Vücudun savunma sistemini güçlendirmede en önemli rolü A vitamini üstlenmektedir. Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır. Bu besinlerin belirli ölçülerde tüketilmesi hastalıklardan korunmada önemli rol oynamaktadır.
Sebze ve meyveler C vitamini açısından zengin besinlerdir. Bu nedenle taze sebze meyve tüketiminin artırılması gerekir. Ara öğünlerde çocuklara; şekerleme, pasta, bisküvi yerine taze meyveler, ana öğünlerde de salatalar verilmelidir.
Kahvaltı güne iyi bir başlangıç yapmak ve bağışıklık sisteminin korunması için atlanmaması gereken en önemli öğündür. Sabah kahvaltı yapan çocuk yediklerinden aldığı enerji ile günü daha dirençli, kuvvetli ve konsantre şekilde geçirecektir. Süt, peynir, yumurta çocukların büyüme ve gelişmesinde en iyi kalitede proteinleri içeren besinlerdir. Aynı zamanda içeriğindeki kalsiyum ile çocukların boy gelişimini sağlar. Yağlı tohumlardan olan ceviz, kahvaltılarda olması gereken içeriğindeki yağ asitleri ile beyin gelişimine yardımcı bir besindir.
Çocukların kahvaltılarında 2-3 tam ceviz tüketmesini alışkanlık haline getirmek gerekir. Pekmez, bal, fındık ezmesi veya reçel de çocukların günlük enerjilerine katkıda bulunabilecek karbonhidratlı besinlerdir. Bu gıdalar, anemi oluşumunu önler ve konsantrasyonu artırır.
Mevsimine uygun taze sebze ve meyveler günün 6 öğününe dağıtılmalıdır. Çocuklara mutlaka ekmek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Tahıllı, cevizli ve zeytinli ekmekler de çocukların büyümesine katkı sağlayan lif içeriğine sahip olup sağlıklı seçimler olarak tercih edilebilir. Çocukların ana öğünlerinde et yemesi sağlanmalıdır. Köfte, balık, etli sebze yemekleri ve kurubaklagiller protein ihtiyacı açısından beslenmede olmazsa olmazlardır.
Çoğu zaman ebeveynler çocuklarını okula gönderdikleri zaman beslenme konusunda daha rahatladıklarını düşünürler. Oysaki okula başlayan çocuğun dersleri kadar beslenmesi de ailenin denetimi altında olmalıdır. Öğün atlayıp atlamadığı, çıkan yemeklerden ne seçtiği, kantin tüketiminin olup olmadığı, arkadaşlarından etkilenip etkilenmediği, su içip içmediği gibi beslenme ile ilgili tüm ayrıntıların konuşulması gerekmektedir. Özellikle öğle yemeğini okulda alan çocuk, yemek veya çorba dışında makarna, patates veya pilav ile karın doyurmak ister ya da ara öğünlerde meyve, süt veya yoğurt alması gereken çocuklar çoğu zaman hamur işi besinler alır.
Dolayısı ile kimi zaman okul beslenmesi çocuklarda gereksiz kilo artışı olarak döner. Unutmamak gerekir ki; şişman çocuk sağlıklı anlamına gelmemektedir.
Çocuğunuzun geceleri ağır ve yağlı yemek yememesine özen gösterilmelidir. Daha hafif besinler tüketilmelidir. Özellikle fazla yağlı karbonhidratlar (Pilav, makarna, pasta, börek vb.) uyuşukluk halini artırır. Bu durum da çocuğunuzu giderek tembelleştirebilir. Bu yemeklerden mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışılmalıdır. Tüketiliyorsa da akşam saatlerine bırakılmamalıdır.
Havaların soğuması ile vücut yüzey ısımızın artması için sıvı ihtiyacımız da daha çok artmaktadır. Bu nedenle çocuklarda en az 2 litre su tüketmeleri gerekir. Enfeksiyon hastalıklarında ve ateşli hastalıklarda su doğal ilaçtır. Vücudun detoksifikasyonu; yani arındırılması için ihmal edilmemelidir. Ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu tercih edilmesi gereken sıvılardır. Gazlı, şekerli içecekler, hazır yoğunlaştırılmış şekerli meyve suları, gazozlar mümkün olduğunca az sıklıkta tüketilmelidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için ne yapmalı, nasıl beslenmeli?
E vitaminin vücut çalışmasındaki en önemli görevi antioksidan özelliğidir. En zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir. Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan “Omega-3” yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir.
Vücuda yapılacak çinko desteği fiziksel, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi iyileştirir, yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını da azaltır. En iyi kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. Diğer kaynaklar; fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagiller olarak sayılabilir.
Bal, enerji veriminin dışında karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Kahvaltıda veya çocuğunuzun okuldan eve geldiği saatte 1 dilim ekmeğe süreceğiniz 2 tatlı kaşığı bal hastalıksavar etki yapacaktır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?