Diyabetik Retinopati (DR), diyabetle ilişkili en sık görülen göz rahatsızlığı olup 20-74 yaş aralığında çalışan yetişkinlerde körlüğün en önemli sebebidir. Diyabetik Makuler Ödeme bağlı görme bozukluğu ise diyabetik retinopatisi olan hasta alt grubunda gelişen diyabetin oftalmolojik bir komplikasyonudur; görme bozukluğuna ve tedavi edilmediği takdirde körlüğe yol açmaktadır.
Diyabetik retinopati diyabetin şiddeti ve süresi ile ilişkilidir ve >20 yıldır diyabetli olan hastalarda eninde sonunda retinopati meydana gelecektir. Dünya Sağlık Örgütü, DR’nin dünya çapında 1.8 milyon körlük vakasına karşılık geldiğini tahmin etmektedir. Diyabeti olan hastaların %1-3’ünde DMÖ’ye bağlı görme bozukluğu olduğu bilinmektedir.
DMÖ özellikle üretken çağdaki insanlarda görüldüğünden hem bireyin kendisi hem de toplum açısından büyük bir yüke neden olmaktadır. DMÖ eğer tedavi edilmezse hastaların %50’inde 2 yıl içinde görme keskinliğinde 10 harf (2 sıra) kayıp ortaya çıkar. Bu 10 harf kayıp hastanın araba kullanmasında, bağımsız hareket etmesinde, yakını görmede (gazete okuma, yemek pişirme) çok büyük zorluklara neden olmakta, hasta başkalarının yardımına ihtiyaç duymaktadır. Diyabetik hastalarda görme bozukluğu ve körlüğe neden olabilen DMÖ hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde bozar ve hem hastalığın kendisi hem de diyabetle başa çıkma olasılığını azaltır.
VEGF-Anın (özellikle VEGF-A 165 izoformu) DMÖ patolojisindeki en önemli rollerden birine sahip olduğu gösterilmiştir. Yeni damar oluşumunun yanısıra VEGF damar geçirgenliğinin artmasına da neden olur.
Hastalığın seyri içinde, DMÖ’nün görmeye etkisinin ilerlemesi hastanın fonksiyonlarında ve yaşam kalitesindeki değişikliklere neden olur. En erken bulgulardan biri gece görmenin zayıflaması (karanlık adaptasyonu) ve parlak ışıklara maruz kaldıktan sonra eski görmeye kavuşmanın uzun sürmesidir (fotostres). Hasta uçuşan cisimler görebilir; bunlar göz küresi hareket ettikçe görme alanında „uçuşuyor‟ gibi görülen küçük lekeciklerdir. Makula hastalıktan etkilendiğinde, görme bulanıklaşır. Sonunda santral görmede kontrast ve keskinlik kaybı meydana gelir. İlerlemiş hastalıkta görme kaybedilir ve hatta ağrı da olabilir.
Yukarıdaki bulgulara sahip hastalarda tanıyı kesinleştirmek için muayene, optik koherens tomografi ve floresein anjiografi kullanılır. Ayrıca diyabeti olan her hastanın göz bulgusu olsun ya da olmasın göz doktorları tarafından düzenli takip edilmesi gereklidir.
Diyabetle ilişkili risk faktörlerinin değiştirilmesine yönelik temel stratejilerin farkında olmak önemlidir. Bu stratejiler kan glukoz düzeylerinin, kan basıncının, serum lipidlerinin, kalp ve böbrek fonksiyonlarının mümkün olduğunca normal parametreler dahilinde tutulmasını amaçlarlar. Bunun yanı sıra, düzenli egzersiz, sigaradan uzak durma ve sağlıklı bir kiloda kalma ile pek çok risk faktörü değiştirilebilir.
DMÖ tedavisinin hastanın hedefleri şunlardır:
Bugüne dek DMÖ’de standart tedavi kabul edilen laser fotokoagülasyon azalmış görme keskinliğini stabilize etmekte ancak iyileştirmemektedir.
DMÖ’ye bağlı görme bozukluğunda bir anti VEGF olan ranibizumab yapılan çalışmalarda görmede kazanım sağladığı kanıtlanmış, etkin ve güvenli bir tedavidir ve ülkemizde de bu hastalıkta ruhsatlandırılmıştır.
Kaynak:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?