Migrenin ülkemizde en sık görülen çocuk-ergen yaş grubu başağrısı nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Dünya Başağrısı Cemiyeti Çocuk Başağrısı Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Aynur Özge, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’ya çocuklarda migren ile ilgili bilgi verdi.
Prof. Dr. Özge: Migren, ülkemizde en sık görülen çocuk-ergen yaş grubu başağrısı nedenlerinden biridir. İlköğretim çağı çocuklarda yüzde 10.4 ve ortaöğretim çağı çocuklarda yüzde 17.8 sıklıkta görülür. Migren yüzde 70’in üzerinde genetik geçişi olan bir hastalıktır.
Prof. Dr. Özge: Migrenle kadın cinsiyet hormonları arasında netleşmiş bir ilişki söz konusudur. Bu nedenle ergenlik öncesi kızlar ve erkeklerde migren görülme sıklığı birbirine yakın oranlarda iken ergenlikten sonra görülme sıklığı kızlarda daha fazla olur ve erişkin yaşta kızlar erkeklerden iki kat fazla migren oranına sahip olur.
Prof. Dr. Özge: Evet. Çocuklarda beyin gelişimi henüz tamamlanmadığı için migren sıklıkla ağrı dışı belirtilerle ortaya çıkar. Tekrarlayan ve hekimlerce başka bir nedene bağlanamayan karın ağrıları, kusma atakları, baş dönmesi ve denge bozukluğu atakları, bilinç bulanıklıkları veya epilepsi benzeri kasılmalar migrene bağlı olabilir. Keza başağrısı olduğunda ağrı erişkindeki gibi uzun sürmez, sıklıkla bir saatten kısa sürede geçer.
Erişkindeki gibi başın bir yarısını etkilemez, genellikle alında veya başın tamamında hissedilir. Erişkinden farklı olarak fiziksel hareket başağrısını çok daha olumsuz yönde etkiler. Çocuk ağrısını rahatlatmak için uzanıp hareketsiz yatmayı tercih eder.
Prof. Dr. Özge: Çocuklarda migren ataklarını tetikleyen en önemli noktalar; uyku düzeni bozukluğu, düzensiz ve sağlıksız beslenme, stres ve elektromanyetik alanlardır. Bu noktada
Prof. Dr. Özge: Başı ağrıyan ve ağrısı hareket etmek, ışıklı uyaran, sesli uyaran veya hareket eden uyaranlarla kötüleşen çocuk, doğal olarak bunlardan uzak kalmak ister. Bu da arkadaşları ile oyun oynayamayacağı, sinemaya ve eğlenceye gidemeyeceği, birlikte bilgisayar oyunları gibi ekran oyunları oynayamayacağı demek oluyor.
Prof. Dr. Özge: Migren yaşam kalitesini bozan hastalıklar içinde 8. sırada
Üstelik migrenle birlikte geçen titizlik gibi detaycılık karakteri olan genler nedeniyle bu çocuklar arkadaş seçiminde de seçicidir ve hassas davranırlar. Tüm bunlar biyopsikososyal bir hastalık olan migrenin çocuk-ergen yaş grubunda bireyin gelişimini olumsuz etkilemesine sebebiyet verir.
Başağrısının nedenini bulmak için hangi tetkikleri yaptırmak gerekir? Çocuklarda okul sorunları, aile sorunları başağrıları ile birlikte görülebilir mi, çocuğun baş ağrısının altında psikolojik nedenler yatıyor olabilir mi?
Prof. Dr. Özge: Hekimler çocuğun başağrısı öyküsü, fizik ve nörolojik muayenesi sonucunda bazı tetkikler isterler ve başağrısı tanısını kesinleştirirler. Bu tetkikler hastaya göre değişmektedir. Çocuklarda özellikle de migren tanısı alanlarda başta kaygı bozuklukları, titizlik, depresyon, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu gibi sorunlar olmak üzere pek çok psikiyatrik hastalık eş zamanlı görülebilir. Okul başta olmak üzere çevresel stres faktörleri hem başağrısı hem de eşlik eden psikiyatrik sorunları olumsuz etkiler. Ancak sanıldığının aksine psikiyatrik soruna bağlı başağrısı son derece seyrektir.
Prof. Dr. Özge: Çocuk ve ergen yaş grubunda migren atakları kısa sürdüğü için ağrı anında yapılan müdahaleler sınırlı bir öneme sahiptir. Buna karşın ağrı önleyici tedaviler hekimler ve aileler tarafından her ne kadar yeterince takdir görmüyor olsa da esas gerekli olan tedavilerdir. Burada hastanın ağrı özellikleri ve sahip olduğu ek tıbbi sorunlar gözetilerek seçilen uygun bir tedavi yönteminin en az 6 ay süreyle uygulanması ve başağrılarının gelişiminin önlenmesinden söz ediyoruz. Bu önleme tedavisi ilaçla veya ilaç dışı uygun bir yöntemle yapılabilir. Ancak her koşulda çocuğun ve ailenin yaşam şeklinde gerekli düzenlemeleri yapmak hayati önem taşır.
Prof. Dr. Özge: Çocuk ve ergenlerde ağrı kesiciler sınırlı birkaç gereksinim dışında kullanılması gerekmeyen tedavilerdir. Sık ve uygun olmayan ağrı kesicilerin kullanılması iç organlarda yaratacağı tehlike kadar çocuğun gelişmekte olan beyin şebekelerinde kalıcı hasara neden olur. Bu nedenle bilinçsiz kullanılan ağrı kesiciler ve migren ilaçlarının zararları konusunda aileler daha fazla bilgilendirilmelidir.
Prof. Dr. Özge: Aileler migren krizi geçiren çocuklarını sakin, loş ve iyi havalandırılmış bir odaya alıp, dinlendirmelidir. Çocuğa atak geçinceye kadar bir şey yedirip içirmeye kalkmamalıdır. Kusarsa sodalı ayran gibi mineral takviyesine uygun içecekler dışında beslenmeye zorlamamalıdır. Atak zaten kısa süreceği için akabinde çocuğu besleyebilirler. Bir sonraki atakta daha erken haber vermesini, bu durumda ona mide spazmını önleyen ilaçları erkenden vererek atağı daha rahat atlatmasını sağlayacaklarını öğretmelidirler.
Prof. Dr. Özge: Özellikle ergenlik öncesinde başlayan migren atakları doğru tedavi edilirse, üçte biri ergenlikten sonra geçer, üçte biri aynı şekilde devam eder ve üçte biri maalesef daha da sıklaşarak devam eder. Ancak doğru bir koruyucu tedavi tüm bu sorunlarda çocuğun beyin şebekelerinin hasarlı gelişim riskini en aza indirecektir.
Migren her yaşta bir ağrıdan çok daha fazla anlam taşıyan, sık görülen ve toplumun geleceğine sosyal ve ekonomik yükü nedeniyle daha fazla ilgiyi hak eden bir beyin hastalığıdır. Aileler çocuklarının başağrısı olduğunda bunu önemsemeli ve doğru teşhis, yaşam şekli ve koruyucu tedavi konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Böylece hem kendi çocukları ile kaliteli zaman geçirme şansını geri almış, hem de toplumun geleceği için doğru bir adım atmış olacaklar.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?