Dopamin, insan vücudunda doğal olarak bulunan kimyasal bir maddedir ve vücuttan beyne sinyaller iletir. Kişinin duygusal tepkilerinin ve eylemlerinin kontrolünde önemli bir rol oynar. Kişinin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığının pekişmesinde oldukça özel bir yeri vardır. Beyin reseptörlerindeki herhangi bir problem nedeniyle dopaminin miktarında düşüş olabilir ve bu düşüşler, depresyon ve Parkinson başta olmak üzere pek çok mental rahatsızlığa yol açabilir. Dopamin eksikliğinin tedavisinde daha çok dopamin içeren ilaçlar reçete edilir. Düzenli egzersiz, bol miktarda protein tüketimi gibi yaşam tarzında yapılabilecek bazı değişiklikler ile de dopaminin eksikliği tedavi edilebilir. Tıpkı eksikliği gibi fazla salgılanması da zararlıdır. Dopamini baskılayıcı antidepresan gibi ilaçların düzenli kullanımı ile seviyeyi dengede tutmak mümkün olabilir.
İçindekiler
Dopamin, nöron olarak isimlendirilen beyin sinir hücreleri arasında sinyal iletiminden sorumlu olan nörotransmitlerdir. Dopamin nöronları aktif olduğunda çok az nöron tarafından salgılanır. Dopaminin salınımı ile görevli olan VTA nöronları bazen antidepresan kullanımı gibi birtakım durumlarda daha aktif bir hale gelebilir. Hafıza, ruh hali, depresyon, öğrenme, konsantrasyon, uyku düzeni ve motor kontrol gibi yaşamımızı doğrudan etkileyen çoğu beyin fonksiyonları, VTA tarafından yeterli dopamin salgılanmasına bağlıdır.
Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Dopaminin vücudumuzdaki fonksiyonları saymakla bitmeyecek kadar fazladır. Hemen hemen beynin tüm çalışmalarında belirleyici olan merkezi bir güç kaynağıdır ve eylemlerimizin ve diğer insanlarla olan ilişkilerimizin ardında yatan ana etmendir.
Dopaminin en temel görevlerini ise aşağıda bulabilirsiniz:
Beyin tarafından kontrol edilen tüm hareketlerimiz, beynimizdeki bazal gangliya gözetiminde gelişir. Ancak bazal gangliyaların düzgün ve verimli bir şekilde çalışabilmesi adına öncelikle komşu nöronlardan yeterli miktarda dopamin salgılanması gerekir. Yeterli dopamin miktarının bazal gangliyaya ulaşmaması durumunda ise hareket kabiliyetlerimizde kısıtlanma, hareket koordinasyonunda bozukluk ile karşılaşabiliriz.
Dopaminin fazla miktarda salgılanması ise vücudun gereksiz hareketler yapmasına neden olabilir. Örneğin halk arasında ‘tik’ olarak bilinen ve kontrol edilemeyen tekrarlayan hareketlerin temel nedeni dopaminin nöronlar tarafından aşırı miktarda salgılanmasıdır.
Düşünme ve bellekle ilgili olan prefrontal korteks, çoğu zaman dopamin ile ilişkilidir. Prefrontal korteksteki dopaminin miktarındaki ufak iniş çıkışlar bile belleği doğrudan ve önemli ölçüde etkiler. Öğrenme süreçlerinin yanı sıra, bilgilerin nasıl ve ne şekilde saklandığı üzerinde de dopaminin etkisi vardır.
Anksiyete nedir? Kaygı neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Ödül merkezine bağlı olan dopamin, ödülle ilişkili olan olayları daha kolay bir şekilde hatırlamamıza ve ödülle ilgili bilgileri belleğimizde saklamamıza yardımcı olur. Ayrıca sevdiğimiz bir aktivite ile ilgilendiğimiz zamanlarda prefrontal korteks tarafından salgılanır.
Bu durum bize keyif veren her aktiviteyi ya da bilgiyi hatırladığımızda beynimizden dopaminin salgılanmasını tetikler. Dopaminin hafıza ve öğrenme süreciyle ilişkisinden yararlanmak isteyen öğretmenlerin öğrenci motivasyonunu arttırıcı bir şekilde ders işlemeleri gerekir. Heyecanlı ve öğretici ders bilgi ve içerikleri, ödüllendirme yöntemi ile öğrencilerdeki dopaminin seviyelesi arttırılabilir.
