Koronavirüs nedeniyle yaşamlarını yitirenlerin Sağlık Bakanlığı Rehberleri’ne uygun tedavi edilip edilmedikleri, Ceza Soruşturması’na ve Davası’na konu olabilir; Yargıtay’ın H1N1 domuz gribi pandemisi ile ilgili kararı da emsal olarak gösterilebilir.
Antalya Adliyesi’nde görülen Dava’da; Ölen …’ın 29/11/2009 tarihinde ateş, halsizlik nedeni ile … Hastanesi’ne başvurduğu, Dr. … tarafından muayene edildiği, test veya tahlil yapılmadan “akut farenjit” tanısı ile Reçete düzenlendiği ve evine gönderildiği, kişinin 02/12/2009 tarihinde aynı şikayetlerle 13 no,lu … Sağlık Ocağı’na başvurduğu, Dr. … tarafından muayene edildikten sonra reçete düzenlendiği, hastaya “akut tonsillit + anemi” tanısı ile antibiyotik, geniz açıcı, öksürük şurubu ve kan ilacı yazıldığı ve evine gönderildiği, gece ateşinin çok yükselmesi ve öksürüğünün artması üzerine 03/12/2009 tarihinde saat 00:10 sıralarında … Araştırma Hastanesi’ne başvurduğu, sanık Dr. … tarafından yüksek ateşi olan hastanın muayene edildiği, ateşinin düşürüldüğü, grip teşhisi konulduğunun kayıtlı olduğu, dosyada mevcut bilgisayar ekran çıktısında;
COVID-19 için görevlendirilen hekimler ‘Zorunlu Mesleki Sorumluluk Sigortası’ kapsamına alındı
Dr. … tarafından hastaya 03/12/2009 tarihinde 00:36’da “influenza, virüs tanımlanmamış” kodu ile reçete düzenlendiğinin anlaşıldığı, 03/12/2009 tarihinde saat 18:30 civarında ateşinin yükselmesi nedeni ile … Hastanesi’ne başvurduğu, sanık Dr. … tarafından muayene edildiği, müşahede altına alındığı, fizik muayene bulguları normal, solunum sesleri normal olarak kayıtlı olduğu, “Akut Farenjit” tanısı konularak systral 2*1, novalgin 2*1, izotonik 50 cc verildiği, kontrol muayeneye çağrıldığı; kişinin 04/12/2009 tarihinde saat 07:30 sıralarında 39,8 ateş şikayeti ve genel durum bozukluğu ile tekrar aynı Hastane’ye geldiği, oksijen saturasyonun düşük olduğu, çekilen Akciğer Grafisi’nde bilateral yaygın infiltrasyonlar mevcut olduğu, influenza ve pnömoni tanısıyla yoğun bakıma yatırıldığı, 05/12/2009 tarihinde tedavisi devam ederken öldüğü anlaşılmıştır.
Her ne kadar Otopsi yapılarak iç organlardaki makroskopik ve mikroskopik bulgular araştırılmamış olmakla birlikte tıbbi belgelere ve Hıfzıssıha Enstitüsü Müdürlüğü’nün Raporu’nda; “nazofarengeal sürüntü örneğinde H1N1(+) olduğu kayıtlı olduğu dikkate alındığında, kişinin ölümünün H1N1 enfeksiyonu ve gelişen komplikasyonlar nedeni ile meydana geldiği” tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu’nun 10/10/2012 tarihli Raporu’na göre; “04/01/2009 tarihinde çekilen PA AC grafisinin 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu Üyesi … Uzmanı Dr. … tarafından yapılan değerlendirmesinde; her iki akciğer orta alt zonlarda alveoler infiltrasyon alanları tespit edildiği dikkate alındığında kişiye PA AC grafisinin çekildiği, 04/12/2009 tarihli PA AC grafisinde tespit edilen bulgularla uyumluluk göstermediği, 03/12/2009 tarihinde yapılan muayenede akciğer seslerinde normal olmasının beklenmediği, kişinin en az 5 gündür devam eden ateş şikayeti olduğu dikkate alındığında 03/12/2009 tarihinde müracaat ettiği, … Hastanesi’nde Pandemik A/H1N1 Gribi Vaka Yönetim Şeması’na göre YATIRILARAK TEDAVİ EDİLMESİ GEREKTİĞİ, ancak kişinin 04/12/2009 tarihinde genel durumunun bozulma nedeni ile yatırıldığı ve 05/12/2009 tarihinde öldüğü dikkate alındığında, 03/12/2009 tarihinde yatırılarak tedavi edilmesi halinde dahi kurtulmasının kesin olmadığı“ belirtildiğinden; Sanık Doktor Mahkeme’de Beraat etmiştir.
Koronavirüs & Tele-Tıp Uygulamaları ve Sağlık Hukuku Sorunları
Temyiz üzerine Yargıtay (12.) Ceza Dairesi; ölen …’a ait ameliyat evrakları ve tedavi evrakları ve dosya, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’na gönderilerek ATK. İhtisas Kurulu’nca düzenlenen Rapor yeniden ve birlikte değerlendirilerek;
Ölende mevcut H1N1 virüsünün tedavisinin mümkün olup olmadığı;
Müracaat edilen ilk gün tedaviye başlansa idi tedavi şansının bulunup bulunmadığı;
Teşhis ve tedavide eksiklikle ölüm arasında illiyet bağının kurulup kurulamayacağının TESPİTİNDEN SONRA;
Ölümle tedavi ve teşhis kusuru arasında illiyet bağının saptanması halinde Taksirle Öldürme
İlliyet bağının bulunmadığının tespiti halinde ise tedavi imkanı bulunduğunun anlaşılması halinde ihmali davranışla Görevi Kötüye Kullanma
Gelinen aşama itibariyle hiç bir tedavi şansının bulunmadığının saptanması halinde ise Beraat hükmü tesis edilmesi
Yerine, eksik inceleme sonucu verilen Yerel Mahkeme Kararı’nı Bozmuştur.
Yargıtay’ın ilgili Kararı’nda; Hastane’ye müracaat eden Hasta’nın, Pandemik A/H1N1 GRİBİ VAKA YÖNETİM ŞEMASI’na göre yatırılarak tedavisinin gerekip gerekmediği sorusunun yanıtının aranması için Yerel Mahkeme Kararı’nın bozulduğu düşünüldüğünde;
COVID-19 Pandemisi Süreci İle İlgili Hasta Hakları İhlali İddiasında Bulunularak Yargı’ya Yapılacak Başvurular Sonrasındaki Adli Süreç’te,
Teşhis ve Tedavi’ye (Tarih/Zaman Yönünden) Uygun Gelen Rehber(ler) ve Algoritmalar’ın Uygulanıp Uygulanmadığının Mutlaka Belirlenip, Dikkate Alınmak ve Ayrıntılı Değerlendirilmek Suretiyle, Her 1 Hasta Dosyası Hakkında Ayrı 1 Kanaat ve/veya Karar Verilmesi Gerektiğini, Şimdiden Söyleyebiliriz.
#EVDEKAL
Av. Arb. Ümit Erdem
av_umit_erdem@yahoo.com
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?