Yaz aylarıyla birlikte ise başta ishal olmak üzere, bulantı, kusma gibi bulaşıcı özellik taşıyan mide bağırsak sistemi enfeksiyonlarında artış gözleniyor. Bu durum, hastalığın ortaya çıkmasındaki etken olan virüsler, bakteriler ve parazitlerin nem ve artan sıcaklara bağlı daha kolay yayılabilmesinden kaynaklanıyor. Dr. Mehmet Kesikminare, yiyeceklerin uygun koşullarda saklanmaması, daha erken bozulması, havuz ve deniz suyunun içilmesi, gıdaların yeterince temizlenmemesi ya da temiz suyla yıkanılmaması gibi birçok etkenin yaz ishallerinin oluşmasına zemin hazırladığını söylüyor.
İshal, bağırsak alışkanlığının durumuna göre her çocuk için değişmekle birlikte, genel olarak çocuğun günde üç veya daha fazla sıvı ve bol miktarda kaka yapması olarak tanımlanıyor. İshal nedeniyle vücuttan hem su, hem de tuz kaybedilmesi özellikle küçük çocuklarda mutlaka önlem almak gerekiyor. Yaz aylarında, aşırı terleme nedeniyle hastalığın kontrolünün zorlaşabileceğini hatırlatan Dr. Mehmet Kesikminare, bu nedenle ishal başladığı andan itibaren sıvı takviyesi yapılmasının çok önemli olduğunu belirtiyor.
Bununla birlikte uzun süren ve tekrarlayan ishalin çocuğun normal gelişimine de etki edebileceğini vurgulayan Dr. Kesikminare, şu bilgileri veriyor: “Özellikle 6 ay 2 yaş arası küçük çocukların mümkün olduğunca kısa sürede tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü iki haftadan uzun süren ishallerde laktoz intoleransı dediğimiz durumlar ortaya çıkabiliyor.
Ayrıca, anne sütü çocuğu korudu için 6 aydan önce ishal nispeten daha az görülse de özellikle yaz ishalleri ilk 6 aylık periyotta çok daha tehlikeli olabiliyor. Özellikle rota virüsü kaynaklı ishal, çocuklarda sıvı kaybına bağlı vücudun su ve tuz dengesinin bozulmasına sebep olabildiği için ne kadar küçük yaşta yaşanırsa risk de o denli artıyor. En önemli sebebini ise anne yada bakıcının hijyen kurallarına yeterince uymaması oluşturuyor.”
İshalin kusma ve ateşle birlikte seyrettiği durumlarda daha dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kesikminare, “Beslenme bozukluğu ebeveynlerin için uyarıcı olmalı. Çocuk her yediğini çıkarıyorsa, ateşi 38.5’un üzerine çıkıyorsa, hiçbir şey yememesine rağmen günde beşten fazla kaka yapıyorsa ve dışkısı çok sıvıysa mutlaka hekime başvurulmalı” diyor.
Viral enfeksiyonlara bağlı ishalde çocukta bulantı ve kusmayla birlikte sıvı kaybı daha fazla yaşanıyor. Kaybedilen sıvının yerine konmasının bu vakalarda hayati önem taşıdığını belirten Dr. Kesikminare, “Viral enfeksiyonlar mikrobun alınma süresi ve etkisine göre, 2 günden 2 haftaya kadar sürebiliyor. Ayrıca kakada pis bir koku oluyor ve her zaman ateş görülmüyor” diyor.
Daha çok mikroplu sular ya da yiyeceklerden bulaşan bakteriyel enfeksiyonlarda ise çok bol miktarda ve çok sulu, kanlı ishalle birlikte çocukta yüksek ateş de yaşandığını anlatan Dr. Mehmet Kesikminare, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kanlı ishal çok uzun süre devam ederse polip ve kalın bağırsakta divertükül gibi kanamaya neden olabilecek sorunlar açısından incelemek gerekebiliyor.”
Yaz ishallerinin temelde yeterli sıvı alımı ve doğru beslenme tedavisiyle 3-7 gün içinde kendiliğinden düzeldiğini belirten Dr. Mehmet Kesikminare, “Ayrıca sıvı elektrolit paketlerinin de çocuklarda yarar sağladığını anlatıyor. Ancak ishalle birlikte kusma ve ateş varsa bunun engellenmesi için damardan sıvı tedavisi gerekebiliyor. Bu hastaların çoğunda oral yoldan probiyotik tedavisi de başlıyoruz” diyor.
İshal yaşayan çocuklarda uygulanması gereken beslenme düzeni ve dikkat edilmesi gerekenler şunlardır. Genel durumu iyi olan ve bol su içebilen çocuklarda ayaktan tedavi yeterli olabiliyor. Kusmanın eşlik etmediği hastalarda iştahsızlık olacağı için mideden hemen emilmeyen gıdalar vermek gerekiyor. Patates, püresi, pilav ve özellikle yoğurtlu çorbalar tercih edilebilecek gıdalar arasında yer alıyor. Beraberinde probiyotik içeren besinler yada medikal ilaçlar hastalık seyrinde olumlu etkiler görünmesini sağlıyor.
Peki, çocuk bunları da reddediyorsa neler yapılmalı? Bu durumda çocuğun midesinin boş kalmaması adına sevdiği yiyecekler verilebilir. Çünkü midenin boş kalması enerji açığını ortaya çıkaracağı için çok daha kötü sonuçlara neden olabilir. Aldığı sıvı besinleri tolere etmeye başlayan çocuklarda hafif bir kahvaltı küçük miktarlarda haşlanmış et, yumurta gibi hem protein, hem de enerji açısından zengin yiyeceklere geçilebilir. Bu dönemde çocuklara kızartmalar gibi yağlı besinler ve barsak hareketlerini artırıcı, kayısı, ceviz gibi gıdalar verilmemelidir. Anne sütü alan çocuklara da anne sütü verilmeye devam edilmeli.
Çocuklarda ishalin önüne geçmek için bazı önlemleri almanın hastalığın bulaşma riskini de azaltacağını söyleyen Dr. Kesikminare, şu uyarılarda bulunuyor:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?