Alerji aşısı tedavisinin yüz yılı aşkın süredir alerjik hastalıklarda uygulandığını söyleyen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, İmmünoterapi Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Zülfikar Akelma, bunun hastalığın doğal seyrini etkileyen tek tedavi olduğunu belirtti. Alerji aşısının kişiye alerjik olduğu maddeden planlanmış aralıklarla ve dozlarda verilmesi şeklinde uygulandığını söyleyen Doç. Dr. Akelma, alerjinin birçok türünde aşı tedavisinin yapılabildiğini kaydetti. Medikal Akademi Ankara temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Zülfikar Akelma, aşı tedavisinin uygun hastalarda olumlu sonuç verdiğini ve yaşam kalitesinde belirgin bir düzelme sağladığını vurguladı.
Doç. Dr. Akelma: Alerji aşısı tedavisi olarak bilinen alerjen immünoterapisi; alerjik yapıdaki maddelere karşı reaksiyon gösteren ve alerjisi tespit edilen kişilere, belirlenmiş konsantrasyondaki alerjenin planlanmış aralıklarda ve dozlarda koldan cilt altına iğne veya ağız yolu ile dil altına verilen bir tedavi yöntemidir. Alerjen immünoterapisi 100 yılı aşkın süredir uygulanıyor, hastalık seyrini değiştirebilen tek tedavi seçeneği olarak bilinmektedir.
Alerji aşısı nedir? Kimlere yapılabilir? Faydaları ve yan etkileri
Doç. Dr. Akelma: Alerjik hastalığı olan kişilerde, şikayetlerin nedeni olarak saptanan alerjenler içinde çeşitli seçimler yapılarak aşı tedavisi uygulanabilmektedir. Çoğunlukla çayır, ot, ağaç polenleri, arı ve ev tozu akarları başta olmak üzere, kedi, köpek tüyü, küf mantarları, lateks, bazı besinler ile gelişen alerjik hastalıklarda uygulanmaktadır.
Doç. Dr. Akelma: Çocukluk çağında aşı tedavisi beş yaşından itibaren uygulanabilir. Aile çocuğun düzenli olarak iğne ya da hap tedavisi alacağı hakkında bilgilendirilmelidir. Çocuk ve ailenin uyumu oldukça önem taşımaktadır. Erişkinlerde genel olarak yaş sınırlaması yoktur, bütün yaşlarda yapılabilir. Ancak hayatı tehdit eden ağır astım, kalp ve kanser hastalarına yapılmamalıdır.
Doç. Dr. Akelma: Alerji aşısı yapılması planlanan kişiler doğru seçilmelidir. Arı zehrine bağlı ölümcül alerjik reaksiyon geçiren hastalar, saman nezlesi/göz alerjisi olarak adlandırılan ilaç tedavisi ve koruyucu önlemlerle yakınmaların kontrol altına alınamadığı alerjik rinit/konjonktivit hastaları ve ağır klinikte olmayan astım hastaları başlıca alerji aşısı adayları olabilir. Hastanın uzun süreli ilaç tedavisi almak istememesi, ilaçlara bağlı yan etki gelişmesi durumunda da hastalar aşı tedavisi açısından değerlendirilebilmektedir. Bu konuda önemli olan nokta, kişilerin mutlaka alerji uzmanları tarafınca değerlendirilmesi ve doktorun tanı, alerjik durumunun kliniğe yansıması ve fayda görme potansiyeli gibi faktörleri dikkate alarak uygun bir aşı içeriği ile tedaviyi planlayıp idame etmesidir.
Doç. Dr. Akelma: Alerjen immünoterapisi alerjik hastalığın doğal gidişini değiştirebilen tek tedavi yöntemidir. Aşı tedavisine yanıt kişiden kişiye kesinlikle farklılık gösterebilmektedir. Tedaviden yeterli yanıt alınamayan durumlarda tedavide değişiklik veya sonlandırılma gerekebilir. Gerekli görülen alerji deri testi ve kan testlerinin tekrarlanması ve yeniden değerlendirme yapılması nedeniyle hastaların alerji kliniklerinde düzenli takibi zorunludur.
