Kafaya alınan darbeler her yaş grubu için önem teşkil etse de yaşlılar için daha fazla tehdit oluşturuyor. Çünkü darbe sonucu oluşan travmalar beyin kanamaları ile sonuçlanabiliyor. Travmaları ise tansiyon, bazı kan hastalıkları, bilinçsiz kullanılan kan sulandırıcı ilaçlar ve ilerleyen yaşla birlikte damarların tıkanması gibi sebepler tetikleyebiliyor. En fazla yaşlılarda görülen düşme ve ev kazaları da travmaların diğer önemli nedenleri arasında yer alıyor. Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Kenan Coşkun, yaşlılarda kafa travmaları hakkında bilinmesi gerekenleri ve uygulanabilecek tedavi yöntemlerini anlatıyor.
Hafif düzeyde kafa travması, ileri yaşlara ulaşmış kişilerde erken ya da geç dönem fark etmeksizin beyin kanamalarına yol açabiliyor. Ancak son yıllarda ağır kafa travmasına bağlı ölüm oranlarında belirgin bir düşüş görülmüş ve bu oran yüzde 20-30’lara kadar gerilemiştir. Yaşanan bu travmaların büyük bir bölümünü ev kazaları oluşturuyor. Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda kafa travmalarından sonra daha tedbirli olmak gerekirken, takiplerin de hastane ortamında sürdürülmesi öneriliyor. Ayrıca ciddi ya da önemsenmeyen küçük bir çarpmanın aylar sonrasında kanama (subdural hematom), unutkanlık, dengesizlik gibi bulguların ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Çocuklarda kafa travmasında ne yapmalı, nelere dikkat etmeli?
Yaşanan çarpma kafatasının altında damarların bütünlüğünün bozulmasına, böylece kanamanın oluşmasına yol açabiliyor. Bu durum da beyin üzerinde baskıya neden olabiliyor. Damarlarda tıkanıklık riski, bazı kan hastalıkları, hipertansiyon, şeker veya karaciğer hastalığı, uzun süreli alkol kullanımı ve kan sulandırıcı ilaçların alımı da kanama olasılığını yükseltebiliyor. Ayrıca çok ileri yaş unsuru ve sık sık düşmeye bağlı travmalar da kanama riskini arttıran diğer faktörlerdir.
Travmalar sonucu, konuşmada bozulma, kol ve bacaklarda güçsüzlük, denge ve yürümede güçlük, baş ağrısı, sersemlik veya uyuklama, bilinç kaybı, bulantı, kusma, bulanık veya çift görme, uyuşukluk, nöbet geçirme gibi bulgular görülebilir. Beynin sol yarısı, konuşma ve anlama merkezinin ve sağ kol ile sağ bacağın kontrolünü sağlar. Beynin sağ yarısı ise yalnızca sol kol ve sol bacağın kontrol görevini üstlenir.
Bu nedenle beynin sol yarısında yaşanan hasarlarda daha ciddi sonuçlar (sekeller) oluşabilir. Sağ kısımda gelişen hasarlar ise genellikle konuşma ve anlama yetisini etkilenmezken sol kol ve bacakta felç yaşanabilir.
Travma tanısı MR ya da BT ile konur. Travma sonucu kanama oluşmuş ise kanama büyüklüğü ve hastanın mevcut klinik tablosuna göre cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahale ile beyin üzerindeki ve içerideki basıncı azaltmak, baskıyı kaldırmak ve oluşan hasarı minimuma indirmek hedeflenir.
Hasarın şiddetine ve bulunduğu yere göre yapılan cerrahi müdahale değişiklik gösterir. Ameliyat başarısını ise, travmanın beyin üzerinde oluşturduğu tahribatın şiddeti, yeri ve kanamanın büyüklüğünün yanı sıra tedavinin ne kadar kısa sürede yapıldığı gibi faktörler etkiler. Ameliyat sonrasında bazen hastanın normal fonksiyonlarını geri kazanabilmesi için bir rehabilitasyon sürecine de ihtiyaç duyulabilir. Ancak müdahalesi gecikmiş hastalarda kuvvetsizlik, uyuşukluk, nöbetler, konuşma problemleri, sersemlik, baş ağrısı, kalıcı hafıza kaybı, koma ve ölüm gibi sonuçlar doğabilir.
Nörolojik tablonun ciddiyetini anlamak için hastanın inceleme skalalarına göre değerlendirilmesi yapılır. Değerlendirmelerde hastanın göz açması, konuşma durumu ve komutlara uyup uymaması puanlandırılır.
Yapılan puanlama, hastanın iyileşme olasılığı açısından yol göstericidir. Kafa içi basıncı normal seviyelerde tutmak için cerrahi müdahale dışında, beyin fonksiyonlarını minimuma indirmek için uyutucu ilaçlar da verilebilir.
Erkeklerde beyin kanaması riski için kritik dönem 55 yaş sınırı
Bilhassa yaşlılarda kafa travması hafife alınmamalı ve travmanın geç dönemde bazı problemler oluşturabileceği göz ardı edilmemelidir. Çünkü riskli gruplarda çok hafif travmalar dahi ciddi hasarlara neden olabilir. Bu nedenle kafa travması geçiren hastalar yakınları tarafından iyi gözlemlenmeli, geç dönemde de olsa konuşma, yürüme, hafıza ile ilgili problemler önemsenmelidir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?