Grip, viral bir hastalıktır ve sağlıklı kişilerde genellikle bir hafta içinde iyileşmektedir. Ancak şeker hastaları, kalp, akciğer hastaları, kanser hastaları gibi başka bir hastalığı olan yüksek riskli kişiler ile gebeler ve yaşlılarda ağır seyredebilmekte, akciğerlere yayılarak zatürre başta olmak üzere bazı komplikasyonlara ve ölümlere neden olabilmektedir.
Grip virüsünün (İnfluenza) A,B ve C olmak üzere üç tipi ve alt tipleri vardır. Domuz gribi denilen grip türü H1N1 olarak bilinen alt tipin mutasyon geçirerek domuzlardan insana bulaşması ve daha sonra insanlar arasında yayılması ile meydana gelen yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi belirtileri olan, kolay bulaşan ve ciddi seyir gösterebilen bir hastalıktır.
H1N1 2009 yılında dünyada büyük bir salgına neden olmuş olup, aynı virüs 1918 yılında “İspanyol gribi” olarak bilinen salgında yaklaşık 100 milyon kişinin ölümüne yol açmıştır.
Domuz gribi, domuzlarda hastalığa yol açan bir mikro organizma olan İnfluenza Tip A virüsünün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığıdır.
Virüs daha önce insanlarda hastalığa yol açmamakta, sadece domuzlarda görülmekteydi. Ancak mikro organizmadaki değişime bağlı olarak ortaya “İnfluenza tip A H1N1” adı verilen yeni bir virüs formu çıkmıştır. İlk kez 2009 yılında saptanan domuz gribi şu anda ülkemizde en sık görülen grip virüsüdür.
Türkiye’de Avrupa’da olduğu gibi bu yıl grip vakalarında mevsimsel kayma görülmektedir. Hastalık bu sene Ocak ayında artış göstermiştir. Muhtemelen Şubat ve Marta kadar devam edebilecektir. Son günlerde grip vakalarında artış vardır. Bu vakaların çoğunluğu mevsimsel grip vakaları veya diğer viral solunum yolu enfeksiyonlarına sahip hastalardır. H1N1 yani domuz gribi vakaları da görülmektedir.
Enfeksiyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Domuz gribinin belirtileri mevsimsel gripten farklı değildir. Her grip hastasında görülen ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik gibi belirtiler domuz gribinde de vardır. Ayrıca bulantı, kusma ve isal görülebilir. Her hastada bu belirtiler görülmeyebilir. Hastaların çoğunluğunda hafif seyreder. Hastalığın en korkulan yanı akciğerlerin etkilenmesi ve gribe bağlı zatürre gelişmesidir. Virüs akciğer hücrelerinde çoğalarak hücrelerin görevini yapamamasına, solunum sıkıntısına yol açabilir. Bazen bakterilerin eklenmesi ile bakteriyel pnömoni gelişebilir. Bazı vakalarda beyin ve kalp de etkilenebilir.
İnfekte kişilerin solunum yolu sekresyonlarında çok miktarda virüs vardır. Virüs bu kişilerden öksürme, hapşırma hatta konuşma sırasında damlacıklar aracılığı ile etrafa yayılır ve solunum yolu ile yayılır. Kontamine olmuş cansız yüzeyler de hastalığın bulaşmasında önemli rol oynar.
Kuluçka süresi 1-4 gün arasında değişir. Hasta kişiler belirti çıkmadan 1-2 gün önce virüsü etraflarına yaymaya başlar ve bulaştırıcılık 4-7 gün devam eder.
Beş yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar yani astım, kronik akciğer hastalığı olanlar, kalp hastaları, kronik böbrek hastaları, diyabet hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, 65 yaş üzerindekiler grip için yüksek riskli kişilerdir.
Domuz gribinden ölen hastaların bir kısmını genç erişkinler oluşturmakta olup bunların %30’unda altta yatan diğer hastalıklar da bulunmaktadır.
Grip tanısı genellikle klinikle konulmakla birlikte laboratuarda tip tayini yapmak mümkündür. İnfluenzanın kesin tanısı, hastalığın ilk üç günü içinde, ateşli dönemde alınan boğaz-burun kültüründen virüs izolasyonu ile olur.
