Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Bilim Dalı’nın derlediği bilgilere göre bugüne kadar istiridye ve ginsengin doğurganlığı arttırdığı söylenmiş olsa da gerçek çok daha farklı. Sekiz sene boyunca 18.000 kadın üzerinde yapılan bir bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre doğurganlığı arttıran beslenme önerileri şu şekilde sıralanıyor:
Bazı besinlerde çok düşük miktarda doğal olarak bulunan bu yağlar çoğunlukla gıda sanayinde yağ asitlerinin hidrojenlendirilmesi ile sentetik olarak üretilmektedir. Kızartma ürünlerin çoğunda ve eski nesil margarinlerde bulunur. Trans yağlardan kaçınmak için kızartma besinlerden uzak durmalı, paket ürünlerde “trans yağ içermez” etiketi bulunanları tercih etmelisiniz.
Doymamış yağ asitlerinin vücutta iltihaplanmayı azalttığı ve insülin duyarlılığı sağladığı biliniyor. Bu iki faktör de doğurganlığın artması ile ilişkili. Yemeklerinizi yaparken bitkisel sıvı yağları tercih edin ve beslenmenize fındık, badem, ceviz gibi doymamış yağ asitlerinden zengin kuruyemişleri ilave edin.
Her gün kırmızı et tüketmek yerine kuru baklagilleri haftada 2-3 gün tercih edin.
Karbonhidratların yetersiz tüketimi doğurganlığı olumsuz etkileyebilir. Tamamen hayatınızdan çıkarmak yerine tam tahıllı ekmekler, makarna, bulgur gibi yavaş sindirilen kaliteli karbonhidratları tercih edin.
Gebe kalmak istediğiniz süre zarfında tam yağlı süt ürünlerini tercih edin. Her gün 2 bardak kadar süt veya yoğurt tüketin.
Kahve ve kafeinli asitli içecekleri limitli tüketin. Şekerli ve gazlı içecekleri bu dönemde tüketmeyin.
Çok zayıf veya çok şişman olmanın gebe kalmayı zorlaştırdığı bilimsel bir gerçektir. En kolay gebe kalan grubun beden kitle indeks değerlerinin 20-24 arasında olduğu biliniyor.
Düzenli egzersiz yapmak gebe kalmayı kolaylaştırırken, aşırı miktarda egzersizin olumsuz etki yarattığı biliniyor.
Doktorunuzun yaptırdığı tahliller sonucunda demir ve D vitamini gibi yetersizliği sık görülen vitamin ve mineral yetersizlikleriniz var ise önerdiği destekleri mutlaka düzenli olarak kullanın.
Sigarayı bırakın… Sigaranın doğurganlığı azalttığı uzun yıllardan beri biliniyor.
Alkollü içecek tüketimini bırakın/azaltın
Yapılan bir bilimsel çalışmada günde 2 kadeh alkollü içecek tüketen kadınların hiç tüketmeyenlere göre doğurganlık oranlarının yüzde 60 azaldığı tespit edilmiştir.
Tarımda kullanılan ilaç ve pestisidlerin hem erkek hem de kadında üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Mevsiminde olan sebze ve meyveleri tercih edin ve tüketmeden önce mutlaka akan su altında iyice yıkayın.
Somon: Yale Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma sonucunda araştırmaya katılan, çocuk sahibi olamayan kadınların yüzde 63’ünde D vitamini yetersizliği olduğu saptanmıştır. Her ne kadar D vitamini için güneş en ideal kaynak olsa da, somon da D vitaminin zengin besinsel kaynaklarındandır.
Badem: Sağlıklı doymamış yağlar içeren badem kadınlarda doğurganlığı arttırırken, içerdiği E vitamini ile de erkeklerde sperm üretimini olumlu etkiliyor.
Ay çekirdeği: Zengin çinko içeriği ile hem erkeklerde hem de kadınlarda üreme sağlığı açısından önemlidir. Kalorisi yüksek olduğu için tüketim miktarına dikkat edilmelidir.
Bulgur: Doğurganlık için kan şekeri dengesi ve insülin duyarlılığı önemli bir konudur. Bulgur, kan şekerini yavaş yükseltir ve yavaş düşürür. Ayrıca metabolizma ve doğurganlık açısından önemli olan B vitaminlerinden de zengindir.
Mercimek: Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bilimsel çalışmada, bitkisel protein ve demirin doğurganlık için önemli olduğu kanıtlanmıştır. Bitkisel kaynaklı protein ve demir tüketen kadınlarda doğurganlık oranının yüzde 30 fazla olduğu bildirilmiştir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?