dikkat etmek gerekir. Paketli gıdalar uygun şartlarda saklanırlarsa afet durumlarında belli bir süre için oldukça kurtarıcı oluyor. Ancak uzun süre paketli ürün tüketimini tavsiye etmiyoruz. Uzun vadede besin ögesi yetersizlikleri ile karşılaşabiliriz.
Dyt. Topay: İshal durumunda yüksek lif, basit şeker (sofra şekeri/beyaz şeker) ve yağ içeren gıdalardan kaçınmalıyız. Meyvelerden muz, elma, şeftali gibi meyveler kabuğu soyularak ılımlı miktarlarda tüketilebilir. Sebzelerden kabuğu soyulmuş havuç ve patates tüketilebilir. Az yağlı veya yağsız pirinci birden fazla miktarda değil, öğünlere dağıtarak tüketilmesi önerilir. Ayran, yoğurt tüketimi mineral kayıplarına karşı arttırılmalıdır. Su tüketimi ihmal edilmemelidir, vücudu susuz bırakmak hayati sonuçlara neden olabilir.
Ekmek çeşidi için bu dönemde, bağırsak hareketlerini arttırmamak adına posa içermeyen beyaz ekmek öneririz. İçecekler, çorbalar çok sıcak veya soğuk tüketilmemelidir. Ilık tüketilmesi bağırsak hareketlerini düzenleyici etki gösterir. Tuvalete her çıkıştan sonra ılık su içilmesi tavsiye edilir. Kabızlık durumunda ise bağırsak hareketlerini arttırmak için lif içeriği yüksek gıdalar tüketilmelidir. Lif içeriği yüksek gıdalar; meyve ve sebzeler, kurubaklagiller, tam tahıllardır. İlk etapta gaz şikâyeti varsa daha çok sebze ve meyveler ve tam tahıllardan destek almalı, kurubaklagiller zaman içinde beslenmeye eklenmelidir.
Lif içeriği düşük olan, pirinç, patates ve beyaz undan yapılan gıdalar (beyaz ekmek, poğaçalar vb.), hamurlu yiyecekler, paketli ürünlerden uzak durulmalıdır. Meyve ve sebzelerin kabukları soyulmadan iyice yıkanmış haliyle tüketilmesi önerilir. Pişmiş sebzelere ek olarak yemeklerin, kahvaltının yanına bolca salata, mevsim yeşillikleri (roka, tere, maydanoz, marul vb.) eklenmelidir. Ekmekler mutlaka tam tahıllı veya tam buğday olmalıdır ve elbette yeterli su içildiğinden emin olunmalıdır. Yukarıda verilen öneriler genel önerilerdir. Her hastanın beslenmesi bireysel ve ona özel olmalıdır. Örneğin; bazı kan değerlerine göre yukarıda verilen önerilerde değişiklik yapılması gerekebilir.
Kanser tedavisinde hastaya ve ‘hedefe yönelik’ beslenme rejimi uygulanmalı
Dyt. Topay: Burada spesifik bir besin önerisi vermek doğru olmaz aslında. Çünkü beslenmede tüm besin ögelerinin, besin gruplarının belirli görevleri vardır. Hepsi bir bütünün önemli parçalarıdır. Yara iyileşmesi için vücudun yeterli enerji ve proteini içeren, vitamin ve minerallerce zengin beslenmesi gerekir. Burada yaralanma durumuna göre, vücutta oluşan strese göre vereceğimiz öneriler değişebilmektedir. Ancak diğer sorularda bahsettiğimiz protein kaynakları burada da bizim için çok önemli.
Dyt. Topay: Doğal afetlerin ardından yetersiz su tüketimi, çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Yetersiz su alımı, dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon; halsizlik, baş ağrısı, konsantrasyon eksikliği ve idrar yolu enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca böbrek problemleri, kalp problemleri de görülebilir. Yeterli su tüketimi olmadığında, sindirim sistemi işlevleri yavaşlar. Bu, kabızlık, şişkinlik ve mide kramplarına neden olabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?