Down sendromu, kromozom çiftlerinden birinde oluşan ekstra kromozom kopyası sonucunda gelişen genetik bir farklılık durumudur. Ancak bu ekstra kromozomun oluşma nedeni henüz net olarak bilinmemektedir. Gebelik döneminde ve doğum sonrası yapılan testlerle tespit edilebilen Down sendromunun tam tedavisi yoktur. Ama sendromu geliştiren bireylerin bağımsız ve kaliteli bir hayat sürebilmesi için eğitim ve destekleyici tedavi yöntemleri uygulamak çok önemlidir. Down sendromlu bir çocuk küçük yaştan itibaren alacağı destek tedaviyle sosyal, başarılı, meslek sahibi ve mutlu bir yetişkin olarak yaşamına devam edebilir.
İçindekiler
İnsanlar, anne ve babalarından aldıkları 23’er kromozomla, yani toplamda 46 kromozomla dünyaya gelirler. Ancak bazı durumlarda, 21. kromozom çiftindeki kromozomlardan birinin ekstra bir kopyası üretilir. Bu durum sonucunda bazı bireyler 46 yerine 47 kromozoma sahip olurlar ve buna Down sendromu denir. Adını bu durumu tanımlayıp sınıflandıran Doktor John Langdon Down’dan alır. Down sendromu bir hastalık değil, genetik bir durumdur.
Canlılardaki genetik özellikleri belirleyen birimlere kromozom denir. Kromozomlar, DNA’ların proteinlerin etrafına sarılmasıyla oluşan ipliksi yapılardır. Anne-babalardan çocuklara çeşitli özelliklerin ve genlerin aktarımı kromozomlarla sağlanır. Üreme esnasında, anne ve babanın üreme hücrelerinden 23’er tane kromozom gelir ve insanlarda normal şartlar altında 46 kromozom bulunur.
Otizm nedir? Neden olur? Otizmin tipik belirtileri nelerdir?
Yaklaşık her 700 bebekten biri Down sendromlu olarak dünyaya gelir. Down sendromu, kromozom çiftinde ekstra bir kopya üretilmesi sonucu oluşsa da bu ekstra kopyanın üretimine neyin neden olduğu henüz belirlenememiştir.
Ekstra kopya genelde anneden gelen yumurta hücresinde üretilir ancak nadiren de olsa babadan gelen spermde üretilebilir. Her yaşta kadın Down sendromlu bir çocuk dünyaya getirebilir ancak anne olma yaşı ilerledikçe risk de artar.
Henüz nedeni tam olarak bilinmese de Down sendromu için en önemli risk faktörlerinden birisi ileri yaştaki gebeliktir. Genellikle 35 yaşından sonraki doğumlarda risk artmaktadır.
Klinefelter Sendromu nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi
Bazı araştırmalar babalık yaşının da önemli olabileceğini göstermiş ve 40 yaşın üzerindeki baba adaylarının çocuklarının Down sendromlu olma riskinin daha genç yaştaki babalara oranla daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Diğer bir risk faktörü ise Down sendromlu bir çocuğa sahip olmaktır.
Eğer Down sendromlu bir çocuğunuz varsa ve bir çocuk sahibi daha olmayı düşünüyorsanız, translokasyon ihtimalini göz önünde bulundurarak doktora başvurup genetik test yaptırmanız önerilir.
Down sendromu genellikle kalıtsal değildir, yani anne veya babadan çocuğa geçmez. Yine de bazı araştırmacılar anne veya babadan birinde Down sendromu varsa çocukta da sendromun gelişme riskinin yüksek olduğunu belirtir. Trizomi 21 ve Mozaik Down sendromunda ekstra kromozom kopyası rastgele bir genetik değişiklikle oluşur ve genetik olarak aktarılması söz konusu değildir. Ancak translokasyon kalıtsal olarak aktarılabilir.
Down sendromuna sahip olmayan anne ya da baba 21. kromozom ve başka bir kromozomun arasında ekstra bir parça taşıyor olabilir ve buna dengelenmiş translokasyon denir. Eğer bu ekstra parça anne-babadan üreme esnasında çocuğa geçerse translokasyondaki denge bozulabilir ve sonucunda çocukta Down sendromu gelişir. Down sendromlu bireylerin yalnızca %3 ya da %4’ü translokasyondan dolayı sendromu geliştirmektedir.
Down sendromlu kişiler fiziksel olarak karakteristik özelliklere sahiptir. Bunun yanında gelişimsel ve tıbbi birtakım gecikmeler ve problemler de görülür.
Bunların yanında Down sendromlu bireylerde,
Down sendromu fiziksel karakteristik özelliklerinin ve tıbbi sorunların yanında bazı gelişimsel gecikmeleri de beraberinde getirebilir. Çocuklar oturma, konuşma, yürüme gibi becerileri daha geç öğrenebilir. Bedensel olarak geç gelişebilirler, örneğin diş gelişimindeki problemler çiğnemede sorunlara yol açabilir.
Bazı durumlarda Down sendromlu çocukların otizme ya da dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip olduğu da görülebilir. Tüm bunlarla birlikte Down sendromlu bireylerde zekada gerilik de görülebilir. Bu geriliğin seviyesi kişiden kişiye değişebilir.
