Unutkanlığın genel sebepleri içinde en sık rastlananı psödodemans (depresyona bağlı demans)tır. Yalancı bunama olarak da bilinen bu durum, en sık depresyonda görülür. İnsanlar genelde sık unuttukları zaman “Acaba bende demans mı başladı?” diye düşünür. Oysa ilk değerlendirilmesi gereken durum, kişinin hayatında o günlerde bir zorlanma olup olmadığı ya da depresif bir durum yaşayıp yaşamadığıdır. Çünkü depresyona bağlı olarak kişinin bazı fonksiyonları bozulur. Hastalık sadece unutkanlık olarak değil; halsizlik, dikkat dağınıklığı, moral bozukluğu, uyku düzensizliği, keyifsizlik, iştah artışı ya da azalması, umutsuzluk olarak da kendini gösterir.
Bir diğer sebep, herkes tarafından bilinen demans, yani bunama rahatsızlığıdır. Bunama rahatsızlığı çoğu zaman Alzheimer olarak düşünülür. Aslında kendi içinde çok fazla başlığı vardır. Bunların mutlaka bir profesyonel tarafından değerlendirilerek ne olduğunun belirlenmesi gerekir. Bir başka unutkanlık sebebi ise, B12 vitamini eksikliğidir. B12 vitamini eksikliği, toplumda en sık bilinen en popüler unutkanlık sebeplerinden biridir. Bunun dışında şizofreni, bipolar bozukluk gibi diğer psikiyatrik hastalıklarda da unutkanlık görülebilir. Bunun sebebi şizofrenide bilişsel süreçlerin bozulması, bipolar bozuklukta ise duygu durumdaki çökmelerdir.
Unutkanlığın sebeplerinden bir tanesi olup da, en çok gözden kaçan zeka geriliğidir. Zeka geriliğini çok uç vaka olarak düşünülmemelidir. Zeka ortalamasının biraz altında olan kişilerin, bir konuyu hafızasında tutma olasılığı diğerlerine göre daha zordur. Ama hiç kimse kendisine ya da sevdiklerine demansı, şizofreniyi, bipoları, depresyonu ya da zeka geriliğini yakıştırmaz.
Unutkanlığın fiziksel sebepleri de olabilir. Örneğin bir beyin tümörü, beyinle alakalı bir başka rahatsızlık, metabolizmayı bozan hastalıklar ve ağır diyete ek olarak kanser de unutkanlığa sebep olabilir. Ama en sık rastlanan hastalıkların başında hipotiroidi gelir. Aslında hipotiroidi sadece kendi başına bunu yapmaz. Metabolizmadaki yavaşlamaya ek olarak oluşturduğu depresyon nedeniyle de bu tabloya sebep olabilir. Bunlar, vücut fonksiyonlarındaki çökmeyle alakalı unutkanlık nedenleridir.
Unutkanlığın bir hastalığa bağlı olup olmadığını belirlemek gerekir. Eğer bir hastalığa bağlıysa, buna uygun bir protokol izlenmelidir. Unutkanlığın çok iyi gözlenmesi şarttır. Tedavide erken değerlendirme ve hastanın takibinin yapılması önemlidir. Unutkanlığın ne şekilde seyrettiği de yine tedavinin belirleyicileri arasında yer alır. Çünkü unutkanlık olup düzelebilir ya da gittikçe derinleşebilir.
Her hastalığın kendine özgü bir yaklaşım biçimi vardır. Demans en sık, en belirgin unutkanlık nedenlerinden bir tanesidir. Bu hastalıkta özellikle dikkat edilmesi gereken ilk evredir. Demans erken evrede psikiyatrik belirtileri taklit eder. Örneğin kişi hatırlayamadığı için sinirlenebilir, unuttuğu için üzüntü duyabilir. Karşısındakine “Sürekli aynı şeyi soruyorsun” gibi çıkışlarda bulunabilir. Çünkü yetersizliğini bir şekilde hissetmeye başlar veya davranış değişiklikleri ortaya çıkar. Örneğin alışkanlıkları değişmeye başlayabilir.
