Adet gecikmesi, karında ağrı oluşması, anormal ve kirli kahverengi bir kanama meydana gelmesi gibi belirtilerle ortaya çıkan dış gebelik özellikle son 20 yılda giderek artmaktadır. Normal koşullarda gebelik embriyonun rahim tabakasının içinde ve arka duvara yerleşmesiyle oluşur. Dış gebelikte ise, durum tam tersidir. Emriyo rahim içine değil, rahmin dışında farklı bir bölgeye yerleşiyor. Döllenme tüplerde gerçekleşir, sonra döllenmiş embriyon rahme doğru yol alır. Embriyonun yaptığı bu yolculuk bir yerde kesilirse dış gebelik gelişir.
• Yardımla üreme yöntemlerinin özellikle de tüp bebek işlemlerinin artması.
• Cinsel temasla bulaşan hastalıkların artması ve buna bağlı olarak tüplerin yapısının zarar görmesi.
• Erken tanıya olanak sağlayan vajinal ultrasonografinin ve kanda gebelik hormonunun kullanımıyla, dış gebelik tanısının daha kolay ve doğru konması.
Dış gebeliklerin %98’i tüplere yerleşiyor. Bunun dışında yumurtalık, karın zarı ve karın içindeki diğer organlarda da dış gebelik gelişebiliyor. Her 100 gebeliğe karşı bir dış gebelik oluştuğunu söyleyen Dr. Cem Öncüloğlu, dış gebelik geçiren bir kadının tekrar dış gebelik geçirme riskinin yüzde 10-15 civarında olduğunu belirtiyor.
Dış gebelik erken dönemde hekime başvurulmamışsa belli bir süre fark edilemeyebilir. Bu durumda genellikle kirli kahverengi bir kanama olur. Kanama süresi ve miktarı normal adet gününden farklılık gösterir. Kanama ile beraber ya da kanama olmadan kasık ağrısı da ortaya çıkabilir. Ağrı çoğunlukla dış gebeliğin yerleştiği bölgede görülür.
• Adet gecikmesi.
• Ağrı oluşması.
• Anormal kanama meydana gelmesi.
Tüp duvarına yerleşen dış gebelik, zamanla büyüyerek tüpü yırtarak iç kanamaya neden olur. Bu iç kanama zamanında farkedilmez ve müdahale edilmezse anne ölümüne dahi neden olablir. Dış gebeliğin mutlaka dikkate alınması gerekiyor. ABD’de 90’lı yıllarda dış gebeliğe bağlı ölümlerin, anne ölümlerinin en sık nedenlerinden biri olduğu saptanmıştır.
Üreme çağındaki bir kadında ani gelişen karın ağrısı nedeni olarak dış gebelik mutlaka akılda tutulmalıdır. Son yıllarda ultrasonografinin jinekoloji pratiğinde giderek artan oranda kullanılması dış gebeliğin erken tanısını ve tedavisini kolaylaştırmıştır. Ayırıcı tanıda kadın üst genital sistemi enfeksiyonları, yumurtalık kistlerine bağlı acil durumlar ve karın içi diğer acil patolojiler (apandisit, akut idrar yolu hastalığı gibi ) düşünülmelidir.
• İleri anne yaşı.
• Sigara içilmesi.
• Anne adayının üst genital sistem enfeksiyonu geçirmesi.
• Rahim ve tüplerde enfeksiyon olması.
• Tüplerde doğuştan gelen iç yapı bozukluğu bulunması.
Erken tanı konulduğu zaman annenin üreme kapasitesinin ciddi zarar görmesini engelleyebilmek mümkün. Daha da önemlisi dış gebeliğin neden olacağı iç kanamaya bağlı anne ölümlerini engellemek mümkündür. Günümüzde erken tanı, sonografi ve kanda gebelik testinin (Beta HCG testi) yaygınlaşması sayesinde daha fazla artmıştır. Bazen tanı konulamayan durumlarda rahim içinden örnek alınması gerekebilir. Dış gebelikte erken tanı koyarsanız cerrahi yöntemlere gerek kalmadan ilaçla tedavi edebilirsiniz.
Türkiye’de 2004 yılında nüfusa göre dış gebelik görülme sıklığı yüzde 0,02’dir. Her gebenin ilk kontrolünde gebelik kesesinin rahim içinde olup olmadığı kontrol edilir. Eğer gebelik, rahim içinde görülmezse kanda BetaHCG testi ile gebelik yakın izleme alınır.
Tüp bebek tedavisinde kadınlar için yaş sınırı var mı? İdeal gebelik yaşı nedir?
BetaHCG değeri 1000-2000 mIU/ml aralığında ise gebelik kesesinin transvaginal sonografi ile rahim içinde görülmesi gereklidir. İki günde bir yapılan BetaHCG testlerinde, değerlerde yüzde 65’den fazla yükselme görülmemesi dış gebelik lehine yorumlanır. Bazen dış gebelik ile rahim içi gebelik birlikte görülebilir. Bu duruma heterotropik gebelik denir. Görülme sıklığı 3000-4000’de birdir. Özellikle tüp bebek tedavileri bu oranı artırmıştır.
Tedavide üç yöntem var. Hangi tedavi yönteminin seçileceğinde hastanın genel durumu, BetaHCG düzeyi ve dış gebeliğin ultrason boyutları gibi faktörlere göre karar verilir.
Dış gebelikte ilaç Tedavisi: Karın içi aktif kanama yoksa ve erken evre dış gebeliklerde kullanılabilir. Özellikle çocuk sahibi olmak isteyen hastalarda “methotreksat” denilen aslında bazı kanser olgularında kullanılan bir ilaç kullanılır ki, bu ilaç dış gebelik tedavisinde oldukça başarılıdır. Olgu iyi seçildiyse yüzde 80-85 başarı sağlanır, kalan yüzde 15-20 olguda cerrahi uygulama yapılır. Methotreksat tedavisi alan hastalarda Beta-HCG takibi gereklidir. Sonuç sıfıra düşene kadar izlem devam etmelidir. Bu süre 35-40 günü bulabilir. Medikal tedavi, tüplere daha az hasar verir ve doğurganlığı koruyucu etkisi yüksektir.
Birincisinde dış gebelik geçirmiş tüpün tamamının alınması (salpenjektomi ), özellikle de tüp parçalandığında bu yöntem tercih ediliyor. İkincisinde ise, tüp hasar görmediyse korunarak sadece dış gebelik materyali alınır (salpingostomi ). Bu cerrahi yöntemler son yıllarda neredeyse tamamen laparoskopik cerrahi ile yapılır.
Bekleme Tedavisi: Dış gebelik olgularının bir kısmı kendi kendine yok olabilir. Uygun hastalarda, acil durumlar hakkında çok iyi bilgilendirme yapılarak bekleme tedavisi yapılabilir. Ancak bu hastalarda BetaHCG testleri yapılarak sonuçlarının yakın izlenmesi gerekir.
Dış gebelik hikayesi olan hastaların, tekrarlama riskinden dolayı bir daha gebe kalırlarsa hemen doktora başvurmaları gerekiyor. Ayrıca BetaHCG ve ultrason takiplerinin de titizlikle yapılması gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri önem taşıyor. Rahim içi gebeliklerde olduğu gibi, dış gebelikte de eşler arasında kan uyuşmazlığı varsa daha sonraki gebeliklerde oluşacak bebeği korumak amacı ile kan uyuşmazlığı iğnesi mutlaka yapılmalıdır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?