35 yaş sonrası gebeliklerde, bebeğin babasının yaşı 40 ve üzeriyse ya da ailede Down sendromu öyküsü varsa doktor değerlendirme isteyebilir. Gebelik sırasında yapılan taramalar:
Doğum öncesi genetik tarama testleri ile Down Sendromu teşhisi
Bazı durumlarda Down sendromu teşhisi için ek testler istenebilir. Ancak bu testlerde az da olsa düşük riski olduğu için uygulanmadan önce doktor tüm riskler ile ilgili anne-baba adayına detaylı bilgi vermeli ve sadece çok gerekli olduğunda yapılmasını önermelidir. Bu testler:
Doğumdan sonra doktor, bebeğin fizik muayenesini yapar ve bebek Down sendromluysa çoğunlukla bu muayenede anlaşılır. Ancak bazı durumlarda bebekte Down sendromu gelişmemişse bile Down sendromunun fiziksel karakteristik özelliklerini taşıyor olabilir. Bu tip durumlarda doktor karyotip adı verilen kromozom testini önerebilir.
Gebelik testi, ne zaman, nasıl yapılır? Hamilelik belirtileri nelerdir?
Down sendromu bir hastalık olmadığı için tedavi edilemez. Ancak sendromun yol açtığı sorunlara destek tedavi yöntemleri ve özel eğitimlerle müdahale etmek; kas güçlerini artırmak ve motor becerileri iyileştirmek; zeka düzeylerini geliştirmek; bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemek mümkündür.
Araştırmalar, erken başlayan destek tedavisinin Down sendromlu çocuklarda alınan sonuçları olumlu etkilediğini göstermektedir. Desteğe doğumdan kısa bir süre sonra başlanabilir ve yaşının ihtiyaçlarına göre şekillendirilerek devam eder. Down sendromu destek tedavisinde pek çok farklı branş birlikte çalışmak zorundadır.
Okul Down sendromlu çocuklar için çok özel bir önem taşır. Down sendromlu çocuklar genellikle yaşıtları için geçerli olan kritik gelişim yaşlarında yaşıtlarına yetişebilir ancak süreçte daha yavaş öğrenirler. Özel durumlarını anlayıp sabırla yaklaşacak ve onları sürekli olarak destekleyecek bir eğitim kurumu çocukların gelişimi için önemlidir.
Türkiye’de Down sendromlu çocuklar özel eğitim merkezlerinde eğitim görebildikleri gibi, konuşma terapisi gibi destek eğitimler için Rehberlik Araştırma Merkezlerine başvurabilir.
Okul ve destek eğitimler çocukların sosyal, gelişimsel, ruhsal, dilsel ve motor becerilerini geliştirip desteklemenin yanı sıra onların gelecekteki bağımsız hayatlarına hazırlanabilmeleri için de çok önemli fırsatlardır.
Down sendromlu bireyler de tıpkı diğer insanlar gibi güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamak, iletişim kurmak, sosyalleşmek, toplumda bir rol sahibi olmak isterler. Ne yazık ki uzun yıllar boyunca Down sendromlu bireyler toplumdan ayrıştırılmış ve engellenmiştir.
Görünüşleri ve gelişimsel zorlukları nedeniyle insanlar tarafından anlaşılamamış ve bazı durumlarda dışlanmışlardır. Evlerde ya da bakım merkezlerinde tutuldukları için kendilerini geliştirmeleri çok mümkün olmamıştır. Tüm bunlar Down sendromlu bireylerin yalnızlaşmasına, sosyal hayatta çeşitli zorluklar yaşamasına ve nihayetinde de hayatını birilerine bağımlı halde yaşamalarına yol açmıştır.
Kromozomal hastalıklar ve gebelik: 35 yaş üstü hamilelikler neden riskli
Down sendromlu bireyler için ortalama yaşam süresi son yıllarda artmıştır. Eskiden çok genç yaşlarda hayatlarını kaybederlerken şu an beklenen ortalama yaşam süresi 60 yaş civarındadır. Bununla birlikte 70 yaşına kadar hayatını sürdüren çok sayıda Down sendromlu kişi vardır.
21. kromozom çiftindeki 3. kromozomdan yola çıkarak her mart ayının 21. günü Down Sendromu Farkındalık Günü olarak belirlenmiştir. Bu nedenle her yıl 21 Mart’ta dünyanın birçok ülkesinde etkinlikler düzenlenir ve Down sendromuna ilişkin bilgi verilerek farkındalığın artması amaçlanır. Down sendromunun bir hastalık olmadığı, fazladan bir kromozomdan kaynaklanan genetik bir farklılık olduğu “Tıpkı sizin gibiyiz, +1 farkla” sloganıyla insanlara anlatılır.
Çocuğunuzun Down sendromu olduğunu öğrendiğinizde üzülmüş ya da korkmuş olabilirsiniz. Sizi nasıl bir hayatın beklediğini bilemeyebilirsiniz ve çocuğunuza bakma becerinizden endişe edebilirsiniz. Korku ve endişenizi yenmenin en iyi yolu bilgi edinmek ve destek almaktır. Sizin ve çocuğunuzun hayatını kolaylaştırmak için atabileceğiniz adımlar:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?