Güzellik uzmanı E.A. ise “Güzellik salonlarının bu işlemi doktorsuz yapacağına dair mahkeme kararı vardır. Benden, seansları bittiği halde ödediği ücreti geri istedi. Kendisiyle uzlaşmaya çalıştık ancak uzlaşma olmayınca bizi şikâyet etti. Parasını da karakola ifade verdikten 1 hafta sonra ödedim” diye konuştu. Mahkeme, sanık E.A.’nın beraatine karar verdi. Kararda, güzellik salonunun sağlık kuruluşu statüsünden çıkarılmış olması sebebi ile yapılan müdahalenin tıbbi müdahale niteliği taşımadığı, bu nedenle doktor nezaretinde yapılmasının da zorunlu olmadığı belirtildi.
Gazete Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre, Yerel mahkeme kararı müşteki E.K. tarafından temyiz edildi. Bu sırada Danıştay 15. Dairesi, güzellik salonlarının sağlık ve uzman yeterliliği olmaması sebebiyle lazer epilasyon, IPL ve foto epilasyon işlemleri yapmalarını durdurdu. Bu karar sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mart 2017’de, “Güzellik uzmanlarının tıbbi cihaz kapsamına girmeyen cihazları kullanarak tıbbi amaçlı olmayan işlemleri yapabilmesi ve bu uzmanların sahip olması gereken belgeleri düzenleyen” kararnameyi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde güzellik uzmanlarına hitabı sırasında canlı yayında imzaladı.
Kararname ile güzellik uzmanları tıbbi cihaz kapsamına girmeyen cihazları kullanarak tıbbi amaçlı olmayan işlemleri yapma yetkisi elde etti. Yargıtay’ın bu kararnamenin yayımlanmasından 9 ay sonra (18 Aralık 2017) verdiği kararda, “IPL cihazı kullanarak, lazerli epilasyon işlemi yapan sanığın eyleminin hasta tedavi etmek kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine dair dermatoloji uzmanından alınacak bilirkişi raporu ile Sağlık Bakanlığı’nın güzellik uzmanlarının tedavi amaçlı olmayan IPL cihazlarını kullanabileceğine ilişkin genelgesine yönelik davanın akıbeti de araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir” denildi. Şimdi mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararında belirttiği hususları araştırarak, yeni bir hüküm tesis edecek.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?