Demans 65 yaşından önceyse erken başlangıçta, 65 yaşından sonraysa geç başlangıçta olarak adlandırılır. Demansı olan hastaları incelediğinde, geçmişe dönük detaylı bir öykü alındığında, başlangıcın ilk zamanlarda sanki psikiyatrik belirtilerle seyreden bir psikiyatrik hastalık gibi olduğu görülür. Bu durumda erken müdahalede erken yanıt alınır. Çünkü demans yıkımla gider, sürekli aşağı doğru iner, bir yerde tutulması gerekir. En azından fonksiyon yitimi olmaması açısından ilaç tedavisine erken başlanırsa, kişi yaşamına daha iyi bir şekilde devam edebilir.
İlaç tedavisi demansta ömür boyu sürer, depresyonda ise depresyonun ağırlığına bağlı olarak değişir. Demansta süreç daha ağır ve çözümsüzken, depresyonda daha çözümlü bir süreç hakimdir. Bireysel özellikler, yalnız yaşanması, yaşamdaki travmalar, destek faktörlerinin olmaması, stres faktörleri, tedaviye başvuru biçimi, zeka düzeyi, entelektüel düzey, kişinin depresyon tedavisinin sürecini belirleyen unsurlar olarak değerlendirilebilir.
Eğer kişilerin yakınlarında unutkanlık varsa ve yaygınsa ya da ailede ilerleyen yaşlarda demansı ortaya çıkmış kişiler varsa mutlaka bir kontrol edilmeleri gerekir. Özellikle demans, Alzheimer veya diğer organik kökenli demans sebepleri olan rahatsızlıklarda geç kalınırsa, tedavi başarısı da o oranda düşer. Bunun dışında unutkanlık süreci genelde demansta aşağı doğru inerken depresyon, hipotroidi ya da az önce sayılan diğer fiziksel hastalıklar da geri dönüşlüdür, düzelir. Ancak uzun süre ağır diyet yapıldıysa, birtakım fiziksel bozukluklar da ortaya çıkabilir. Bu sizin karaciğerinizde ortaya çıkabileceği gibi beyninizde de görülebilir. Bu durumda unutkanlıkla ilgili süreç daha sıkıntılı bir hal alabilir. Diyetlerin bilinçli yapılması çok önemlidir. Gelişi güzel ilaç kullanımı ya da bitkisel olduğu söylenilen ilaçlar da sonuçta karaciğere ve diğer organlara zarar verebilir. Bu ilaçlar beyin üzerinde etkilidir, çünkü iştah kapatılmasındaki en önemli faktörlerden bir tanesi dışarıdan alınan bu maddelerin beyindeki açlık merkezini bastırmasıdır. Buradan şu sonucu çıkartılabilir: Zayıflamak için alınan ilaçlar beyin üzerinde etki edebilir, bunların olumsuz tesirleri de ortaya çıkabilir.
Unutkanlığın hastalık sayılıp sayılmaması, kişinin yaşamının unutkanlıkları yüzünden ne kadar etkilendiğine bağlıdır. Kişi çevresinden“Sen bugünlerde çok unutkan oldun! Söyledim hatırlamıyor musun?” gibi geribildirimler alabilir. Bunun yanında kişi kendisini de gözlemleyebilir, “Zaman zaman unutmalarım başladı” diyebilir. Unutkanlık yüzünden yaşam kalitesi bozulmaya başladıysa, mutlaka dikkat edilmesi gerekir. Bu durum her rahatsızlık için ayrı değerlendirilir. Unutkanlık sorunları standart gibi görünse de demans için farklı, depresyon için daha farklıdır.
Demansta değerlendirmeyle ilgili en sık düşülen yanlışlardan bir tanesi şudur: Demans hastalarının yakınları, “Genelde eskiyi çok iyi hatırlıyor ama yakını hatırlamıyor” der. Zaten demansın özelliği de budur. Eskiyi çok iyi hatırlar ama yeniyi hatırlamakta zorlanır. Sebep de şudur: Beyin yeniyi kaydedememeye başlamıştır, eski kayıtlanmış olanları arşivden daha kolay çıkartır ama arşive yeni dosya koyamamaya başlar. Bu husus durumu değerlendirmede önemli bir belirleyicidir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?