Sonuç olarak öğrenciler, derste öğrendikleri bilgileri hafızalarına daha istekli bir şekilde kaydeder ve dersleri daha iyi öğrenebilirler.
Odaklanma ve dikkat üzerinde de belirleyici olan dopamin, kendinizi belli bir konu ya da nesneye odaklayabilmenizi sağlayan optik sinirlere yanıt vererek çalışır. Prefrontal korteksteki dopamin yetersizliği ve düşük dopamin konsantrasyonu, dikkat ve odaklanma güçlüğü çekmenize neden olabilir.
Algılama üzerinde de etkili olan dopamin, deneyimlerimizi ve yaşadığımız olayları nasıl algıladığımızı belirler. Keyifli olduğumuz anlarda serbest bırakılan dopamin, ilerleyen süreçte bu keyifli aktiviyeti tekrar yapmak istememize neden olur. Örneğin, sevdiğimiz yiyecekleri tekrar yemek istememizin, cinsel birlikteliklerden haz almamızın nedeni dopamindir. Kısacası dopamin de tıpkı serotonin hormonu gibi eylemlerimizden keyif ve haz almamıza olanak tanır.
Dopamin, bize heyecan veren ya da ani strese neden olan durum ve olaylarla karşılaştığımızda da yüksek miktarda salgılanır. Bu yüzden aşırı miktarda dopamin salgılanımı, kişide stres, anksiyete ve gerginliği beraberinde getirebilir.
Stres nedir? Stresle nasıl başa çıkılır? Neden olduğu hastalıklar…
Zevk ve keyif hislerini açığa çıkaran bir kimyasal olan dopamin, ruh halimiz üzerinde belirleyicidir. Bazı olaylardan neden keyif alırken bazılarından nefret ettiğimiz, dopamin ile açıklanabilir. Mutluluk molekülü olarak adlandırılan dopamin, serotonin ve norepinefrinle birlikte depresyonu tetikleyebilir.
Kokain ve amfetamin gibi ilaçlar, beyindeki dopamini salgılayan nörotransmitleri hedef alırlar. GABA isimli nörotransmitleri taklit ederek, nöronlar arasındaki iletişimi yavaşlatan alkol, kokain ve diğer uyuşturucular; aynı zamanda kişide bu maddeleri yeniden alma isteği yaratırlar.
Gündüzleri daha çok salgılanan dopamin, akşam geç saatlerde daha az miktarda salgılanır. Bu durum ise kişinin geceleri uyku gelmesine neden olur. Parkinson hastalarının her daim uykuya meyilli olmalarının nedeni beyinleri tarafından dopaminin yetersiz miktarda salgılanmasıdır. Dopaminin aşırı salgılandığı psikoz, nevroz ve şizofren hastalarında da uykuya eğilim görülür. Bunun nedeni ise yükselen dopamini düşürmek amacıyla kullandıkları antidepresan gibi ilaçlardır.
Ödül almak ve güzel şeyler elde edebilmek adına serbest kalan dopaminin yetersizliğinde kişide motivasyon kaybı görülür. Bu nedenle motivasyon ve kişisel başarı üstünde önemli etkileri vardır.
Yaratıcı insanlarda daha fazla miktarda salgılanan bu kimyasal, bu kişilerin farklı problemleri çözebilmelerini ve olaylar karşısında farklı bir bakış açısı geliştirebilmelerini sağlar.
Şizofreni nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Dopaminin eksikliğinin birden çok nedeni olabilir. Genellikle zihinsel sağlık bozukluğu ile ilgilidir. Uyuşturucu kullanımı, sağlıksız bir diyet, şeker ve doymuş yağ oranı yüksek besin tüketimi de bu eksikliğe yol açabilir. Obez kişilerde dopamin eksikliği görülmesinin asıl nedeni de budur. Dopaminin eksikliğine bağlı olarak kişide pek çok sağlık sorunu gelişebilir.
