Tüm çocukluk çağı kanserleri göz önüne alındığında hastalıkların yaklaşık yüzde 30’unun lösemi olduğunu görülmektedir. Bir milyon nüfuslu bir popülasyonda her yıl yeni kanser görülme sayısı 120’dir. Bunun da yüzde 30’u lösemi olacağına göre, bir milyonluk bir popülasyonda her yıl 40 çocuk lösemiye yakalanmaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin çok kapsamlı klinik bulguları olsa da bazı belirtilerden şüphelenilerek araştırma yapılmalıdır. Bu belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Bebeklerin doğumdan sonra anneden aldığı bağışıklık sistemi etkisini yaklaşık 6-8 ay sürdürmektedir. Bu dönemden sonra ise çocuk kendi bağışıklık sistemini oluşturmaya başlar. Çocukların 2 yaşa kadar bağışıklık sistemi tam oturmadığı için yılda en az 5 kez enfeksiyon geçirirler. Özellikle kreş çağındaki çocuklar çok daha sık hastalanırlar. Sık enfeksiyon geçirme durumunun yani viral enfeksiyonların kanseri tetiklediği unutulmamalıdır.
Çocukluk çağı kanserlerinin önemli sorumlularından biri olarak da D vitamini eksikliği gösterilmektedir. Erken dönemde görülen raşitizm ve buna bağlı olarak ortaya çıkan D vitamini eksikliğinin kanser üzerinde etkili olduğunu gösteren çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle uzmanların önerdiği saatlerde ve hava şartlarında çocukların mutlaka güneş görmesi gerekmektedir. Bunların yanı sıra aileden gelen bazı genetik bozukluklar ya da kanser genlerinin geçirilen enfeksiyonlar nedeniyle aktif hale gelmesi önemli etmenlerdir. Çocukluk çağı kanserleri sıklıkla 2-5 yaş ya da 5-10 yaş aralığında görülmektedir.
Lösemi, kan hücrelerinin üremesini ve fonksiyonunu etkiler. Kemik iliğinde bulunan kök hücreler olgunlaşarak eritrosit, lökosit veya trombosite dönüşür. Bu hastalıkta, lösemik hücreler (blastlar) kontrolsüz bir şekilde çoğalır ve normal kan hücrelerinin gelişimi baskılar. Normal kan hücrelerinin üretilememesi enfeksiyon, kanama gibi ciddi bulguların ortaya çıkmasına yol açar. Hastaların şikayetleri doğrultusunda tanı için kan ve kemik iliği dokusu örneği alınıp, incelenir. Genellikle basit bir kan sayımı ve kandaki hücrelerin mikroskop altında incelenmesi de tanı için yeterlidir. Ancak kesin tanı kemik iliği tetkiki olmaktadır.
Lösemiler, akut lenfoblastik ve myeloblastik lösemi olarak ikiye ayrılır. Lösemilerin yaklaşık %95’ini akut lösemiler oluşturmaktadır. Bu akut lösemilerin %85’i akut lenfoblastik ve %15’i de myeloblastik lösemidir. Bunlar içerisinde akut lenfoblastik lösemilere tedavi açısından daha olumlu cevap alınmaktadır. Ayrıca çocuklarda beklenen yaşam süresi daha uzun olduğu için erişkin kanserleri ile kıyaslandığında başarı oranlarının daha yüksek olması nedeniyle erken tanı ve tedavi büyük önem taşımaktadır.
Akut lösemi tedavisinde başarısı oranları yüzde 90’lara ulaştı
Lösemi tedavisi kemoterapi ilaçları ile yapılır. İlaçlar, löseminin tipine göre farklılık gösterebilir. Kullanılacak olan ilaçların tipi, dozu, uygulama yolu tedaviyi yapacak hekim tarafından belirlenir. Kemoterapi süresi genellikle 24 ay sürer. Bazı türlerin tedavisinde kemik iliği nakli ilk seçenekken, bazılarında sadece hastalık tekrar ederse başvurulması gereken bir yöntem olarak öne çıkar. Ülkemizde lösemi tedavisinde ulaşılan başarı oranları, gerek kemoterapi gerekse kemik iliği nakliyle dünya standartlarındadır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?