Ebeveynlerin kendi içlerinde sorduğu “Hangi okulu tercih etsek, öğretmenini sevecek mi, okul hijyeni nasıl, diğer çocuklarla uyum sağlayabilecek mi, ne öğretecekler, uyutacaklar mı, yemek yiyecek mi, arkadaşları onu döver mi, oyun oynamayı başarabilir mi, yemeğini yiyebilir mi, tuvaletini kendi yapamazsa ne olur?” sorularının yanıtlarının çoğu zaman belirsiz olduğunu ifade eden Leyla Arslan, şöyle konuştu:
“Bu soruların yanıtlarını bilmemek aileleri ürkütüyor. Eğer aile bu tür sorunlarla çocuğun baş edebileceğine dair bir güven taşımıyorsa, hem çocuk hem aile çocuğun okula gitmesine hazır değil demektir. Eğer çocuk öz bakımını yapıyor, uyku ve yemek saatleri evde de düzenli ve ev dışında da yakın akrabalarında kalmayı daha önce denemiş ise henüz korkuyu bilecek yaşta olmadığı için okul ona eğlenceli gelecek ve aileden sorunsuz ayrılabilecektir.”
Okul sendromunun çocuktan değil ailelerden kaynaklandığını belirten Uzman Psikolog Leyla Arslan, “Aile, çocuğun okulda zarar göreceği, kaybolacağı gibi korkuları yaşıyorsa, çocuk bu duyguları alır ve bir daha eve dönmeyeceğine dair kaygı geliştirir. Çocuk böyle bir kaygı geliştirirse anne ve babasını okulun kapısında bekletir. Bu da çocuğun öğretmeni ve arkadaşları ile kurması gereken duygusal bağı geciktirir. Bu durum diğer öğrencileri de olumsuz etkiler” diye konuştu.
Okulun ilk günü her çocuğun sorun yaşadığını ifade eden Leyla Arslan, bir hafta içinde bu durumun değişmemesi halinde bir sorun olduğunu söylemenin mümkün olduğunu dile getirdi. “Eğer bir ay geçtiği halde çocuk, okula isteksiz gidiyor, ağlıyor, her şeye sinirleniyor, yemek yemiyor, ağrı, bulantı, kusma gibi şikâyetler artıyorsa yardım almanın zamanı geldi demektir” diyen Arslan, çocuğun kreş ve anaokulunda bu durumu çabuk atlatabildiğini ancak sorun çözülmediği takdirde aynı sorunun ilkokula başlarken de yaşanabileceğine dikkat çekti.
Okula başlama sendromundan bahsetmek için çocuğun fiziksel bir rahatsızlığı olmadığı halde karın ağrısı, bulantı, kusma, uyku düzeninde bozukluk, isteksizlik, alınganlık, sinirlilik halinin görülmesi gerektiğini söyleyen Arslan, ebeveynlere “Bu durum bazen çok şiddetli ise çocuğu okula vermekte ısrar etmemek, okulu değiştirmek gerekebilir. Ancak okuldan alma sebebi çocuktaki bu davranış değişikliklerine bağlanmamalı ki çocuk böyle davranırsa okula gitmeyeceğini öğrenmesin” tavsiyesinde bulundu.
Okula gitmek istemeyen çocuklar için nasıl bir strateji izlenmeli…
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?