Beynin belirli bölgelerindeki sinir hücrelerinin kaybına neden olabilen dopaminin eksikliği aynı zamanda Parkinson hastalığı gibi ciddi sorunlara neden olabilir. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde görülen Parkinson hastalığı, el parmaklarında, elde titreme şeklinde ilk belirtilerini gösterir. Aşırı terleme, kilo kaybı, depresif ruh hali gibi semptomların da eşlik ettiği bu hastalığın asıl nedeni, beyinde dopamini üreten birtakım nöronların ölmesidir.
Parkinson hastalığı neden olur? Belirtileri, teşhisi ve evreleri
Dopamin eksikliğini gidermenin pek çok farklı yolu bulunur. Doktorunuz tarafından size bu teşhis konulduğunda aşağıdaki yöntemler sayesinde beyninizin dopamini daha fazla miktarda salgılaması sağlanabilir.
Tirozin isimli dopaminin seviyesini yükselten aminoasit açısından zengin olan protein kaynaklarından bol bol tüketerek, bu eksikliği giderebilirsiniz. Tirozin açısından zengin besinlere ise sığıreti, yumurta, süt, baklagiller ve soyayı örnek olarak gösterebiliriz.
Tereyağı, tam yağlı süt, Hindistan cevizi yağı gibi doymuş yağ içeren besinler, beyindeki dopaminin sinyallerini bozucu bir özelliğe sahiptir. Bu yüzden bu tarz besinleri mümkün olduğunca az tüketmeniz gerekir.
Bağırsaklarda yaşayan bazı bakteriler, dopaminin üretimine doğrudan katkıda bulunur. Bu üretimi destekleyen, aynı zamanda ruh sağlığına iyi gelen prebiyotik yoğurt gibi besinler tüketmeniz bu noktada size yardımcı olabilir.
Yoğurdun faydaları nelerdir? Yoğurt kürü ve mayası nasıl yapılır?
Özellikle aerobik gibi egzersizlerin Parkinson hastalığının tedavisinde etkili olduğu bilimsel çalışmalar doğrultusunda kanıtlanmıştır. Günde en az 30 dakikalık yürüyüşlere ve fitness gibi egzersizlere katılarak, dopaminin eksikliğinin yol açabileceği hastalıklara yakalanmaktan kurtulabilirsiniz.
Uyku eksikliği, dopaminin salgılanımının doğal dengesini bozan bir etmendir. Düzenli ve dengeli bir uyku sayesinde beyniniz tarafından salgılanan dopaminin dengede kalmasını sağlayabilirsiniz.
Sevdiğiniz şarkıları dinleyerek, beyninizin daha fazla miktarda dopamin salgılamasına yardımcı olabilirsiniz. Parkinson hastalarının motor kontrolü geliştirmelerinde müzik dinlemelerinin çok faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Yaklaşık bir saatlik bir meditasyonun beyindeki dopaminin salgılanımı %64 oranında arttırdığı yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Zihninizi temizlemek ve ruhsal dinginliğe ulaşmak adına meditasyon kurslarına yazılabilirsiniz.
Özellikle kış aylarında yeterli güneş ışığı almayan kişilerde duygudurum bozukluklarına rastlanabilir. Ancak, saat 10 ile öğle 2 saatleri arasında güneş ışınlarına maruz kalmaktan mutlaka kaçınmanız gerekir.
Magnezyum, demir, folat, B6 vitamin takviyeleri alarak, dopamin miktarını arttırabilirsiniz. Aynı zamanda günde 2 bardak yeşil çay tüketerek de dopamin eksikliğini giderebilirsiniz. Ancak vitamin takviyeleri kullanmaya başlamadan önce mutlaka kan testi yaptırmak ve bir doktora danışmalısınız.
Dopamin eksikliğinin yanı sıra dopaminin aşırı salgılanımı da ruhsal sorunları tetikleyebilir. Örneğin, şizofreni ve bipolar hastalarının beyinlerinde dopaminin aşırı salgılandığı bilinmektedir. Ayrıca kişide aşırı neşeli bir ruh hali, tansiyon yüksekliği, kalp atımlarının hızlanması da görülebilir. Hasta; hiperaktivite, paranoya, stres, huzursuzluk, uykusuzluk, gerginlik, endişe, dikkatsizlik gibi sonuçlar ile karşılaşabilir. Dopamin eksikliği ise depresyon ve sosyal fobi gibi ruhsal sorunları beraberinde getirebilir.
Testosteron nedir? Neye yarar? Erkek sağlığına etkileri nelerdir?
Kişinin beyin yapısı ve genetik faktörlerin yanı sıra hastanın nörobiyolojisi de dopaminin fazlalığına neden olabilir. Sinirler arasında nörotransmitler tarafından sinyal iletiminde yaşanabilecek sorunlar, dopaminin daha fazla salgılanmasına yol açabilir.
Pek çok mental sağlık sorununa yol açan bu sorun, anksiyeteye neden olabilir. Bu durumda dopaminin aşırı salgılanımı yavaşlatmak için doktorlar genelde anti-depresan içerikli ilaçlar reçete ederler. Ancak bu ilaçların da aşırı uykuya neden olma gibi birtakım yan etkilerinden bahsetmek mümkündür.
Dopaminin eksikliğinin ya da fazlalığının teşhisi amacıyla doktorunuz, sizi farklı testlere tabi tutabilir. Uyku EEG’si eksiklik tespitinde en çok başvurulan yöntemdir. Bu test ile beynin elektro yapısı gözlemlenebilir. MR, EMG, laboratuar ve kan testleri, eksikliğin ya da fazlalığın teşhisinde kullanılan yöntemler arasındadır.
Dopaminin eksikliğinin tedavisi, eksikliğin asıl nedeninin tespitine yöneliktir. Bu doğrultuda hastada depresyon, şizofreni vb. herhangi bir akıl sağlığı varsa genelde duygu durum düzenleyici ilaçlar reçete edilir. Bu ilaçlar, beyindeki dopamin miktarını azaltır. Dopamin eksikliğinin söz konusu olduğu Parkinson hastalığının tedavisinde Ropinirol, Pramipeksol, Levodopa gibi dopamin içeren ilaçlar reçete edilir.
Parkinson hastalığı başta olmak üzere, sosyal fobi, depresyon, psikoz, DHEB, Anhedonia gibi akıl sağlığına ilişkin çoğu hastalığın tedavisi amacıyla dopamin içeren ilaçlar reçete edilebilir.
Beyin tarafından salgılanan her iki kimyasal madde de kişinin ruh hali ve ruh sağlığı üzerinde belirleyicidir. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin, tıpkı dopamin gibi kişinin ruh halini, uyku düzenini, adet döngüsünü, iştahını etkiler. Depresyon ve bazı duygu durum bozukluklarının ardında serotonin miktarının azlığı yer alıyor olabilir. Ancak hareket kontrol kaybında (Parkinson) serotonin herhangi bir rolü bulunmaz.
Dopamin, çoğu zaman tek başına bağımlılığa neden olmasa da dopaminin aşırı miktarda salgılanması bağımlılığa yol açabilir. Alkol ve uyuşturucu kullanımından alınan zevk, beyni tekrar uyuşturucu ve alkol kullanma doğrultusunda yönlendirir. Bu durum kişinin isteklerini ve dürtülerini kontrol edip edemeyeceğine göre de değişiklik gösterebilir. Özellikle dopaminin az salgılanması sonrasında kişide görülen mutsuzluk, yorgunluk, depresyon vb. ruhsal çöküntüler, kişiyi alkol, uyuşturucu, kumar, alışveriş gibi kendini mutlu hissetmesini sağlayan ve rahatlatan aktivitelere yönelmesine neden olabilir. Bknz:>>>
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Dopamine transporter deficiency syndrome2- Dopamine3- Do dopamine drugs lead to compulsive shopping?YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
İçerikleriniz harika. Kesilikle bir numarasınız. Teşekkürler.
Yazılarınızı çok beğeniyorum. En beğendiğim sayfasiniz. Kaliteniz hiç bozulmasin ve daha fazla içerik lütfen 🙂 teşekkürler
Güzel yorumunuz için teşekkürler.