Advanced Science dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmanın sonuçları, CRISPR gen düzenleme teknolojisinin kanser tedavisinde devrim niteliğinde bir eşiği aştığını gösteriyor. Araştırmacılar lipid nano-parçacıklar ile tümörlere doğrudan CRISPR bileşenleri enjekte ederek tedavisi çok zor olan baş ve boyun tümörleri hedef alındılar. Bu yöntem ile tedavi edilen tümörlerin %50’si 84 gün içinde tamamen yok oldu. CRISPR teknolojisiyle özellikle SOX2 adlı tümör için hayati bir geni hedefleyen araştırmacılar, kanser hücrelerinin hayatta kalmasını sağlayan yapının çökmesini sağladı.
Bilim insanları CRISPR teknolojisini kanser tedavisi için yüksek potansiyele sahip bir yöntem olarak görüyordu ancak ilk kez uygulamada bu düzeyde başarılı sonuçlar elde edilmiş oluyor.
Baş ve boyun skuamöz hücreli karsinomu (HNSCC), dünya genelinde en yaygın görülen altıncı kanser türü olup, yüksek tedavi direnci ve tekrarlama riski nedeniyle ölüm oranları oldukça yüksektir. Araştırmacılar, bu çalışmada, tümörlerin hayatta kalmasını sağlayan SOX2 genini hedef alarak kanser hücrelerini çökertmeyi amaçladı.
Yeni Antikor Tedavisi, Dirençli Meme ve Yumurtalık Kanseri İçin Umut Olabilir
CRISPR bileşenlerini kanser hücrelerine doğrudan ulaştırmak için bilim insanları, Cas9 mRNA ve kılavuz RNA’yı (sgRNA) lipid nanoparçacıkları (LNP) içinde kapsülledi. Bu nanoparçacıklar, kanser hücrelerinde yüksek oranda bulunan EGF reseptörünü (EGFR) hedefleyen antikorlarla kaplandı. Çalışmanın yazarlarından Dr. Dan Peer, elde ettikleri bulgularla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kanser hücreleri EGF reseptörü üretir. Nano-lipid sistemimizi kullanarak tümörlere doğrudan enjeksiyon yaptık ve CRISPR teknolojisiyle SOX2 genini kansere neden olan DNA’dan keserek çıkardık. Bu kanser türünde ifade edilen tek bir geni düzenleyerek tüm kanser hücrelerinin yapısını çökertmeyi hedefledik. İlk sonuçlar oldukça başarılı.”
Araştırma sonucunda elde edilen veriler, CRISPR tedavisinin tümör boyutlarını %90 oranında küçülttüğünü ve hayatta kalma oranını %90 artırdığını gösterdi. Tedavi edilen farelerde, üç hafta boyunca haftada bir yapılan enjeksiyonlar tümörlerin %50’sini yok etti. Dr. Peer, “Öngördüğümüz domino etkisini gözlemlemek bizi mutlu etti. Üç enjeksiyon sonrası, 84 gün içinde farelerdeki tüm tümörlerin yarısı tamamen yok oldu. Kontrol grubunda ise bu etki görülmedi” dedi.
Sinir Blokajı Pankreas Kanseri Tedavisinde Büyük Başarı Sağlayabilir
Bu çalışma, Peer’in ekibinin daha önce 2020 yılında gerçekleştirdiği ve CRISPR’ın kanser hücrelerinden gen kesmek için kullanıldığı ilk çalışmaya dayanıyor. Ancak bu araştırma, CRISPR’ın baş ve boyun kanserlerinde kullanıldığı ilk vaka olarak kaydedildi.
Dr. Peer, “CRISPR teknolojisi kanser tedavisinde umut vaat etse de bu güne kadar başarılı sonuçlar sağlanamamıştı. Çünkü tek bir genin devre dışı bırakılmasının tüm kanser yapısını çökertmeyeceği sanılıyordu. Ancak bu çalışmayla, bazı kritik genlerin kanser hücreleri için hayati olduğunu ve bunların hedeflenmesinin tüm tümör yapısını ortadan kaldırabileceğini gösterdik” diyor.
Hedeflenmiş CRISPR/Cas9 Lipid Nanopartikülleri, Baş ve Boyun Kanserinde Terapötik Genom Düzenlemeyi Tetikliyor
Baş ve boyun skuamöz hücreli karsinomu (HNSCC), ağız boşluğu, farinks ve larinks gibi üst aerodigestif yol bölgelerinden köken alır. Lokal olarak ilerlemiş HNSCC vakalarında mevcut tedaviler sıklıkla başarısız olur ve hastalık tekrar eder, bu da düşük sağkalım oranlarına yol açar.
Tedaviye Dirençli Meme Kanserinde Yeni İlaç Kombinasyonu Umut Veriyor
Son yıllarda mRNA teknolojilerindeki ilerlemeler ve lipid nanopartikül (LNP) dağıtım sistemleri, LNP-CRISPR-Cas9 mRNA tabanlı tedavilerin klinik denemelerine öncülük etmiştir. Ancak, hücre tipi spesifik ve karaciğer dışı mRNA dağıtımı hâlâ önemli bir zorluk oluşturmaktadır.
Bu çalışma, kanser için spesifik bir gen olan SOX2’yi devre dışı bırakmak amacıyla güvenli ve etkili bir tümör içi (intratumoral) EGFR-hedefli CRISPR-LNP dağıtım stratejisi sunmaktadır. Terapötik potansiyeli değerlendirmek için iyonize lipidler ve yardımcı lipidler içeren Cas9 mRNA ve SOX2 hedefli sgRNA (sgSOX2) ile kapsüllenmiş LNP’lerin, HNSCC hücre canlılığını laboratuvar ortamında (in vitro) yaklaşık %60 oranında azalttığı gösterilmiştir.
Baş ve boyun kanserleri neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Daha sonra, HNSCC insan hücreleri taşıyan fare modellerinde yapılan deneylerde, EGFR-hedefli CRISPR-sgSOX2-LNP’lerin tümör büyümesini %90 oranında baskıladığı ve farelerde sağkalımı %90 oranında artırdığı tespit edilmiştir. 84 gün boyunca izlenen farelerin %50’sinde tümör tamamen yok olmuştur. Bu bulgular, tekrarlama oranı yüksek olan baş ve boyun kanserleri gibi katı tümörlerde, hedeflenmiş mRNA-Cas9-LNP terapilerinin kalıcı tedavi yanıtları oluşturma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Targeted CRISPR/Cas9 Lipid Nanoparticles Elicits Therapeutic Genome Editing in Head and Neck Cancer, Advanced Science (2024), DOI: 10.1002/advs.202411032YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?