Demir düzeylerinin düşüklüğü genellikle kan kaybı, kötü beslenme veya besinlerdeki demirin emilmesinde görülen yetersizlikten kaynaklanır. Demir eksikliği riski en fazla olanlar arasında bebekler, küçük çocuklar, kadınlar ve kronik hastalıkları olan kişiler yer alır.
Dünyada sağlık sistemindeki ilerlemelere rağmen, gelişmekte olan ülkelerde hamile kadınların %50’sinde ve beş yaş altındaki çocukların yarısında demir eksikliği bulunuyor. Demir eksikliği bebeklikten yetişkinliğe kadar olan çocukların bilişsel gelişimini olumsuz etkiliyor. Bağışıklık mekanizmalarına zarar veriyor ve hastalık oranlarının artmasına neden oluyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 30’unu etkileyen demir eksikliğinin tanısının konulabilmesi için semptomların iyi tanınması ve anlaşılması gerekiyor. Doğru tedavi için öncelikle doğru teşhis konması büyük önem taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün diğer bir verisi ise, demir eksikliği olan erkekler ve kadınlarda fiziksel iş verimi ve performansının %30 oranında azaldığını ortaya koyuyor.
Demir eksikliği anemisi nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Demir eksikliği anemisi; halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, tırnak bozukluğu, huzursuz bacak sendromu gibi çok sayıda şikayete neden olabiliyor.
Son araştırmalara göre kalp yetmezliği olan iki kişiden birinde demir eksikliği olabileceği düşünülürken kalp yetmezliği gibi durumlarda demir eksikliğinin çok ciddi ve gerçek bir sorun olabileceği ortaya çıkıyor.
Demir eksikliğinin, kronik böbrek hastalığı (CKD) olan hastaların %24-85’ini ve inflamatuvar bağırsak hastalığı (IBD) olan hastaların ise %13-90’ını etkilediği tahmin edilmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?