Kirli havuzlarda bulunan pek çok bakteri ve virüslerin mide-bağırsak enfeksiyonları için ciddi bir risk nedeni olduğunu söyleyen Düzen Sağlık Grubu İmmünoloji Birim Sorumlusu Dr. Tutku Taşkınoğlu, özellikle çocuklar konusunda hassas davranılması gerektiğini belirtti. Yaz aylarında çocuklar tarafından çok kullanılan yüzme havuzlarının sağlık açısından önemli riskler taşıdığı dile getiren Dr. Tutku, “Havuzu seven sadece biz değiliz. Virüsler (Örn: hepatit A ve norovirüs gibi), bakteriler (Örn: Shigella ,E. coli) ve parazitler (Örn: Cryptosporidium ve Giardia) de tıpkı bizim gibi yüzme havuzlarında vakit geçirmeye bayılıyorlar. Bu havuz seven mikroorganizmaların ortak özellikleri de ishal, bulantı, kusma ve mide krampları gibi gastrointestinal sistem dediğimiz mide bağırsak sistemini etkilemeleri” dedi.
Havuzlara yerleşen mikroorganizmaların insan kaynaklı olduğunu hatırlatan Dr. Taşkınoğlu, doğru temizlik yapmayan her insanın gaita taşıdığını, bebek veya yürümeye başlayan çocukların daha fazla taşıdığını ve bunun da havuzlara karışabildiğini belirtti.
Havuzlarda insanların farkında olmadan mutlaka su yuttuğunu bildiren Dr. Taşkınoğlu, “Elbette bütün bunlar yüzme havuzuna girmemek için bir neden değil. Virüsler ve bakterileri klorlama dahil uygun, düzenli dezenfeksiyon rejimleriyle kontrol altına alabiliriz.
İshal nedir? İshale ne iyi gelir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Eğlence amaçlı yüzme havuzlarında su kaynaklı hastalıkların salgınların nedeni kesinlikle yetersiz klorlanmış veya klorlanmamış su ile ilişkilendirilmiştir. Birçok insan klorun anında mikrop öldürdüğünü düşünür. Aslında, durum pek öyle değildir. Mikroorganizmaya bağlı olarak aynı miktarda klorun çalışması için gereken süreler değişir” diye konuştu.
İdrarın da risk unsurlarından biri olduğunu hatırlatan Dr. Taşkınoğlu, sağlıklı bir idrarın steril kabul edildiğini ancak çok sayıda insanın idrar yolu enfeksiyonu olduğunu ancak klora karşı direnç olmaması nedeniyle doğru klorlanmış havuzlarda idrar kaynaklı risk bulunmadığını anlattı.
Dr. Tutku Taşkınoğlu, havuz risklerine karşı şu bilgileri verdi: “Havuzları bizimle paylaşan mikroorganizmalar sadece sindirim sistemimizi etkilemez, araştırmalar, birçok insan tarafından paylaşılan yüzme havuzlarının birçok enfeksiyon için risk taşıdığını göstermektedir; kulak ve göz enfeksiyonları, cilt enfeksiyonları, cilt ve mantar enfeksiyonları, yüzme havuzlarında bulunan en yaygın bulaşıcı hastalık türüdür.
Açık yaralardaki bakteriler, derideki mantar ve bakteriler su ile kolayca bulaşabilir ve özellikle çocuklar gibi hassas cilde sahip olanlar için zararlı olabilir. Bu nedenle, potansiyel bakterilere maruz kalmamak için yüzme havuzunu kullanırken hijyen önlemleri uygulamak önemlidir. Yüzme bonesi kullanmak, duş almak ve ayaklarınızı dezenfektan ile yıkamak, havuza girmeden önce herkesi mutlaka uyması gereken önemli önlemlerdir.
Ayrıca, ishal, idrar yolu enfeksiyonu veya açık yara varsa, yüzme havuzuna girmemelisiniz. Doğal olarak dezenfekte edici özelliklere sahip olan tuzlu sudan farklı olarak, havuzlar kendilerini dezenfekte edemezler ve bazen uygun şekilde klorlanmazlar.”
Düzen Sağlık Grubu İmmünoloji Birim Sorumlusu Dr. Tutku Taşkınoğlu, bu hastalıklardan korunmak için öncelikle güvenilir, doğru yönetilen havuzların tercih edilmesi gerektiğini belirterek, sağlık açısından bireylerin korunma için yapabileceklerini şöyle sıraladı:
Pseudomonas aeruginosa’nın neden olduğu kulak enfeksiyonları da havuz enfeksiyonlarındandır. Bu organizma cilt (folikül) ve mukoza enfeksiyonlarından ve kulak enfeksiyonlarından, özellikle de tedavisi zor olanlardan sorumludur. Su sıcaklığı 26°C’den yüksek olduğunda ve dezenfeksiyon seviyelerinin yetersiz olduğu havuzlarda çok daha hızlı çoğalır. Isıtılmış spa havuzlarında salgınlara neden olur.
Kulak enfeksiyonları, yüzdükten sonra kulağın içinde kalan sudan kaynaklanır. “Yüzücü Kulağı” adı verilen dış kulak yolu enfeksiyonu, erken çocukluk döneminde yaşanan dış kulak yolu enfeksiyonu ile aynı değildir. Yaygın semptomlar kaşıntı, kızarıklık, kulağın şişmesi, kulağa baskı uygulandığında ağrı, işitmenin bozulması, kulaklarda çınlama ve kulakta dolgunluk hissidir.
Mikroorganizmalar dışında, havuzdaki klor da gözü tahriş ettiğinden gözde konjuktivit oluşabilir. Bakteriyel konjuktivit; bulanık görme, klorun neden olduğu kimyasal konjuktivit ise gözlerde kızarıklık ve ağrıya neden olur. Havuzda yüzdükten sonra bu belirtileri yaşarsanız, su altı gözlükleri kullanabilirsiniz. Belirtileriniz kötüleşirse doktora gitmeniz gerekir.
İyi haber şu ki, bu mikropların çoğu, havuz suyunun dezenfekte edilmesinde kullanılan en yaygın kimyasal olan klor tarafından öldürülür. Havuz sahipleri, havuzlarının doğru bir şekilde muhafaza edildiğini ve yaz boyunca temiz olduklarını kontrol etmelidir.
Havuzunuz ne kadar hijyenik? İşte havuzdan bulaşan 8 tehlikeli hastalık
Bir havuzun kloru, pH seviyeleri veya diğer dezenfeksiyon sistemleri uygun şekilde korunmazsa, kimyasallar işlerini düzgün yapamaz. Bu nedenle, havuz sahiplerinin ihtiyaç duyulduğunda kimyasalları düzenli olarak ayarlaması çok önemlidir. Havuz filtreleri de düzgün çalıştıklarından emin olmak için dikkatlice muhafaza edilmelidir. Havuz filtreleri, havuz kullanımına bağlı olarak günde en az 8-12 saat çalıştırılmalıdır.
Bazı mikroorganizmalar için klor yeterli olmayacağına göre havuz kullanımda uyulması zorunlu başka ufak kurallar koymak, önlemler almak gerekecektir. Bu ortak önlemler mikropları havuzdan uzak tutmak için hepimizin sorumluluk alması gerektiği anlamına gelir:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?