Sağlık sektöründe başlayan dijitalleşmenin salgın döneminde başta uzaktan erişim teknolojileri olmak üzere pek çok alanda hızlandığını söyleyen Dijital Sağlık ve Biyoinformatik Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet İlker Tekkeşin, bu durumun ezber bozan değişikliklere yol açtığını belirtti. Düzenledikleri ‘Dijitalist 2021 Kongresi’ ile sağlık sektöründeki dijital dönüşüme dikkat çekmek istediklerini dile getiren Doç. Dr. Tekkeşin, İstanbul’da 4-5 Haziran 2021 günleri arasında yapılan Dijitalist Kongresine ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Dernek olarak ülkemizde de tüm hızıyla başlayan ve devam eden bu değişimin nabzını tutmak, gerekli ön adımları başlatmak ve daha verimli bir dijital sağlık ekosistemi oluşturmak amacını taşıyoruz. Kongrede ilk defa hekimlerle dijital paydaşları bir araya getirdik.”
Doç. Dr. Tekkeşin, Dernek olarak uzun vadeli hedefleri arasında, Türkiye’de de sağlık çalışanları ile teknoloji firmalarının birlikte çalışarak sayısal teknolojilere dayalı ürünlerin geliştirilmesine katkı vermek olduğunu bildirdi.
Kongrede ele alınan konulardan birinin Covid-19 salgınının etkisi olduğunu belirten Doç. Dr. Tekkeşin, salgının sayısallaşmanın önemini ortaya koyduğunu, salgın öncesi yavaş gelişen bu alanın birden ciddileştiğini ve uzaktan hasta takip sisteminin sağlık sisteminin bir parçası haline geldiğini vurguladı.
Başta yaşlılar olmak üzere evde sağlık hizmeti verilmesi gereken kişilerin hayatını kolaylaştıran bir uygulama olarak nitelediği uzaktan hasta takibinin poliklinik hizmetlerinin parçası haline geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Tekkeşin, “Bugünün dijitalleşen dünyasında hastalarımızla uzaktan muayene şeklinde kendileriyle iletişim kurarak poliklinik yapmaktayız. Uzaktan muayenede sadece konuşarak ve görerek değil başka şeylere de ihtiyaç duyulduğunu ve teknolojinin bunu araştırdığını biliyoruz. Covid-19 pandemi sürecinin bitmesi uzaktan sağlık sistemini sona erdirmeyecek ve hayatımıza entegre olacaktır. Yakın gelecekte başka şehirlerde hatta ülkelerdeki hastalarımızı belki de muayene ederek ameliyat edebileceğiz” diye konuştu.
Adımsayar, uyku ve bazı sağlıkla ilgili bilgiler sağlayan akıllı saatler gibi ürünlerle başlayan giyilebilir sağlık ürünlerinin giderek artan bir ivmeyle insan hayatına girdiğini hatırlatan Doç. Dr. Tekkeşin, toplanan verilerin “kanıta dayalı” olmadığını, bu nedenle henüz geleneksel tetkik ve tedavilerin yerine geçmediğini kaydetti.
Buna karşılık, biyosensörlerle veri toplanacağı bir dönemin geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Tekkeşin, “Gelecekte bizleri biyosensörler bekliyor. Vücudumuz sürekli veri oluşturuyor salgıladığımız kokular, nefes verdiğimizde ortaya çıkan bileşenler gibi bunların hepsi aslında birer veri. Büyük verilerin ve yapay zekanın bir araya gelmesiyle ve gelişmesiyle beraber bunlar doğru bir şekilde toplanacak ve buradan kişiselleştirilmiş tıp ve tedaviye ulaşabileceğiz” dedi.
Bu alanda çeşitli ürünler üzerinde çalışıldığının kamuoyuna yansıdığını, kalp krizi geçirdikten sonra giydirilebilir şoklama cihazları üzerine bir çalışma olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Tekkeşin, diyabet hastalarının önemli sorunlarından olan ayak yaralarını önlemek için sayısal teknoloji kullanılarak kişiye özel ergonomik ayakkabı geliştirilebildiğini bir başka örnek olarak sundu.
Robot teknolojileri ile yapay zeka olarak nitelenen yüksek kapasiteli algoritmaların sağlık alanında kullanımına yönelik girişimler olduğuna değinen Doç. Dr. Tekkeşin, insani yaklaşımlar açısından hemşire, hekim gibi sağlık çalışanlarının ana unsur olmaya devam edeceğini ancak insanların yapamadığı çok sayıda hesaplamayı algoritmaların çok hızlı ve daha doğru yapabildiğini ifade etti.
Dijital Sağlık Teknolojileri Forumu: 8 – Yataksız Hastane ve Sağlıkta Dönüşüm 2.0
Doç. Dr. Tekkeşin, “Robotlardan insani duygulara sahip olmadığı için bir hemşirenin yerini tutmasını bekleyemeyiz. Hastaya ahlaki ve vicdani duygularla yaklaşmak robotun yapabileceği bir iş değil. İnsani duyguların ön planda olduğu meslekler hala robota karşı üstün olduğumuzu gösteriyor. Alışık olduğumuz eğitim sistemini modifiye edip, insanların robotlardan üstün olduğu alanlarda daha fazla kişiye eğitim verilmesini öneriyoruz” dedi.
Kongrede, hastaların ve hekimlerin, sağlık çalışanlarının sosyal medya kullanımının da gündeme geldiğini belirten Doç. Dr. Tekkeşin, sosyal medya ya da genel olarak medya ortamında paylaşılabilecek bilgiler, kişisel haklar vb. yönden uyarılarda bulunduklarını kaydetti.
Doç. Dr. Tekkeşin, doktorların farkında olmadan bilgi amaçlı hasta görüntülerini yayınlayabildiğini, iyi niyetli olsa da yasal ihlaller yapabildiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Hasta ve hekim için manipülasyona çok açık olan bu mecrada profesyonel yardım alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bizler de kongremizde hem ajansları hem de sosyal medyayı aktif olarak kullanan hekimleri bir araya getirmeye çalıştık.
Bu konuda yasal yükümlülüklere de dikkat edilmesi gerekiyor. Bazı branşlardan birçok hekim hastanın vücudunu sosyal medya hesaplarından paylaşabiliyor ki mutlaka etik değerler açısından izin alınması gerekli. Hastaların da dikkat etmesi gereken noktalar bulunuyor. Bu mecranın sosyal medya olduğunu unutmamaları gerekir. Muayene yapılmayan bir alanda öneri de alınmaması gerektiğini belirtmek isteriz. Bilgi kirliliğinin çok fazla olabildiği sosyal medyada, edindikleri önerilerle hareket etmemelerini mutlaka hekimlerine danışmalarını tavsiye ediyoruz.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?