Bilindiği üzere Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, “İsteğe bağlı yer değiştirme” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasında; “İller arası atama dönemleri Ocak ayı ile Temmuz ayıdır. Bakanlık ve bağlı kuruluşları açık olan ve doldurulmasına ihtiyaç duyulan kadroları ilan eder. Bu kadrolara atanmak isteyen personel, tercih yaparak müracaatta bulunur. Bakanlık ile bağlı kuruluşları tercih sırasına bakmaksızın hizmet puanına göre atamaları tamamlar. Hizmet puanlarının eşit olması hâlinde tercih sıralamasına bakılır. Tercih sıralamasının aynı olması durumunda ise meslekî kıdemi fazla olan personel öncelikli olarak atanır. Personelin il içi atamaları ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık ile bağlı kuruluşlarınca belirlenir.” kuralı bulunmaktadır.
Danıştay’ın eş durumu tayin kısıtlaması kararı ne anlama geliyor?
Yine aynı Yönetmeliğin “Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği” başlıklı 20. Maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde “16 ncı maddenin ikinci fıkrası ile 19, 21 ve 24 üncü maddelerine göre atanan personelin eşinin görev yeri değişikliği talebinde D veya C hizmet grubu şartı aranmaz. Bu Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre atanan personelin görev yeri değişikliği talebinde eşinin atanma tarihinden itibaren bir yıl içerisinde D veya C hizmet grubu şartı aranmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan Yönetmeliğe göre isteğine bağlı olarak görev yeri değiştirilen hekim veya hekim dışı personelin eşinin atanma tarihinden itibaren bir yıllık süre içindeki aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği isteminde D veya C hizmet grubunda şartı aranmamaktaydı. Ancak eşin atanma tarihinden itibaren bir yıldan fazla süre geçmesi halinde ise hizmet grubu şartı aranmaktaydı.
Bu kuralla bir hekimin, eşinin çalıştığı yere atanma imkanı, (eşinin) atanma tarihinden itibaren 1 yıl süre ile sınırlanmaktaydı. Gerçekten de burada getirilen bir yıllık süre çok kısaydı ve bu yönüyle hukuka aykırıydı. Ancak bundan daha da önemlisi bir yıllık sürenin eşin atanma tarihinden itibaren başlatılmış olmasıydı. Buna göre, kişilerin atanma tarihinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra evlenmiş olmaları halinde bu haktan yararlanamamaları sonucu ortaya çıkmaktaydı.
Söz gelimi bir bekar kamu görevlisi hekim göreceli düşük sosyo ekonomik yapıya sahip bir ilde 30 yıl çalıştıktan sonra tayin talebinde bulunup bir başka gelişmiş ilde çalışmaya başlasa ve burada atamayla geldiği yerden bir kamu görevlisi doktor ile 13 ay sonra evlense, Bakanlık yine bu hükmü uygulayarak eş durumu atamasını yapmayıp kendisini daha önce 30 yıl çalıştığı yerde çalışmaya zorlamaktaydı.
Danıştay doktorların eş durumu tayin kısıtlamasının yürütmesini durdurdu
Yönetmeliğin herhangi bir esneklik ve istisna getirilmeksizin bu ölçüde katı kurallar ihtiva eder biçimde tesisi kişilerin en temel Anayasal haklarından birisi olan aile birliğinin sağlanması hakkını halele uğratmaktaydı. Yine bu durum eşin atanma tarihinden itibaren uzun yıllar boyunca görev yeri değişmemesi halinde, süreklilik arz edecek şekilde aile birliğinin sağlanmasına ilişkin düzenlemelerin uygulanamaması ve aile birliğinin temin edilememesi sonucunu doğuruyordu.
Nitekim bu konuda açılan davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Aile birliği mazeretine bağlı yer değişikliği” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin ikinci cümlesinde geçen “eşinin atanma tarihinden itibaren bir yıl içerisinde” ibaresini hukuka aykırı gördü ve yürütmesini durdurdu.
Buna göre Bakanlığın açık olan ve doldurulmasına ihtiyaç duyulan kadroları ilan etmesi üzerine bu kadrolara atanmak isteyen hekimin tercih yaparak müracaatta bulunması ve hizmet puanına göre ataması yapılması halinde, bu hekimin atanmasının üzerinden bir yıldan daha uzun bir süre geçmesi durumunda bile eş durumu mazereti kabul edilecek.
İletişim için: bilgi@erkingocmen.av.tr
. Av. Erkin Göçmen’i Twitter’da takip etmek için tıklayın >
. Av. Erkin Göçmen’i Facebook’ta takip etmek için tıklayın >
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?