Yüksek şeker gözde olduğu gibi beyinde de ince damarlarda beslenme bozukluğuna yol açıyor. Hangi damarda sorun yaparsa o damarın beslediği sinir aç kalır. Bunun sonucunda göz kapağı düşüklüğü, gözü içe, dışa, yukarı ve aşağı hareket ettirememe buna bağlı çift görme veya göz kapağını kapatamama ve gülümseyememeye yol açabilir.
Diyabette kan şekeri kontrolü göz sağlığı için hayati öneme sahip!
Küçük damarların hastalığı olan Diyabetin en önemli komplikasyonu, gözün ışığı algılamasını sağlayan retina sinir tabakasının kan damarlarında yaptığı değişikliklerdir. Şeker hastalığında damar çeperleri tıkandığı için yer yer göz içinde kanamalar meydana gelir. Kanamanın emilmesi de göz içinde o bölgelerde kabarma ve büzüşmelere neden olur. Göz içinde bazı bölgelerde beslenme bozulur. Böylece retina beyne bozulmuş görüntüler gönderir. Kansız kalan bölgelerde ise, hücrelerin fonksiyonları zayıflar.
Diyabetik retinopati? denilen bu hastalığa zamanında müdahale edilmezse körlüğe kadar ilerleyebilir. Ancak hastalık yavaş yavaş ilerler. Önce retinada tıkanmalar başlar. Daha sonra birbirini takip ederek büyür. Ayrıca, göz tansiyonu ile görme sinirini etkileyebilir ve göz kaslarında felçlere yol açarak göz kaymasına yol açabilir. Bunun yanı sıra, şeker hastalarında tedavi sırasında katarakt riski ortaya çıkabilmektedir. 15 yıllık diyabeti olan hastada retinopati gelişme riski yüzde 80’dir. Tedavi edilmeyen diyabet hastalarının, normal bir insana göre 25 kat daha fazla körlük riski bulunmaktadır.
Henüz damar çeperlerinin yeni bozulduğu dönemde eğer kan şekeri kontrol altına alınabilirse her şey eskisi gibi normale dönebildiğini ifade eden Doğan, eğer göz arkasında kanamalar sıklıkla başlamışsa müdehalenin gerekeceğini belirtti. Doğan, Beslenemeyen yeni damarların gelişmemesi için erken müdehale şart. Çünkü beslenemeyen alanlardan salgılanan bazı faktörler yeni küçük damarların oluşmasına yol açar. Bu da normal retina damarından farklı olup kolay kanama eğilimindedir.
Göz içindeki bu kanamalar, retinada bir çok tahribatı beraberinde getirir. Eğer kanamalar, çekintiler, büzüşmeler had safhada ise, gözün içinde her şey savaş alanına girmişse o zaman müdahale yapmak gerekiyor. Göz içindeki jel kıvamındaki madde alınıp tazesiyle değiştirilmektedir. İşlem sırasında kanamalar durdurularak örümcek ağı gibi çekintileri kesip temizlemek gerekebilir. Hastalık evresinde işin bu raddeye gelmemesi tedavi açısından daha iyi olmaktadır. Eğer yeni damarlar zamanında durdurulmamışsa ve göz içi basıncı yükselmişse buna yönelik damla ya da ameliyat tedavisi de gerekebilir. Gözde sadece katarakt varsa, tedavisi en kolay olan müdahaledir’ diye açıkladı.
Doğan, sık çıkan arpacıklar ve kirpik dibi iltihapları henüz fark edilmemiş bir şeker hastalığının ilk belirtileri olabileceğine dikkat çekti. Göz içindeki değişiklikleri saptamak için gözbebeğinin damlalarla büyütülmesinin ardından, göz içine teleskop gibi özel ışıklı büyüteçlerle bakılacağını belirtti. Şeker hastası olanlarda göz bebeğini büyüten damlaların etkisi biraz geç görülebileceğini Dolaşım bozukluklarını saptamak için kol damarlarından boyalı bir ilaç verilerek göz filmi dediğimiz göz anjiyosunun çekilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
İnsülin kullananların şeker hastalığı tespit edildikten sonra beş yıla kadar yılda bir, beş yıldan sonra her altı ayda bir muayene olması göz sorunları teşhisi için çok önemlidir. İnsülin kullanmayanların ise şeker hastalığı saptandıktan sonra on yıla kadar yılda bir, on yıldan sonra her altı ayda bir muayene olması gerekir. Hastalığın süresi uzadıkça gözde hasar yapma riski de artar. İyi kontrol edilmemiş hastalar yüksek risk taşır.
Katarakt nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Diyabete bağlı şeker hastalığında erken teşhis ve tedavinin önemini önemlidir. Genel olarak vücutta ölen hücreler hiçbir şekilide diriltilemez ve bu şekilde hiçbir kayıplar geri getirilemez. Bu hastalıkta asıl tedavi diyabete bağlı olarak gözde hasar gelişmesini önlemektir. Hasar geliştikten sonra sadece bu hasarı durdurmaya, geriletmeye yönelik tedaviler yapılabilir, ancak giden geri gelmez. Çünkü göz kansızlığa tahammül edemez. Tedavi edilmeyen ve ilerleyen kayıp geri dönemez ve körlükle sonuçlanabilmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?