Alerji testi nedir, nasıl yapılır? Alerji testinin yan etkileri nelerdir?
Doç. Dr. Akelma: Kişiden kişiye değişen bir durum olmakla beraber uygun şekilde seçilen ve tedavi verilen hastalarda yakınmalar yıllar içinde azalmaktadır. Kişinin mevcut şikayetleri tamamen gerileyip kullandığı ilaçlara ihtiyaç duymayacak duruma gelmesi hedeflenmektedir. Bazı hastalarda da alerjisine bağlı olarak mevsimsel geçişlerde ya da tüm yıl boyunca daha az ilaç kullanma gereksinimi olabilir.
Doç. Dr. Akelma: Alerji aşılarının etkili olabilmesi için gerekli en düşük doza ulaşılması gerekir. Başlangıçta hazırlık dozları olarak ifade ettiğimiz konsantrasyon ile başlanıp, kademeli bir şekilde doz artışı ile devamlı olarak devam edilecek olan doza ulaşıyoruz. Çocuk ve erişkinlerdeki doz uygulaması standart olarak aynıdır.
Ancak hasta bazında aşı sonrası gelişecek alerjik reaksiyonlara göre daha düşük doz ile devamlı tedavi yapılabilir. Çocuk hastalarda haftalık olarak başlanıp aylık olarak devam eden cilt altına iğne ile uygulanan aşılar, seçilmiş kişilerde ağızdan dilaltı tablet olarak alınan çimen alerjisi aşısı uygulanabilmektedir. Yüksek riskte besine bağlı alerjik reaksiyonu olan çocuklarda ağızdan besin immünoterapisi de bir tedavi seçeneğidir.
Doç. Dr. Akelma: Uygulanacak aşı içeriğine göre tedavi planı yapılır. Özellikle polen aşısı için zamanlama önemlidir. Bahar mevsiminden önce hazırlık aşamasının tamamlanması hedeflenir. Bu nedenle yaz sezonu sonrası, sonbaharda başlanması uygun olur. Polen mevsimi başlamadan önce tamamlanmak üzere her yıl mevsim öncesi ya da tüm yıl boyunca uygulanan yöntemler mevcuttur. Ev tozu akarları, arı venom ve kedi tüyü aşılarında özel bir zaman dilimi aranmaz.
Alerji nedir, kimlerde görülür? Belirtileri, testi ve tedavisi
Doç. Dr. Akelma: Alerji aşıları cilt altına iğne, dilaltı tablet, damla, ağızdan duyarlı olunan besinin alımı şeklinde uygulanan formları mevcuttur. Aşının içeriğine göre uygulama seçenekleri farklılık göstermektedir. Ayrıca pratikte uygulamaya henüz geçmemiş olan lenf bezi içine, burna ve cilt üzerine yapılan aşı uygulama şekilleri mevcuttur.
Doç. Dr. Akelma: Yapılan çalışmalarda cilt altı ve dilaltı alerji aşılarının birbirine yakın etki gösterdiği sunulmuştur. Cilt altı aşı uygulanan hastalar yakınma ve tedavi açısından düzenli olarak kontrol edilebilme şansına sahip olmaktadır. Dilaltı aşı ise ilk uygulama sonrası hastanın tedaviye evde devam etmesi nedeniyle kolaylık sağlamaktadır.
Doç. Dr. Akelma: Aşı sonrası bazı yan etkiler görülebilir. Çoğunluk hafif yan etkiler olarak; aşı yapılan yerde kızarıklık, şişlik, kaşıntı görülebilmektedir. Nadiren daha ağır alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Bu nedenle cilt altı iğne aşılarının alerji uzmanı tarafından, müdahaleye uygun sağlık koşullarında yapılması ve hastanın alerjjk reaksiyonlar açısından izlenmesi gerekir. Dilaltı damla veya tablet olarak kullanılan aşılarda yan etkiler çok daha az görülmektedir. Ağız içi mukozasında lokal reaksiyonlar görülebilmektedir. Bu nedenle polen-besin sendromu tanısı olan hastalarda dilaltı kullanım önerilmemektedir.
