Skolyoz, yetişme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir hastalıktır. Erken belirlendiğinde tedavisinde yüzde yüze varan bir başarı sağlanır. Ancak zamanında teşhis edilemeyen omurga eğrilikleri ilerlemişse, çocukların normal gelişimine engel olur. Erişkinlik döneminde; bel ve sırt ağrıları, kalp ve akciğer fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar. Skolyoz olduğu ortaya çıkan hastalarda görülen şikâyetler:
Skolyoz doğuştan olabildiği gibi, doğumdan sonraki gelişim sürecinde ya da ergenlik döneminde de sebebi bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkabilir. Gebelik sırasındaki enfeksiyonlar, şeker hastalığı ve bazı vitamin eksiklikleri bu sağlık sorununa yol açabilir.
Ergenlik çağındaki skolyoz genellikle kız çocuklarında, sık olarak belde ve sırtta görülür ancak sebebi tam olarak belli değildir. Bu rahatsızlığın genetik olduğuna dair hiçbir açıklayıcı bulguya rastlanmamıştır. Yine bazı spor dalları için “Skolyoz
anlamında risk faktörü taşıyor” denilse de, bu tezin aksini savunan tıbbi makalelerin sayısı daha fazla. Kısaca, skolyozun belli bir sebebi yok diyebiliriz.
Türkiye’de iki buçuk milyon skolyoz hastası var. Hastalığın görülme sıklığı ise yüzde bir ve üç arasında. Bu oran sadece ağır vakaları kapsıyor. Skolyoz Araştırma Topluluğu’na göre, her 10 buluğ çağındaki insandan biri aslında herhangi bir derecede skolyoza sahip. Konuya bu şekilde bakıldığında, sorunun yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Hastalık çoğunlukla ergenlik çağında ve daha çok kız çocuklarında görülüyor.
Skolyozun tedavisi, hastalığın tespit edildiği andaki derecesine göre belirleniyor.
Üç tedavi şekli var: Gözlem, korse tedavisi ve cerrahi süreçlerinden herhangi birinin uygulanması. Büyümesini tamamlamış olan çocuklarda, eğrilik sırtta 45, belde 35 dereceyi aşmadıkça cerrahi müdahaleye gerek duyulmuyor. Sadece skolyoz korsesi kullanmak yeterli oluyor. Bu yüzden ailelerin bu hastalığa karşı bilinçlenmesi önemlidir.
Ana rahmindeki çocuğun organları ilk üç ayda gelişir. Omurga da oluşumu aynı dönemde tamamlar. Omurgadaki anomali, ancak anne karnında oluştuktan sonra görüntülenebilir. Fakat bu aşamada tanımlanabilen sorunun tedavisi yok. Görülen form bozukluğunun tipi, anormal omurun, omurga kolonunun neresinde ve hangi yöne yerleştiğine bağlı olarak değişiyor. Teşhis ve tedavi ancak çocuk doğduktan sonra tam olarak mümkün olabiliyor.
Kifoz, kamburluk olarak da bilinen, omurganın öne doğru eğilmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. İnsan omurgasında yandan bakıldığında anatomik olarak birbirini izleyen ters eğrilikler (boyunda, sırtta, belde ve leğen kemiğinde) bulunur. Kifoz hastalık olarak en çok sırt bölgesinde görülüyor. Kifoz hastalarına yandan bakıldığında baş vücuda göre daha önde izlenir. Sırta yandan bakıldığında da çıkıntı görülür şekildedir. Bazı hastalarda bel çukurunda bir artış da söz konusudur. Bu değişiklikler çoğu hastada üzerinde elbiseler olduğunda fark edilemeyebilinir.
Genelde aileler çocuklarındaki kamburluğu yazın deniz ve havuz aktivitelerinde fark edebilirler. Omurga cerrahlarının bu konuda önceliği ailelerin yanlış bilgilendirilmelerini engellemektir. Çünkü bazı kişiler alışkanlık olarak kambur durabilirler.
Gebelikte skolyoz ile ilgili bilmeniz gereken önemli detaylar
Bu kişilerin kifoz hastalarından farkları istediklerinde dik durabilmeleridir. Özellikle erkek çocuklarda bazı ağır sporlarda artan göğüs kafesi hacmi ve kas kitlesinin omurgayı öne çekmesi duruş bozukluğu sebebi olabilir. Ergenlik çağındaki kızlarda ise gelişmekte olan göğüsleri gizleme gayreti de duruş bozukluğu sebebi arasındadır.
Kifozun önlenebilmesine yönelik egzersizler genelde duruş bozukluğuna bağlı olabilir. Kısa olan karın, göğüs ve bacak kaslarının uzatılması aynı zamanda omurga çevresindeki kasların da güçlendirilmesi gereklidir. Eğimin çok arttığı hastalarda ise cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi operasyon ile kamburluk düzeltilirken, eğikliğin ilerlemesinin de önüne geçilebilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?