WAA Başkanı Dr. Hans Vrielink: Aferez yöntemi dünyada daha çok uygulanmalı

Yazan Hatice Pala Kaya
23 Eylül 2022   |    24 Eylül 2022    |   Kategori: Güncel / Literatür Print

Aferez yönteminin hastalıkların tedavisinde daha yaygın uygulanması gerektiğini söyleyen Dünya Aferez Birliği (World Apheresis Association-WAA) Başkanı Dr. Hans Vrielink, aferez yöntemlerinin önemli hastalıklarda kullanıldığını, böbrek naklinde organ reddinin önlenmesinden, araştırmaları devam eden CAR-T hücre tedavisine kadar geniş bir yelpazede uygulandığını vurguladı. Dünya Aferez Birliği Başkanlığı İstanbul’da yapılan Kongrede Prof. Dr. Fevzi Altuntaş tarafından Dr. Hans Vrielink’e devredildi.

Kongrede Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan aynı zamanda Hollanda Ulusal Kan Toplama Enstitüsü Başkanı olan Dr. Vrielink, aferezin bilinirliğinin artması ve uygulamasının yaygınlaşması için çaba harcadığını ifade etti. Türkiye’deki gözlemlerinin olumlu olduğunu anlatan Dr. Vrielink, Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki ekibin deneyimli olduğunu ve iyi uygulamalar yapıldığını kaydetti.

Aferezi işlemini uygulayan hemşire ve teknikerlerin eğitimi çok önemli

Dr. Hans Vrielink, önemli hastalıklarda, organ nakillerinde organ reddinin önlenmesinde aferez tekniklerinin kullanıldığını belirterek, “Burada üç önemli unsur bulunuyor. Birincisi, doktorlar bu uygulamaları bilmeli. İkincisi, hastaların bu tedaviye erişebilirliğinin sağlanması. Üçüncü unsur ise uygulamanın makul fiyatla sağlanması ve etik meseleler var” diye konuştu.

Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: CAR-T Hücre tedavisi hematolojik kanserlerde umut vaat ediyor

Aferez işleminin ana uygulayıcısının hemşire ve teknikerler olduğuna dikkati çeken Dr. Vrielink, uygulayıcıların eğitimi konusuna özel önem verdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: “Bütün dünyada aferezde kullanılan cihazlar hemen hemen aynı. Aferezdeki en önemli nokta, bunu uygulayan hemşireler ya da aferez teknikerleri. Doktor sadece aferezin gerekliliğine ya da bu hastalıkta bir rolü olabileceğine karar veriyor. Tüm işlem hemşire ve teknisyenler tarafından yürütüldüğü için onların eğitimi çok önemli. Benim de ana amaçlarımdan biri, uygulayıcı personelin tüm dünyada eğitiminin sağlanması. Ben sürekli eğitimlere katılıyorum.”

Dr. Vrielink, doktorların aferez uygulamasına ilişkin bilgi ve farkındalığının önemli unsurlardan biri olduğunu belirterek, doktorların bilgisi yanında altyapının da önemli olduğunu söyledi. Dr. Hans Vrielink, “Öncelikle doktorların aferez konusuna hakim olması lazım. Aferez teknikleri hangi hastalıklarda işe yarıyor, hangi hastalıkların tedavisinde rolü var bilmeli ve sonrasında da talep etmelidir” diye konuştu. Dr. Vrielink, erişimin de önemli unsurlardan biri olduğuna işaret ederek, hastanelerde aferez set ve cihazlarının bulunması, altyapısının sağlanması gerektiğini ifade etti.

Aferez uygulamaları: Böbrek nakillerinde organ reddi önlenebiliyor

Aferez tekniklerinin önemli hastalıklarda kullanıldığını vurgulayan Dr. Hans Vrielink, bunlara böbrek nakillerinde organ reddine neden olan proteinin aferez teknikleriyle kandan uzaklaştırılarak reddin engellenmesini örnek gösterdi.

Hematoloji kliniklerinde aferez altyapısı olmalı

Araştırmaları devam eden CAR-T hücre tedavisine de değinen Dr. Vrielink, kanserle savaşacak T hücrelerinin elde edilmesinde aferez tekniklerinin kullanıldığını hatırlattı.
Aferezin en başarılı tedavi uygulamalarından birinin Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP) hastalığı olduğunu vurgulayan Dr. Hans Vrielink, “Tedavi edilmediğinde yüzde 90’ı ölen TTP hastalarında plazmaferez ile ölüm oranı yüzde 20’lere düşüyor. Ancak burada da erişim ve zaman önemli. Çok hızlı bir şekilde uygulama gerekli. Hasta gece saat kaçta gelmiş olursa olsun, mümkün olan en kısa sürede uygulama yapılmalı. Süre ne kadar geçerse başarı ihtimali o kadar düşüyor. Böyle olunca, aferez imkanı her yerde olacak ki hasta başka yere sevk edilmek zorunda kalınmasın. Hematoloji kliniklerinde bu altyapının olması gerekiyor” dedi.

Dr. Vrielink, TTP dışında, Guillain-Barre Sendromu, Myastenia Gravis (MG) Sendromu hastalıklarında da oldukça başarılı sonuçlar elde edildiğini bildirdi.

İmmün plazma COVID-19 tedavisinde başarısız ancak bağışıklık sistemi düşük hastaların COVID tedavisinde uygulanabilir

Dr. Hans Vrielink, COVID-19 salgınının ilk aşamalarında tedavi amaçlı araştırılan immün plazma tedavisine yönelik çalışmalara kendisinin de katıldığını, normal hastalarda bu tedavinin kesinlikle işe yaramadığı sonucuna vardıklarını söyledi. Öte yandan, kemoterapi nedeniyle bağışıklığı düşük seviyede olan hastalarda immün plazma tedavisinin başarılı sonuçlar verdiğini belirten Dr. Vrielink, “Fakat burada da karşımıza bir sorun çıkıyor, o da tabii ki devamlı gelen mutasyonlar. Eğer sizin topladığınız plazma, yeni çıkmış olan mutasyonlara karşı antikor içermiyorsa yine maalesef başarısız oluyor. Dolayısıyla yeni gelişen mutasyona karşı antikor geliştirmiş bir hastadan o plazmayı toplarsanız o zaman özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalarda çok işe yarar” dedi. Dr. Vrielink, antivirallere çeşitli nedenlerle erişemeyen, bağışıklık seviyesi düşük hastaların COVID tedavisi için immün plazmanın bir alternatif olabileceği bilgisini verdi.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla