Dünya genelinde 40 milyona yakın insanın HIV ile yaşadığını söyleyen Düzen Sağlık Grubu İmmunoloji Birim Sorumlusu Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu, bu kişilerin birçoğunun enfekte olduklarını dahi bilmediğini ve virüsü başkalarına yaymaya devam ettiğini belirtti. HIV/AIDS’in özellikle genç nüfusu tehdit ettiğini dile getiren Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu, Türkiye’de en sık bulaş yolunun cinsel ilişki olduğunu, bu nedenle HIV/AIDS’in yayılmasının önlenmesi için başta genç erişkinler olmak üzere tüm toplum için cinsel sağlık eğitimine ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.
Türkiye’deki vakaların en fazla görüldüğü yaş grubunun 25-29 ve 30-34 yaş grubu olduğunun altını çizerek, Uzm. Dr. Taşkınoğlu, “Son yıllarda genç hasta sayısındaki artış dikkat çekicidir” dedi. Hastalık hakkındaki yanlış bilgiler nedeniyle sosyal damgalanma ve ayrımcılığa uğrama endişesi ile test yaptırmayan birçok hasta olduğuna da dikkati çeken Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtladı.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: HIV, insan immün yetmezlik virüsü anlamına gelir. AIDS’e neden olan virüstür. Bir kişiye HIV bulaştığında, virüs vücuda girer ve daha sonra normalde bizi hastalıklardan koruyan bağışıklık hücreleri olan beyaz kan hücrelerini enfekte ederek çoğalır ve bir süre sonra görevlerini yapamaz hale getirir. AIDS ise edinilmiş immün yetmezlik sendromu anlamına gelir. HIV bağışıklık hücrelerine zarar verdikçe bağışıklık sistemini zayıflatır ve kişiyi enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız bırakır. Hasta önemli miktarda bağışıklık hücresi kaybettiğinde, AIDS tanısı konur.
AIDS / HIV nedir, nasıl bulaşır? Belirtileri, ELISA testi ve tedavisi
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Enfeksiyondan kısa bir süre sonra, bazı kişilerde hafif, geçici grip benzeri semptomlar olsa da AIDS gelişene kadar tamamen sağlıklı olabilirsiniz. Birine bakarak HIV olup olmadığını anlayamazsınız. Bazı insanlarda AIDS, HIV bulaşmasından hemen sonra gelişir. Ancak birçok insan 10-12 yıl boyunca semptomsuz kalır. Enfekte bir kişi tamamen sağlıklı görünebilir. HIV bulaşıp bulaşmadığını bilmenin tek yolu test yaptırmaktır. Erken tanı ve tedavi, HIV için çok önemlidir. Günümüzün antiretroviral ilaçları o kadar etkilidir ki, HIV’li çoğu insan uzun ve nispeten sağlıklı bir hayat yaşar.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Virüs; kan, meni, vajinal salgılar ve anne sütü gibi belirli vücut sıvılarında taşınır. Bu sıvılarla temas edildiğinde enfeksiyona duyarlı bir hücre HIV ile enfekte olur. HIV taşıyan biriyle korunmasız ilişki ile bulaşır. Bir diğer bulaş yolu, HIV’li biriyle iğne, şırınga paylaşımıdır. HIV, kullanılmış şırıngalarda bir ay veya daha uzun süre hayatta kalabilir. Bu nedenle damar içi madde kullanan kişiler şırıngaları veya uyuşturucu hazırlama ekipmanlarını asla tekrar kullanmamalı veya paylaşmamalıdır. Buna dövme, kulak delme, piercing için kullanılan iğne türleri dahildir. Kan ve kan ürünleri ile bulaş sıkı test politikaları ile neredeyse %100 engellenmiştir.
Hamilelik, doğum veya emzirme sırasında anneden bebeğe bulaşma olabilir. Hamile olan veya hamile kalmayı düşünen her kadın HIV için test edilmelidir. ABD’de, anneden bebeğe bulaşma, hamile kadınlara rutin olarak HIV testi yapıldığından her yıl sadece birkaç vakaya düşmüştür. Pozitif sonuç alınan gebelere HIV’in fetüse veya bebeklerine geçmesini önlemek için ilaç kullanılabilir. Gebeliğin erken döneminde HIV için tedavi edilen bir kadının bebeğine HIV bulaştırma riski %1 veya daha azdır. Doğumdan sonra anne sütü HIV içerdiğinden emzirmekten kaçınarak HIV’in bebeğe bulaşması önlenebilir.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: HIV, yiyecek veya hava yoluyla (örneğin; öksürme veya hapşırma yoluyla) bulaşmaz. Ortak kullanılan mutfak malzemeleri veya banyo malzemelerini paylaşmakla bulaşmaz. Günlük temas, sarılma veya öpüşme yoluyla bulaşmaz. Ter, gözyaşı, kusmuk ve idrar gibi diğer vücut sıvılarıyla bulaşmaz. Sivrisinekler, pireler ve diğer böcekler HIV bulaştırmazlar.
