Damar yapısının bozulması sonucu diyabetik retinopatili kişilerde damar içerisindeki kanın sıvı kısmı dışarı sızabilir. Hastalık ilerledikçe, retina yüzeyinde anormal yeni damar oluşumları meydana gelir. Diyabetik retinopatisi olan hastaların başlangıçta görme fonksiyonlarında bazı değişiklikler ortaya çıkar görme kaybına kadar gidebilecek ciddi retina problemleri oluşmaya başlar. Diyabetik retinopati genellikle iki gözü birlikte etkiler.
Diyabetik Retinopati erken evrelerinde belirti vermeyen, sinsi bir hastalıktır. İlk evrelerde hastalardan herhangi bir şikayet olmaz. Ayrıca ağrı da yoktur. Bu nedenle diyabetli hastaların göz sağlıklarını korumak için herhangi bir belirtiyi beklemeden düzenli olarak göz kontrollerini yaptırmasını tavsiye eden Prof. Dr. Sinan Tatlıpınar, “Yılda en az bir kere genişletilmiş göz bebeğinden detaylı bir gözdibi muayenesi yaptırılmalıdır” diyor.
Diyabetik retinopati açısından kimlerin risk altında olduğu konusunda ise Dr. Tatlıpınar şunları söylüyor: “Gerek tip I gerekse tip II diyabeti olan tüm insanlar için risk vardır. Bu nedenle diyabeti olan herkesin en azından yılda bir kere genişletilmiş göz bebeğinden kapsamlı bir fundus (gözdibi) muayenesi yaptırmasında fayda vardır. Ayrıca kişi ne kadar uzun süredir diyabetli ise bu kişide Diyabetik Retinopati gelişme riski o kadar fazladır.
Diyabet hastalarının yaklaşık olarak %40-45’inde herhangi bir evrede Diyabetik Retinopati görülmektedir. Diyabetik retinopatisi olan bir hastaya doktoru tarafından hastalığın ilerlemesinden korunmak amacı ile tedavi önerilebilir. Gebelik esnasında Diyabetik Retinopati, diyabetli gebe için problem olabilmektedir. Görmenin korunabilmesi için tüm diyabetik gebelerin mümkün olan en kısa sürede detaylı bir göz dibi muayenesi yaptırmasında fayda vardır.”
“Diyabetik Retinopati’nin ilerlemesinden kaçınmak için şeker hastalarının kan şekeri, kan kolesterolü ve kan basıncı düzeylerini kontrol altında tutulmalarında fayda vardır. Retinada yeni damarların oluştuğu evre olan Proliferatif Retinopati Lazer ile tedavi edilir. Lazer tedavisinde amaç, anormal kan damarlarının kapatılmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca görme merkezinde sıvı toplanması (makula ödemi) için de lazer veya göz içi enjeksiyon tedavileri uygulanmaktadır. Eğer gözün içinde çok fazla kanama varsa görmenin tekrar düzeltilebilmesi için Vitrektomi Ameliyatı uygulamak gerekebilir. Eğer her iki gözün de ameliyat olması gerekiyorsa öncelikle bir göz ameliyat edilir. Birkaç hafta sonra diğer göze ameliyat uygulanır.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?