Doç. Dr. Akelma: Öncellikle alerji aşıları yapılan merkezde hastanın aşıdan sonra en az bir saat izlenmesi olası gelişecek reaksiyonları doğru tanıma ve hızlı müdahale etme imkanı sağlayacaktır. Hastane dışında gelişecek reaksiyonlarda, hasta veya ebeveyn olası alerjik reaksiyonlar açısından bilgilendirilmelidir. Hekimin acil durumlar için önerdiği alerji ilaçları verilerek en yakın acil servise başvurulmalıdır.
Doç. Dr. Akelma: Öncellikle alerji aşısı yapılacak hastanın doğru belirlenmesi ve aşı planının uygun şekilde yapılması şarttır. Çocuk veya erişkin alerji uzmanları tarafından bu işlemler yapılmalıdır. Aşının uygun şekilde uygulanması ve olası yan etkilerin tanınması ve hızlı müdahale edilebilmesi için bu konuda eğitimli hemşire ve doktor eşliğinde uygulanmalıdır. Olası alerjik reaksiyonda tedaviye uygun koşulları oluşturulmuş bir merkezde uygulanabilir.
Doç. Dr. Akelma: Belli grup hastalarda aşı tedavisi uygulanmaz. Astım şikayetleri kontrol altında olmayanlara, kronik hastalığı olanlara (bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar, kanser, kalp-damar hastalığı), gebelere ve 5 yaş altı çocuklara aşı tedavisi başlanmaz. Özellikle kalp damar sistemine yönelik ilaçlar kullananlarda hekim kar-zarar dengesine göre aşı tedavisine karar verebilmektedir.
Doç. Dr. Akelma: Aşı yapılan hastalarda yaşam kalitesinde belirgin düzelme görülmektedir. Hastanın yakınmalarının ve ilaç kullanımının azalması ile psikolojik ve sosyal faktörlerde olumlu etkiler gözlenmektedir. Kişinin yaşam kalitesini artırabilmekte, hasta iş/okul yaşamında daha aktif rol alabilmektedir.
Doç. Dr. Akelma: Aşı tedavisi yapıldığı dönemde şikayetlerde belirgin gerileme olmasına rağmen, aşı tedavisi tamamlandıktan sonra kısmen tekrarlama görülebilmektedir. Ancak hastalığın ağırlaşmasının engellemesi gibi uzun dönem etkiler devam etmektedir.
Doç. Dr. Akelma: Aşı tedavisi olan hastaların da belli periyotlarda doktor kontrollerine devam etmesi gerekir. Bu kontrollerde hastanın ihtiyaç duyacağı tedaviler düzenlenir. Aşı tedavisi olan kişi artık ilaca ihtiyacının kalmayacağı düşüncesine kapılmamalı, hekimin tedavi planına uyum göstermelidir. Aşı tedavisini aynı alerjen ile tekrarlamaktan ziyade zaman içerisinde gelişen yeni alerjilere yönelik yeni aşı tedavileri açısından hastanın değerlendirilmesi uygun olur.
Doç. Dr. Akelma: Genel olarak aşı tedavisi 3-5 yıl sürer. Hasta ile iyi bir iletişim içinde ihtiyacına göre tedavi süresi düzenlenir.
Doç. Dr. Akelma: Dilaltı uygulanan aşı tedavilerinde evde uygulama söz konusu olduğu için önemli oranda uyum eksikliği görüyoruz. Ancak daha yaygın uygulanan bir aşı metodu olan cilt altı alerji aşılarında hasta uyumu oldukça iyidir.
Doç. Dr. Akelma: Alerji aşısının tedavi kararında aileye belirtilmesi gereken azımsanmayacak bir maliyeti mevcuttur. Aşı ürünleri tamamen ithal olduğundan döviz kurundan etkilenmektedir. Cilt altı aşı tedavileri alerji uzmanlarınca raporlanıp başlandığında geriye yönelik olarak ödenen miktarın %80’i SGK tarafından kişiye geri ödenmektedir. Ancak dilaltı yolu ile uygulanan aşılarda geri ödeme söz konusu değildir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?