Aşı tereddütü nedeniyle Türkiye’nin sürü bağışıklığına ulaşması zorlaşıyor
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Ülkemizde 1985 yılındaki ilk vaka bildiriminden bu yana Kasım 2022 tarihi itibari ile doğrulama testi pozitif tespit edilen toplam kişi sayısı 34,453’tür. Vaka sayıları 2009’dan bu yana hızla artmıştır ve tüm Türkiye’de pozitif bulunan ve doğrulanan kişi sayısı her sene 2000-3500 kişi arasında değişmektedir. Vakaların çoğu erkek ve sadece % 16’sı yabancı uyrukludur. Heteroseksüel ve homoseksüel/biseksüel cinsel ilişki yoluyla bulaşma en yaygın bulaşma yoludur ve yaşanan artış heteroseksüel ilişkilerde daha fazladır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 25-29 ve 30-34 yaş grubudur ve son yıllarda genç hasta sayısındaki artış dikkat çekicidir.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Aslında pandemi döneminde, 2020 ve 2021 yıllarında yeni vaka sayısında düşüş yaşandı. Ama bu düşüşün nedeni test yaptırma sayısında da azalmayla paraleldi. Bu nedenle bu sene tekrar artışa geçeceği düşünülüyor ve hatta 2030’a kadar HIV/AIDS hasta sayısının %113 artacağına dair bir araştırma yayınlandı (Econalix). Bu araştırma da bize gösterdi ki, önleyici tedbirlerin daha çok konuşulması, hastalığa karşı farkındalığın artırılması gerekiyor.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Elbette söylediğimiz sayının ne kadar gerçek durumu yansıttığı şüphelidir. Türkiye’de genel olarak operasyonlar ve bazı küçük cerrahi müdahalelerden önce rutin olarak HIV testi yapılmaktadır. Ama sadece şüpheli temas sonrası veya tarama amacı ile test yaptıran sayısı azdır. Çünkü çok az insan HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilgiye ve farkındalığa sahiptir. Ayrıca hastalık hakkındaki yanlış bilgiler nedeniyle sosyal damgalanma ve ayrımcılığa uğrama endişesi ile test yaptırmayan birçok hasta vardır. Oysa hastalık ilk bulaşmasından sonra yıllarca belirti vermediği için tanısını koymanın tek yolu test yaptırmaktadır.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Bu testlerin avantajı; damgalanmaktan korkan kişilerin daha kolay test yaptırmasını sağlamak ve daha çok insanın test olmasına olanak sağlaması olsa da bu tip testler güvenilirlik açısından yeterli değildir ve şüpheli temastan sonra doğru zamanda test yapılmazsa yalancı negatifliklere neden olup, yersiz bir güven sağlayabilir.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Birleşmiş Milletler ortak AIDS programı UNAIDS, 2020 yılına kadar 90-90-90 hedefine küresel çapta ulaşmayı ve 2030 yılına kadar dünya genelinde yayılımının en az %95 oranında durdurulmuş olmasını hedeflemektedir. Ama ne yazık ki Türkiye için yakın gelecekte bu hedefleri gerçekleştirmek ve HIV/AIDS’in yok edilmesi mümkün görünmüyor. HIV/AIDS sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun tüm toplumu ve dünyadaki her bir bireyi ilgilendirmektedir. Bu sebeple bilgilendirilmek ve farkındalık önemlidir. Hastalık hakkında doğru bilgi sahibi olmak, bilinçli olmak ve nasıl engelleyeceğinizi öğrenmek önemlidir.
COVID-19 antikor testi toplum bağışıklığının belirlenmesi için çok önemli
HIV/AIDS özellikle genç nüfusu tehdit ediyor ve özellikle Türkiye’de en sık bulaş yolu cinsel ilişkidir. Bu nedenle HIV/AIDS’in yayılmasının önlenmesi için başta genç erişkinler olmak üzere tüm toplum için cinsel sağlık eğitimine ihtiyaç vardır. HIV/AIDS’in anneden bebeğe bulaşmasını önlemek için anne ve çocuk sağlığı programlarında tanı ve tarama testleri yer almalıdır.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Türkiye, “Euro HIV” üyesi bir ülkedir. Bu nedenle Avrupa’da HIV salgınının takibinde sürveyans yapmakla yükümlüdür. Hemen hemen tüm antiretroviral ilaçlara erişim sağlanmaktadır, ilaçlara erişim açısından Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine göre iyi konumdadır. Hastalar ücretsiz olarak tedavi edilmektedir. 2013’te yayınlanan HIV Tanı ve Tedavi Kılavuzunda tedaviye başlamak için CD4 T lenfosit düzeyi aranması bırakılmıştır. Erken tanısı konan ve tedavi başlanan olgularda başarı oranları (%76.6-90) oldukça yüksektir. Birleşmiş Milletler verileri de tedavi ile 2000-2021 yılları arasında 18,6 milyon hayat kurtarıldığını göstermektedir. Tedaviden yarar görüldüğü bu kadar açık bir hastalıkta virüse karşı farkındalığın artması daha da önemli hale geliyor. Çünkü tanı ne kadar erken konursa, tedavi o kadar başarılı olacaktır.
Uzm. Dr. Taşkınoğlu: Türkiye’de HIV/AIDS vaka sayılarının birçok ülkeye kıyasla göreceli olarak düşük olması nedeniyle öncelikli sağlık sorunları arasında sayılmamaktadır. Oysa bildirilen vakaların gerçek sayıları yansıttığı şüphelidir ve Türkiye HIV/AIDS’in yayılımını kolaylaştıran yüksek riskli davranışlar dahil prezervatif kullanımı alışkanlığının az olması, HIV testi yaptıran vaka sayısının az olması gibi pek çok risk faktörüne sahiptir. Nüfusun yaklaşık %27’si 15-29 yaş arasında ki gençlerden oluşmaktadır ve yapılan çalışmalara göre gençlerin HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili bilgileri yetersizdir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?