Yeterli D vitamini düzeyine sahip olan kişilerim daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olduklarına dair çok fazla bilimsel çalışma olduğunu söyleyen Düzen Sağlık Grubu Tıbbi Biyokimya Uzmanı Dr. Cevdet Züngün, yeni tip koronavirüs başta olmak üzere enfeksiyonların arttığı bir dönemde, virüslere karşı korunmada bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya açıklamalarda bulunan Dr. Züngün, COVID-19 pandemisinden korunmada da bağışıklığın güçlendirilmesi yönünde tedbirler alınabileceğini ve D vitaminin faydalarının altını çizdi.
Sağlıklı beslenme, vitamin/mineral desteği ve uykusuz kalmamak gibi gibi faktörlerle hastalığa karşı direncin artacağına işaret eden Züngün, “Ayrıca, D vitamini bağışıklık sistemi için önemli bir role sahip. D vitamininin klasik etkileri yanında bağışıklık sisteminde de önemli rol aldığı bilinmektedir” dedi.
Covid-19 pandemisi ile mücadele yöntemleri arasında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin de bulunduğunu dile getiren Dr. Cevdet Züngün, “İçinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisinde, etkene karşı daha güçlü bağışıklık cevabı oluşturabilecek tedbirlerin alınması (sağlıklı beslenme, vitamin/mineral desteği ve uykusuz kalmamak gibi) hastalığın etkilerinden korunmak açısından çok önemlidir” değerlendirmesini yaptı.
D vitamini neye yarar, hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, sayılan önlemler yanında D vitamininin kritik bir rol oynadığını ve araştırmalarda bu yönde sonuçlara ulaşıldığını belirten Dr. Züngün şunları kaydetti: “D vitamininin klasik etkileri (kalsiyum ve kemik metabolizması) yanında bağışıklık sisteminde de önemli rol aldığı bilinmektedir.
D vitamini reseptörlerinin, B-lenfosit, T-lenfosit ve antijen sunumunda görevli bağışıklık sistemi hücrelerinde de yer almakta ve bu sayede D vitamini bağışıklık cevabını modüle edebilmektedir. D vitamini eksikliği artmış otoimmün hastalık ve enfeksiyona yatkınlık riski ile ilişkilidir. D vitamin eksikliğinin önlenmesinin solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir.”
Geçmişte etkin antibiyotiklerin bulunmadığı dönemde dahi, deneyimlere bağlı olarak tüberküloz tedavisinde hem izolasyon, hem de güneş ışığının etken olduğu düşüncesiyle sanatoryumlarda tedavi edildiğini hatırlatan Dr. Züngün, zengin bir D vitamini kaynağı olan morino balığı karaciğerinin yağının tüberküloz hastalarına verildiğini belirtti. Daha sonraki dönemlerde klinik araştırmaların devreye girdiğini belirten Dr. Züngün, D vitamini düzeyleri azaldıkça enfeksiyon riskinin arttığına dair bir çok bilimsel kanıt bulunduğunu kaydetti.
Bunlar arasında, 1988-1994 yılları arasında 19000 birey üzerinde yapılan bir çalışmada, serum D vitamini düzeyi 30 ng/mL‘ nin (halen optimum sınır olarak kabul edilen sınır) altında olan bireylerin, yeterli seviyede D vitamini olan bireylere göre daha fazla üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdikleri sonucuna ulaşıldığını vurgulayan Dr. Züngün, “Uzun süren bu çalışmanın sonuçları mevsim, yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi gibi diğer değişkenlere göre gerekli istatistiksel düzenlemeler yapıldıktan sonra rapor edildiği için oldukça anlamlıdır” dedi.
Finlandiya’da 800 ordu mensubu üzerinde yapılan bir çalışmada serum D vitamini düzeyi düşük (<30 ng/mL) olan katılımcılarda üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle rapor alanların sayısındaki artışın da kaydedildiğini belirten Düzen Sağlık Grubu Tıbbi Biyokimya Uzmanı Dr. Cevdet Züngün, bunlara ilave olarak D vitamini düzeyleri ile influenza oranları, bakteriyel vajinozisten HIV’e kadar bir çok enfeksiyon etkeni arasındaki ilişkiyi inceleyen anlamlı kabul edilecek sayıda çalışmalar olduğunu bildirdi.
Dr. Züngün, genel olarak D vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirici yönüne yönelik şu bilgileri verdi: “D vitamini koruyucu immunite üzerindeki faydalı etkilerini doğuştan gelen bağışıklık üzerindeki etkileri ile ortaya koymaktadır. D vitamini daha önce belirttiğim gibi, B- ve T-lenfositler ve yabancı etkenleri yutarak (fagositoz) ortaya çıkardığı antijenik parçaları bu tür hücreler sunmakla görevli makrofajlarda yer alan VDR (Vitamin D Reseptörleri) ile bağışıklık sistemi üzerinde etki etmektedir.”
Koronavirüs REHBERİ: Nasıl bulaşır? Belirtileri, korunma yöntemleri ve tedavisi
Enfeksiyona karşı koruma yanında, enfekte olmuş kişilerin tedavisi için D vitamini alınmasının etkisine yönelik araştırmalar olduğunu ancak yeterli ve tutarlı bilginin henüz olmadığını belirten Dr. Züngün, “İçerisinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi döneminde, henüz SARS-COV 2 etkeni özelinde yapılmış bir bilimsel çalışma sonucu bulunmasa da, en azından yeterli D vitamini düzeyinin sağlanmasının bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi nedeniyle hastalığa karşı vücut direncine katkı sağlayacağı yeterince mantıklı bir yaklaşım olacaktır” diye konuştu.
D vitamini eksikliğinin önemli bir sağlık sorunu olduğuna işaret ederek, bu konuya bireylerin önem vermesi gerektiğini belirten Dr. Züngün, “D vitamininin temel kaynağı olan güneş ışınlarından yeterince ve uygun şekilde yararlanılmalıdır. D vitamininin güneşten sağlanamadığı kış dönemlerinde ve D vitamini yeterlilik sınırı olan 30 ng/mL’nin altında olan bireyler doktor tavsiyesi şartı ile takviye almalıdır. Gerekli dozlar yaşa göre değiştiği için diğer bir ifadeyle bir bebeğin alması gereken dozla, yetişkinin alması gereken doz farklı olduğu için doktor gözetimi sonrası alınması çok önemlidir” bilgisini verdi.
D vitamini düşüklüğünün şiddeti ve bir hastalıkla ilişkisinin de önemli unsur olduğunu hatırlatan Dr. Cevdet Züngün, bireyin bir hastalıkla ilişkili D vitamini düzeyi düşüklüğü ile , herhangi bir klinik şikayeti olmayan kişinin D vitamini düşüklüğünün farklı sonuçları olacağını, bu nedenle hekim gözetiminde doz verilmesinin önemli olduğunu anlattı. Dr. Züngün, “Görüldüğü üzere birçok değişkene bağlı olduğu için sağlık profesyonellerinden yardım almadan kesinlikle kullanılmamalıdır” uyarısında bulundu.
Dr. Cevdet Züngün’ün soruları yanıtlarken faydalandığı bazı kaynaklar:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?