Yeni Keşif: Düzenli Kan Bağışı Yapan Kişilerde Kanser ve Lösemi Riski Azalabilir

Yazan Hüseyin Kandemir
16 Mart 2025   |    17 Mart 2025    |   Kategori: Güncel / Literatür, Onkoloji Print

Kan bağışı, kemik iliğini harekete geçirerek vücudun yeni kan hücreleri üretmesini sağlar. Bu sürecin daha sağlıklı kök hücre gruplarının seçilmesine yol açarak kan hücrelerinde olumlu genetik değişikliklere neden olduğu saptandı. Francis Crick Enstitüsü’nden bir grup bilim insanı, düzenli kan bağışı yapan kişilerde, kanserle ilişkili genetik mutasyonların elendiğini ve bu sürecin sağlıklı kan hücrelerinin üretimini desteklediğini tespit etti. Araştırmacılar bu keşfin, yaşla birlikte kök hücrelerde biriken mutasyonları ve bunların kanserle bağlantısını anlamaya yönelik çok önemli bir adım olduğunu belirtiyor. Ayrıca, elde edilen bulguların kanserle ilişkili mutasyonların daha erken aşamada tespit edilmesine yardımcı olabileceğini düşünüyor.

Düzenli Kan Bağışı Kök Hücreleri Nasıl Etkiliyor?

AHS Blood dergisinde yayımlalan çalışmada, düzenli olarak kan bağışında bulunan 200’den fazla kişinin kan örneklerini inceledi. Bu grup, yılda ortalama üç kez kan bağışı yaparak 40 yıl boyunca toplamda 120’den fazla kez bağışta bulunmuştu. Araştırmacılar, bu kişilerin kan hücrelerindeki genetik değişimleri, yalnızca birkaç kez kan vermiş bireylerin örnekleriyle karşılaştırdı. Sonuçlara göre, her iki grupta da benzer düzeyde genetik çeşitlilik bulundu. Ancak, kan hücrelerinde farklı mutasyonlar gelişmişti.

Pankreas Kanseri Tedavisinde Yeni Umut: ADC Teknolojisiyle Geliştirilen İlaç Yolda

Özellikle DNMT3A adlı genin mutasyona uğradığı görüldü. Bu gen, bazı bireylerde lösemi gibi kan kanserlerinin gelişimine neden olabilen değişiklikler içerebiliyor. Fakat, düzenli bağış yapan bireylerde tespit edilen mutasyonlar, bilinen prelösemik bölgelerde değildi ve kanser gelişimiyle doğrudan ilişkilendirilmedi.

Eritropoietin ve Kök Hücre Üzerindeki Etkisi

Araştırmacılar, laboratuvar ortamında insan kök hücreleri üzerinde genetik düzenlemeler yaparak DNMT3A’daki farklı mutasyonları inceledi. Bu mutasyonlara sahip hücreler, bağış sonrası artış gösteren eritropoietin (EPO) hormonunun bulunduğu ortamlarda gelişirken, inflamasyon içeren ortamlarda büyüme göstermedi. Buna karşılık, prelösemik mutasyonlara sahip hücreler, hem inflamasyon hem de kontrol koşullarında artış gösterdi. Bu bulgu, düzenli kan bağışının, sağlıklı kırmızı kan hücresi üretimini destekleyen mutasyonların seçilmesine yol açabileceğini göstermektedir.

Araştırma kapsamında, insan kök hücreleri farelere nakledildi ve bir grup farede kan kaybı simüle edilerek EPO enjeksiyonları yapıldı. Sonuçlar, düzenli bağışçıların kan hücrelerindeki mutasyonların, stres altındaki kırmızı kan hücresi üretimini desteklediğini ortaya koydu. Buna karşılık, lösemiye yol açabilecek mutasyonlar, bağış stresinden bağımsız olarak beyaz kan hücresi üretimini artırdı.

Kök hücre nedir? Kök hücre tedavisi ne işe yarar? Nakli nasıl yapılır?

Kan Bağışının Sağlığa Katkıları Üzerine Yeni Bir Perspektif

Araştırmanın kıdemli yazarı Dr. Dominique Bonnet, düzenli kan bağışının kemik iliği kök hücrelerinde seçici genetik değişimlere neden olabileceğini belirterek, “Düşük seviyede stres oluşturan aktiviteler, kök hücrelerin yenilenmesini teşvik ediyor ve bu süreç, hastalığa yol açan mutasyonlar yerine yararlı mutasyonların seçilmesini sağlıyor.

Kan bağışının herkeste kesin olarak prelösemik mutasyonların oluşmasını engellediğini söyleyemeyiz. Elde edilen ilk verilerin löseminin gelişim sürecini daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını düşünüyoruz. Bu çalışmanın daha kapsamlı araştırmalarla desteklenmesi bu alanda çok önemli gelişmelere vesile olacaktır” diyor.

Araştırmanın Özeti

Sık Kan Bağışlayanlarda Klonal Hematopoez İncelemesi
Kan bağışı hayat kurtarırken, tekrarlayan büyük hacimli kan alımının (flebotomi) bağışçı sağlığı ve hematopoetik kök hücreler (HSC’ler) üzerindeki etkileri tam olarak bilinmemektedir. Çalışmamızda, yaşamları boyunca 100’den fazla kan bağışı yapmış 217 yaşlı erkek gönüllüyü inceleyerek klonal hematopoez (CH) olgusunu araştırdık. CH görülme sıklığı açısından düzenli bağışçılar ile nadiren kan bağışı yapanlar arasında belirgin bir fark tespit edilmedi. Ancak, CH’de en sık mutasyona uğrayan DNMT3A geninin detaylı analizi, düzenli bağışçılar ile yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş kontrol grubundaki bireyler arasında farklı mutasyon profilleri olduğunu gösterdi.

Yeni Açıklanan Geniş Çaplı Genomik Analiz, Kanser Tedavisinde Başarıyı Arttıracak!

Düzenli bağışçılarda tespit edilen DNMT3A varyantları, eritropoietin (EPO) hormonuyla uyarıldığında rekabetçi büyüme potansiyeli gösterdi. Buna karşılık, lösemi ile ilişkili DNMT3A R882 mutasyonu taşıyan klonlar, iltihaplanma (IFNy) ile tetiklendiğinde artış gösterdi. Birincil örneklerin mutasyon ve bağışıklık profilleri tek hücre düzeyinde analiz edildiğinde, premalign (kanser öncesi) R882 mutasyonlu HSC’lerin miyeloid hücre üretimini artırdığı, ancak düzenli bağışçılarda bulunan DNMT3A mutasyonlarının böyle bir eğilim göstermediği gözlemlendi.

Sonuç olarak, düşük seviyeli sürekli kan hücresi üretim stresinin, belirli DNMT3A mutasyonlarını seçerek kök hücrelerin yenilenmesini teşvik ettiği bulundu. Bu çalışma, kan bağışının hematopoetik kök hücrelerin genetik yapısı üzerindeki etkisini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir ve lösemi gibi kan hastalıklarının gelişimini önlemek için yeni yaklaşımlar geliştirilmesine zemin hazırlayabilir.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla