Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında ultrason ve fetal ekokardiyografi yöntemi ile erken dönemde tespit edilebildiğini dile getiren Doç. Dr. Lembet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fetal ekokardiyografi ile gebeliğin 20-24’cü haftaları arasında bebeğin kalbi inceleniyor. Ayrıca ultrason, doppler ve renkli doppler ile de inceleme yapılıyor. Dünyada bu hastalıklara tanı koyma oranı % 10-80 arasında değişiyor. İyi merkezlerde tanı oranı % 70-80’lere çıkıyor. Dört boşluk kalbin görüntülenmesi ile % 20-40 arasındaki anormallikleri taranabiliyor. Büyük damarların da görüntülenmesiyle % 50-60, üç damar görüntüleri, renkli doppler çekimiyle de teşhis oranı % 80’e kadar yükseliyor.”
Kromozom anormalliklerinin erken evrede kalp hastalıklarının teşhisinde de önemli rol oynadığını söyleyen Doç. Dr. Lembet, “Kromozom anormallikleri bulunan bebeklerde bunları saptarsak bu gebelikleri sonlandırabiliriz. Trizomi 13, trizomi 18- 21 ve Turner sendromu dediğimiz kromozom anormallikleri, kalp hastalıklarının yaklaşık % 20-40’ını oluşturuyor. Son zamanlarda özel kromozom yöntemlerinden saptadığımız 22’inci kromozomdaki bir gen bölgesinin silinmesiyle çeşitli anormallikler ortaya çıkıyor.
Aslında 22q bölgesine bağlı anormallikler tüm toplumda Down sendromundan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu bölgedeki gen eksik olunca, kalbin dört boşluğunda damarların çıkma noktasında doğuştan kalp anormallikleri olabiliyor. Bu gen anormalliklerini yaşayan kişilerde organ sistemlerini tutan başka sorunlar da olabiliyor” dedi.
Bebekte kalp anormalliğinin saptaması durumunda yerine göre gebeliğin sonlandırılabileceğini dile getiren Doç. Dr. Lembet, şu bilgileri verdi: “Doğumsal kalp hastalığı olan bebeklerin yüksek riskli gebelik uzmanları olan, yenidoğan ünitesine sahip, pediatrik kardiyolog bulunan modern cihazlarla donatılmış merkezlerde doğurtulması gerekiyor. Tespit ettiğimiz anormallikleri anne karında izliyoruz. Eğer kromozom anormalliği ya da başka anormallik bulamadıysak, bebeğin dışarıda ameliyat şansı varsa ve gebelik devam edecekse, bebeğin kalp yetmezliğine girip girmeyeceği izlenmelidir.”
Yeni bilimsel çalışmaların sonuçları bize normalde 20-24’üncü haftada yaptığımız incelemeleri biraz daha erkene çekmek gerekebileceğini söylüyor. Bazen 14-16’ıncı haftadan belli oranda doğumsal kalp hastalıklarının ileri merkezlerde tanısını koyma ihtimali artıyor. Anne karnında geçirilen enfeksiyon, ilaç kullanımı, radyasyon, annenin şeker hastalığı ve sara hastalığı olması halinde doğumsal kalp hastalığı riski artacağından, tüm ultrason bulguları normal olsa bile, fetal ekokardiyografi yapılması ve sonuçların pediatrik kardiyolog tarafından incelenmesi gerekiyor.
Gebeliğin 11 ve 14’üncü haftaları arasında bebeğin ense kalınlığı testini yaparken, ense kalınlığı 3,5 mm’yi geçen vakalarda amniyosentez ile hücrelere bakıp kromozom anormalliğini saptayabiliyoruz. Eğer bu bebeklerde kromozom anormalliği saptanmazsa ve diğer bulgular normalse ense kalınlığı artmış bebeklerin, doğumsal kalp hastalıkları açından riskinin arttığını biliyoruz. Anormallik riski yüzde 6’lara kadar çıkıyor. Bu bebeklere de fetal ekokardiyografi yapmak büyük önem taşıyor.
Bebeğin kalbindeki ritim sorunları çok önemlidir. Kalp atımının sayısının 200’den 450’lere kadar çıktığı vakalarda anne karnında müdahale önem taşıyor. Eğer bebeğin kalbinde, yapısal anormallik yoksa, kalpteki elektrik akım sisteminde sorun varsa, anneye verilecek ‘anti aritmik’ ilaçlarla bunların bebeğe geçmesi sağlanarak bebekteki kalp ritim problemi düzelebilir.
Eğer bebeğin kalbi çok hızlı atıyorsa yeteri kadar kanı pompalayamaz ve bebek anne karnında yetmezliğe girer, ödem oluşur. Bazen de göbek kordonundan bebeği besleyen damar yapısına girip ilacı direkt vererek yüksek kalp atım hızını kesmek mümkün olabiliyor. Bazı yeni araştırmalarda ve vaka bazlı serilerde anne karnındaki bebeklerde aort, ana atardamar ve akciğer damarlarındaki tıkanıklıklarda bir iğne ve kateter yardımıyla bebeğin kalp dolaşımına ve damarlara girip bunların balon yöntemiyle açılması da gündemde. Dünyada henüz bir iki merkezde çok kısıtlı vakada uygulanıyor, ama gelecek için ümit veren çalışmalar.
• Bebeğin anne veya babasında doğumsal kalp hastalığı olması
• Annenin önceki gebeliğinde bebeğin doğumsal kalp hastalığı nedeniyle kaybı
• Annenin gebeliği sırasında ilaç kullanması
• Gebelikte radyasyona maruz kalınması (yoğun x ışını, CT ve tomografi)
• Anne karnında geçirilen enfeksiyonlar
• Tüp bebek yöntemleriyle elde edilen gebelikler
• Kromozom anormallikleri
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?