Disleksi, okuma, heceleme ve yazma becerilerinde meydana gelen nörogenetik bir sorundur. Zekayla ilgili değildir, beynin bilgiyi işleme yollarındaki farklılıklardan kaynaklanır. Çoğunlukla çocukluk çağında teşhis edilir. Okula başlayan çocukların okuma güçlüğü çekmesi ile anlaşılır. ‘Dahilerin Hastalığı’ olarak da bilinen disleksinin öğrenmeye engel birkaç türü vardır. Disleksi olan çocuklar yeterince zeki ve öğrenmeye motive olsalar bile okuma güçlüğü çekerler. Disleksi yaşam boyu süren bir sorundur ve tedavisi yoktur. Ancak erken teşhis ve doğru özel eğitim yaklaşımı dislektik kişilerin hayatını kolaylaştırabilir.
İçindekiler
Disleksi, okuma güçlüğü ile karekterize olan bir öğrenme güçlüğü sorunudur. Bu sorunu yaşayan çocuklarda zeka geriliği yoktur. Çoğu, ortalama ya da ortalamanın üstünde bir zekâya sahiptirler. Tarihte disleksi sorunu yaşayan pek çok başarılı bilim insanı, sanatçı ve yazar vardır. Tanınmış bazı ünlü disleksililer arasında, Albert Einstein, Steven Spielberg, Leonardo da Vinci, Pablo Picasso bulunmaktadır.
Araştırmalar, disleksinin, beynin bilgi işleme biçiminden dolayı gerçekleştiğini göstermiştir. Genetik eğilimi olduğu düşünülmektedir. Modern görüntüleme yöntemleri ile yapılan beyin taramalarında, disleksi olan insanların okuduklarında diğer insanlara kıyasla beynin farklı bölümlerini kullandıkları saptanmıştır. Disleksik insanlarda harf ve sayıları tersine çevirme veya kelimeleri tersten okuma durumları görülebilir.
Disleksideki asıl sorun, konuşmanın temel sesleri olan (örneğin, “bat” daki “b” sesi) fonemlerde sorun oluşmasıdır. Dislektik çocuklar ses ile harf simgesi arasında bağlantı kurmakta ve sesleri sözlere dönüştürmekte sorun yaşarlar.
Kelimenin anlamı çoğu zaman kaybolur, okuma ve anlama zayıftır. Disleksi bir dil işleme bozukluğudur, bu nedenle disleksisi olan kişiler kendilerini yazılı ve sözlü ifade ederken de zorlanırlar. Bu sıkıntıların şiddeti kişiden kişiye değişebilir.
Otizm nedir? Neden olur? Otizmin tipik belirtileri nelerdir?
Disleksi tanısı çoğunlukla çocukluk ya da ergenlik döneminde konur. Ancak eğer bir beyin hasarı sonucu disleksi meydana geldiyse teşhis daha da gecikebilir. Disleksi teşhisi kişiye özel eğitim hizmeti ve destek sunulabilmesi için önemlidir. Teşhis için bütünsel bir yaklaşım vardır ve pek çok faktör göz önünde bulundurulur. Örneğin;
Klinefelter Sendromu nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi
Disleksinin ilk belirtileri, çocukların ilk sesleri çıkarmayı öğrendiklerinde 1-2 yaş civarında ortaya çıkar. İlk kelimelerini 2 yaşına kadar söyleyemeyen çocuklarda disleksiden şüphelenebiliriz. Ancak bu her çocuk için geçerli değildir. Bazen çocuklarda geç konuşmanın farklı sebepleri olabilir.
5-6 yaş civarında, çocuklar okumayı öğrenmeye başladıklarında, okuma güçlüğü ile birlikte disleksi semptomları daha belirgin hale gelir. İlkokul ve ortaokul yaşlarında genellikle ilk disleksi tanısını çocuktaki okuma, okuduğunu anlama, yazma ve kendini ifade zorluklarını gözlemleyen öğretmen koyar. Eğer disleksisi olan çocuğa gerekli destek sunulmazsa lise ve üniversite eğitim hayatında akademik zorluklar yaşayabilir.
Okuma güçlüğü, özellikle çocuklarda disleksinin ayırt edici özelliğidir Yetişkinler de okumaktan pek keyif almazlar ve okuma ile ilgili aktivitelerden uzak durmayı tercih ederler. Ancak çoğu disleksik yetişkin okuma güçlüklerini gidermek için stratejiler geliştirmiştir. Mail yazmak ya da proje hazırlamak gibi yazılı faaliyetlerde zorlandıkları için, iş ortamlarında performans düşüklüğü yaşayabilirler. Disleksisi olan yetişkinler, duydukları veya okudukları hikâyenin özetini oluşturamazlar. Şakalar ve deyimleri anlamakta zorluk çekebilirler. Bu da sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyebilir.
Çölyak hastalığı nedir? Nedenleri, belirtileri, testi ve tedavisi
Disleksi yaşam boyu süren ve özel eğitim yaklaşımı gerektiren bir sorundur, tedavisi yoktur. Ancak günlük hayatı kolaylaştırabilecek pek çok yaklaşım vardır. Uygun yaklaşımın belirlenmesinde erken teşhis çok önemlidir. Erken müdahale her zaman iyi sonuç verir. Anaokulunda veya birinci sınıfta destek alan çocuklar genellikle ilkokul ve lisede başarılı olacak kadar gelişebilirler.
Çocukluk çağında teşhis edilen dislekside öncelikle öğretmenlerin çocuk için uygun eğitim programı geliştirebilmesi için psikolojik testler uygulanır. Eğer çocukta ileri düzeyde okuma güçlüğü varsa bir uzmanla özel okuma seansları faydalı olabilir. Eğitimde dokunma, görme ve işitme gibi çocukların duyularına hitap eden öğrenme araçlarından yararlanılabilir. Eğitim süresince hedef çocuğun aşağıdaki konularda gelişme göstermesidir:
Disleksisi olan insanlar için duygusal destek çok önemlidir. Çoğu kez diğer öğrencilere yetişemedikleri için hayal kırıklığına uğrarlar. Kendilerini aptal veya değersiz hissederler Bu nedenle psikoterapi de tedavinin önemli bir kısmıdır. Özellikle kaygı ve depresyon yaşayan çocuklar için çok faydalı olabilir. Eğer dislektik bir çocukta aynı zamanda DEHB (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) varsa psikoterapinin yanı sıra ilaç tedavisi de başlanabilir.
Çocuğun gelişiminde anne-babaya da çok büyük rol düşüyor. Eğer çocuğunuza disleksi teşhisi koyulduysa neler yapabilirsiniz?
Yetişkinlerde disleksi iş bulmayı ya da iş performansını olumsuz etkileyebilir. Ancak okuma ve yazma konusunda ek değerlendirme ve eğitim yardımı almak hedefe ulaşmayı kolaylaştırabilir. Disleksi olan bir kişi doğru yaklaşımla başarılı olabilir. Disleksi olan birçok insan yaratıcı ve zekidir. Matematik, bilim, sanat ve hatta edebiyat alanında başarılı olabilirler.
Eğer dislektik öğrencilerle çalışıyorsanız öncelikle kapsayıcı, destekleyici ve öğrencilerin kendilerini değerli hissettiği bir eğitim ortamı yaratmanız gerekecektir. Bunun için aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?