Son yıllarda en sinsi ilerleyen hastalıklar arasında yer alan böbrek yetmezliği aslında önlenebilir bir hastalık. Fakat geç teşhis edildiğinde hastalar organ nakline ve diyalizle yaşamaya mahkum oluyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de her 7 kişiden biri böbrek hastası. Bu nedenle özellikle genç nesillerin ileride böbrek hastalığına yakalanmamaları için yeme-içme alışkanlıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Her yıl Mart ayının ikinci Perşembe günü düzenlenen Dünya Böbrek Günü’nde böbrek sağlığının önemine dikkat çekmek amacıyla birçok farkındalık çalışması gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda DoktorTakvimi.com üyelerinden Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat da böbrek sağlığına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Prof Dr. Akpolat, çocuklukta kazanılan alışkanlıkların ileri yaşlarda sağlıklarını etkilediğini, özellikle tuza dikkat edilmesi gerektiğini ve anne-babalar olarak çocukların küçük yaşlardan itibaren böbreklerini korumak gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Tuzla ilişkili lezzet kazanılan bir duyudur. Yani nasıl alışılırsa öyle gider. Tuzla tanışmayan çocuklarda ileriki yaşlarda yüksek tansiyon daha az görülür. Sağlıklı bir insanda vücudun gereksinimi olan tuz taze alınan sebze ve meyvede bile mevcuttur”.
Tüm bunlarla birlikte kalıtsal böbrek hastalıkları konusunda da anne-babaları uyaran Akpolat, doğumdan 4 yaşa kadar kalıtsal hastalıkların ön planda olduğuna dikkat çekti. “15 yaşından büyük çocuklarda ise sıklıkla mikrobik olmayan böbrek iltihabına bağlı olarak böbrek yetmezliği görülebiliyor. Erken tanı ile bu hastalıklar tamamen tedavi edilebilir veya ilerlemesi yavaşlatılabilir. Yanık ve kazalarda kan basıncı hızla düşürerek böbrek hastalıklarına neden olabiliyor. Gelişme geriliği, sık ateşlenmeler ve bacak-göz kapaklarında şişme böbrek hastalığının ilk bulguları arasında yer alabiliyor” diyen Prof. Dr. Tekin Akpolat ayrıca fast food tarzı beslenme alışkanlıklarının da böbrek sağlığını tehdit ettiğini belirterek, böbrekleri korumak için çocukların ayrıca hareket etmeleri, kilo almamaları ve yeterli miktarda su içmelerinin altını çizdi.
Tuzun azaltılması kan basıncını kontrol altına almanın yanı sıra hipertansiyon gelişimini de önleyebilir. Hipertansiyon sorunu ile karşılaşmamak için yapılacak işlerden birisi de tuzun azaltılmasıdır. Batı tarzı beslenmede kişiler günde ortalama 8-9 gram tuz alır. Bu tuzun günde 5 grama düşürülmesi kan basıncının kontrol altına alınmasını kolaylaştırır. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıklarının 2012 yılında yaptığı araştırmaya göre günde ortalama 15 gram tuz alıyoruz. En önemli tuz kaynağı da yemek pişirilirken eklenen tuz ve ekmek.
Bebek ve çocuklar az tuzlu/tuzsuz yemeğe alıştırılırsa tuz tadını aramazlar.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?