Hastaların semptomlarına yönelik olarak ateş düşürücüler, bol sıvı ve istirahat tedavinin esasını oluşturur. Antiviral ilaçlar sadece alt solunum yolu enfeksiyonu belirtileri olan, hastaneye yatırılması gereken hastalara ve komplikasyon riski olan hastalara 48 saat içinde başlanmalıdır. Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyon gelişen hastalar dışında kesinlikle kullanılmamalıdır..
İnfluenza A’nın tedavisinde özellikle antiviral ilaçlar etkilidir. İlaçların 36-48 saat içinde başlandığında semptom süresini kısalttıkları ve komplikasyonları azalttıkları saptanmıştır.
İnfluenzaya karşı inaktive virüs aşısı geliştirilmiştir. Aşı hastalığın ağır geçmesini ve komplikasyonlarını önler. Aşı bir sezon önce dolaşan virüsler temel alınarak hazırlanır. Aşının etkinliği virüsün antijenik yapısını hızlı değiştirmesi nedeniyle ancak %70-90 düzeyindedir.
Korunmada en önemli noktalardan biri hasta kişilerin maske takmaları, ellerini sık sık yıkamaları, tokalaşma, öpüşme gibi davranışlardan uzak durmalarıdır. Kapalı ve havasız ortamlarda kalmamalı ve mekanlar sıkça havalandırılmalıdır. Hastalıktan korunmada en önemli bir diğer nokta aşılanmadır. İnfluenza yani grip aşıları koruyuculuk oranları çok yüksek aşılar olup beş yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar yani astım, kronik akciğer hastalığı olanlar, kalp hastaları, kronik böbrek hastaları, diyabet hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, sağlık çalışanları aşılanmalıdır.
Solunum yolu enfeksiyonuna sahip bütün hastaların hastanenelere başvurmasına ve panik yapmalarına gerek yoktur. Evlerinde istirahat etmeleri, bol sıvı almaları, gerektiğinde ateş düşürücü ve ağrı kesiciler gibi semptomatik tedavi uygulanması yeterli olacaktır. Yüksek ateşi devam eden, solunum sıkıntısı olan , klinik durumu aniden bozulan hastalar hastaneye başvurmalıdırlar. Hastalık solunum yolu ile bulaştığından hastaların genel ortamlarda maske takmaları, ellerin sık sık yıkanması etkili korunma yollarıdır. Aşılanma çok önemli olup zaman sınırlaması yoktur. Aşı yaptırmamış özellikle risk grubunda yer alan kişiler bir an önce aşılarını yaptırmalıdır.
Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen İnfluenza A adlı virüsün H1N1 alt tipinin mutasyon geçirerek insandan insana bulaşma yeteneği kazanmasıyla dünyanın gündemine oturdu. İlk olarak 2009 Mart ayında Meksika ve Amerika’da görülen ardından tüm dünyaya yayılan hastalık, son 50 yılın en önemli salgını haline geldi. Ancak son dönemlerde Influenza A/H1N1 sezonal grip etkeni bir virüs olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hastalığın etkeni olan virüs, soğuk ve nemli ortamda daha uzun süre canlılığını koruyabilmektedir. Yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkmakta ve hastalık pek çok insanı yatağa düşürmektedir.
Virüs kışın daha kolay bulaşmakta ve vakaların sayısında artış görülmektedir. Kışın kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen sürenin daha uzun olması, soğuk hava nedeni ile mekanların iyi havalandırılmaması ve hasta kişilerle temas etmek durumunda kalınması nedeni ile hastalık yaygınlaşmaktadır. Okul çağındaki çocuklar gibi kalabalık ortamlarda bulunanlarda hastalığa yakalanma oranı yüksek iken; yaşlılarda ve altta yatan kronik hastalığı olanlarda gribe bağlı hayati risk oranı daha yüksektir. Hastalık özellikle yaşlılar, kalp-akciğer-böbrek hastaları, diyabetliler ve kanser hastaları üzerinde ciddi tablolara neden olabilir.
Bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en etkin ve kolay yolu o hastalığın aşısını yaptırmaktır.
Ellerin su ve sabun ile yıkanması mikroplardan korunmanın en etkili, en ucuz ve en kolay yoludur. Ancak etkili olabilmesi için en az yarım dakika süreyle ve parmak araları da dahil olmak üzere her yerin iyice yıkanması gerekmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?